ZİLLET VATANDAŞIN SOFRASINA EL UZATTI

ZİLLET VATANDAŞIN SOFRASINA EL UZATTI

Patlıcan, biber, soğan fiyatlarındaki anormal artışların makul ve mantıklı bir sebebi yoktur. Vatandaşın doğrudan sofrası hedef alınmaktadır. Bir olağanüstülük ve ümitsizlik oluşturulmak için her yol deneniyor.

Her şeyin yolunda gitmesi, bir olağanüstülük yaşanmaması durumunda, 31 Mart seçimlerinden Cumhur ittifakının büyük bir zaferle çıkması kesindir. Yapılan ölçümler de bunu gösteriyor, meydanlar da bunu söylüyor, siyasi nabız da buna işaret ediyor. Akıl ve izan sahibi herkesin gördüğü bu gerçek, özellikle zillette büyük bir panik oluşturmuştur. Daha doğrusu zaten var olan paniği daha da arttırmıştır. Olağan şartlarda bir başarı yakalamalarının imkansızlığı, zilleti yeni olağanüstülükler aramaya zorluyor ki, tehlike de tam buradadır.

ZİLLETTE İSYAN

Zilletin lokomotifi CHP’dir. Kalbini HDP, ayaklarını İP oluşturuyor. PKK ve FETÖ bu yapının yolunu ve yönünü belirliyor. Bu yolun sonu karanlıktır, çıkmazdır ve ihanettir. Artık bu gerçeği zilletin içindeki vicdan sahibi insanlar da görmeye başlamışlardır. Hem CHP, hem İP kanadında büyük sarsıntılar, itirazlar, isyanlar ve kopmalar yaşanmaktadır. Her iki partide de genel başkanlar hedeftedir. İP’in siyaseten zaten uzatmaları oynadığını başta medya olmak üzere, toplumun bütün kesimleri görmüş ve kabullenmiştir. Onun için itirazlar, istifalar sıradanlaşmıştır ve çok ses getirmiyor. MHP’yi tellere asmak, tarihsel hüviyetini yok etmek, ahlaki ve fikri omurgasını kırmak, Ülkücüyü ülküsünden ayırmak için yapılan operasyonunun figüranı olan İP, tarihe siyasi kundakçılığın numunesi olarak şimdiden geçmiştir.

KILIÇDAROĞLU’NUN SON ŞANSI

CHP’nin durumu İP’ten farklı değildir. Tek fark, CHP’nin sosyolojik olarak daha geniş bir yelpazeyi kaplıyor olması ve siyaset eskiliğinin sağladığı avantajları kullanmasıdır. Ancak, bu durum CHP’nin ciddi bir beka sorunu haline geldiği gerçeğini değiştirmiyor. Özellikle Kemal Kılıçdaroğlu, kelimenin tam anlamıyla raydan çıkmış durumdadır. Bir taraftan koltuğunu koruma planları yapıyor, diğer taraftan kendisini genel başkan yapanlara olan borcunu, oturduğu koltuğun diyetini ödemeye ve zillete daha fazla gömülmeye uğraşıyor. 31 Mart’ın son şansı olduğunun farkında. Artık gizleyecek, arkadan dolanacak zaman kalmadı. Doğrudan, varlık sebebinin gereğini yerine getiriyor. Koskoca partide sanki başka hiç kimse kalmamış gibi, ne kadar sicili bozuk, bölücü ve yıkıcı unsurların devamı veya adamı olan isim varsa hepsini aday yaptı. PKK’lısından Marksistine, darbeci zalimlerin uzantılarından FETÖ bozuntularına kadar hepsini aday listelerine yerleştirdi. Bu hazin durum, kendi partisinde bile büyük bir isyan çıkardı. Anlaşılan giderayak, “ne kadar zillet, ne kadar ihanet başarabilirsem kardır” diyor.

OLAĞANÜSTÜLÜK ARIYORLAR

BEKA’NIN GEREĞİNİ YAPIN!
Zilleti oluşturanların bu kadar ileri gitmesi, bir başka tehlikeyi daha beraberinde getiriyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nu genel başkan yapan, İP’i siyaset sahnesine sürenler, elbette boş durmayacaklardır. Özellikle yeni olağanüstülükler oluşturmak için her yolun deneneceği bellidir. İçişleri Bakanı bomba yüklü bir araç ele geçirdiklerini açıklamıştır. Bu durum, terörü yeniden tırmandırmayı deneyeceklerini, yeni kalleşliklere, kahpeliklere yönelebileceklerini ve buna meydan vermemek için çok dikkatli olmak gerektiğini gösteriyor. Diğer taraftan yalan, iftira, karalama, fitne çıkarma gayretlerini hiç eksik etmeyeceklerdir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun her konuşmasında, her icraatında bunun vahim örneklerine şahit oluyoruz. HDP’yi yedeğine alıp, Tunç Soyer’i aday yapıyor. Diğer taraftan da milliyetçilik maskesi takıp MHP’ye laf söylüyor. Böyle bir riyakarlık, böyle bir aymazlık siyaset tarihinde görülmemiştir.

SOFRAYA EL UZATTILAR

Ekonomi üzerinden bir siyaset mühendisliği hazırlandığını aylar önce yazmıştık. Özellikle yerel seçimler öncesinde bunu yeniden deneyecekleri ve çeşitlendirecekleri anlaşılıyor. Vatandaşın doğrudan sofrası hedef alınmaktadır. Patlıcan, biber, soğan fiyatlarındaki anormal artışların makul ve mantıklı bir sebebi yoktur. Bu anormalliklerin düzeltilmesi için alınan tedbirleri boşa çıkarmak için çok sistemli bir çaba gösterildiğini hayretle izliyoruz. Bir kriz varmış ve geçim sıkıntısı başgöstermiş gibi bir algı oluşturulmak isteniyor. “Patlıcan ve kuru soğan” edebiyatı ile vatandaşta bir ümitsizlik oluşturulmak için her yol deneniyor. Bu oyunun da mutlaka bozulması gerekiyor. Nitekim, gayet yerinde tedbirler alınmış ve kasıtlı biçimde tırmandırılan fiyatları kırmak için geçilmiştir.

BELEDİYE BELAYA TESLİM EDİLEMEZ

Cumhur ittifakı bu ülkenin tek çıkış yolu, bu milletin son ümididir. Zillete belediye vermek, o yöreyi belaya teslim etmektir. Belirsizliğe, kriz ve kosa kapı aralamaktır. Kendisi bizzat beka sorunu olanların “beka sorunu yok” demeleri gayet normaldir. Ancak, bu ortadaki tehlikeyi ortadan kaldırmadığı gibi, daha da derinleştirmektedir. 31 Mart seçimleri bu yüzden önemlidir, hatta hayatidir. Ülkesiyle barışık, milletiyle bütünleşmiş, vatanıyla, bayrağıyla gurur duyan hiç kimse zillete rıza gösteremez.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ