YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Kemal Kılıçdaroğlu yine bildiğiniz gibi…

Genetiğini iyice bozduğu CHP’yi daha da bozmaya yeminli gibi… Seçim sonuçlarından hala zerre ders çıkarmadı ve anlaşılan çıkarmaya da niyeti yok. CHP Genel Başkanlığında ona öyle bir misyon yüklemişler ki o misyonu ona verenler “CHP’yi bırakıp gitme” diyor anlaşılan…

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve CHP’nin kurucusu Atatürk yaşasaydı eğer vatana hainliklerinden dolayı idam edeceği Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Merdan Yanardağ gibi adamlar, Kemal Kılıçdaroğlu için hep kurtarılması gereken kahraman gibi. Seçimlerden önce, “Cumhurbaşkanı olursam özgürlüklerine kavuşacak” dediği bu hainler için şimdi de Avrupa Birliği yolunun onlardan geçtiğini şöyle söylüyor:

“Demokrasinin yolu yani AB’nin yolu, Can Atalay, Osman Kavala, Merdan Yanardağ, Mücella Yapıcı, Tayfun Kahraman, bunlardan geçiyor bunları içeri tıktın bunları serbest bırakacak mısın o zaman kim seni alacak. Yine AB’nin yolu Selahattin Demirtaş’tan Emine Şenyaşar’dan geçiyor. Sen bunların gereğini yapacağına söz verdin mi?”

Saydığı adamların tamamı ülkeyi yakan, yıkan, insanları öldüren terörizmin destekçileri… Kılıçdaroğlu’nun savunduğu adamlar içinde bir tane hayırlı adam olmaz mı? Hayırlı adam olsalar zaten Kılıçdaroğlu’nun onlarla ne işi olur gerçi?

Kemal Kılıçdaroğlu hep PKK bağlantısı olan Demirtaş, Kavala, Yanardağ, Şenyaşar gibilere sahip çıktığına göre bu mantığından yola çıkarsak, AB’nin yolunun terörizmden mi geçtiğine inanmaktadır?

PKK’lı Demirtaş yüzlerce askerimizin, polisimizin, masum insanın azmettirici katili, Osman Kavala ise PKK/YPG/PYD toplantılarının organizatörü, Merdan Yanardağ ise terör örgütü PKK’nın gazetelerinde yöneticilik yapmış ve onbinlerce insanın katili teröristbaşı Öcalan’ın övücüsü olduğuna göre ve demokrasinin yolu bunlara sahip çıkmakla geçiyorsa, Kemal Kılıçdaroğlu demokrasi kavramını öldürene, yakana, yıkana sahip çıkan mı sanmaktadır?

Bizim bildiğimiz demokrasi, insanların huzurunu, refahını, adaletini ve güvenliğini tesis eder. Demokrasi düzeni aynı zamanda bir ülkede terörizmi destekleyenleri hukuk sistemiyle cezalandırmayı da esas kabul eder. Terörist Demirtaş bine yakın insanın ölümünde azmettirici olduğu halde ama onu serbest bırakırsak Avrupa Birliği’ne girişimize bilet olacakmış… Demokrasi demokrasi olalı bu kadar aşağılanmamıştır. Onu da yine Kemal Kılıçdaroğlu becermiştir.

Şehitlere, gazilere sahip çıkanlar değil de asker, polis katilleri, etnik bölücüler, ülke birliğini ve beraberliğini parçalamak isteyenler Avrupa Birliği’nin yolunu açacaksa batsın öyle bir Avrupa Birliği…

Böyle bir Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, Atatürk’e ve Türkiye Cumhuriyetine yaptığı kötülüklerden dolayı değil de, seçimi kaybettiği için rahatsız olan ve CHP’nin başından gitmesini isteyen CHP’liler var. Bu durum bile CHP genetiğinin nasıl bozulduğuna işarettir. Seçimden önce bir tane CHP’linin “Senin PKK’lı Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala gibilerle ne işin olur?” demediği gibi, şimdi de diyen olmayacaktır. CHP’liler bu PKK’lıları kendi içinden biri gibi görmektedir.

CHP’nin bütünü de o yüzden özgürlüğü, demokrasiyi, Avrupa Birliğini PKK’lılara el vermek, gönül vermek olarak algılıyor.

Şu CHP rayına girip, gündem olmaktan çıksa da Türkiye kendi meselelerine yoğunlaşsa artık… CHP parazitliği gerçek gündemi de gölgeliyor çünkü…