YILBAŞI GECESİ VE

ABDÜLKERİM DURMAZ

(Ramazan KARACA)

Artık 2021’in son günlerini yaşıyoruz. Birkaç gün sonra yeni yıla gireceğiz. Her yeni yıla girileceği günlere yakın bazı insanlar o geceyi nasıl geçirecekleri ile ilgili konuşmalar ve yorumlar yapar. Önceki akşam spor programında da bu konu gündeme gelince, eski Fenerbahçeli Milli oyuncu ve son zamanların gözde yorumcusu Abdülkerim Durmaz çarpıcı bir cevap verdi…

Programdaki diğer yorumcular o gece değişik yerlerde olacaklarını ifade ederken Karagümrüklü “Apo” lakaplı Abdülkerim Durmaz kardeşimiz taşı gediğine koydu ve: ”Valla benim için diğer gecelerden bir farkı yok. Ben başka akşamlarda ne yapıyorsam yine aynısını yapacağım. Evde olacağım ve çayımı yudumlayacağım” dedi. İşte bu Türkiye’de belki de çook büyük bir çoğunluğun geçirdiği bir gece örneğidir.

Gelelim o gece yaşanan eğlencelere ve rezilliklere…

Geçtiğimiz yıl pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasağının 31 Aralık 2021 yılbaşında da olup olmayacağı merak konusu haline geldi. Yılbaşında sokağa çıkma yasağı kararı, Kabine Toplantısı kararları ve İçişleri Bakanlığı’nın yürütmesi ile gerçekleşebilmektedir. Ancak konu hakkında henüz (salı öğle üzerine kadar) bir açıklama görmedim.

Tabii özellikle Taksim hep merak edilir. Çünkü geçmiş yıllardan hatırlayın; Taksim’de kutlama yapılıp yapılmayacağıyla ilgili tartışmalar gündeme gelir ve ardından açıklamalar yapılırdı. Bu yıl ne olacak daha belli değil. Taksim’de kutlamaların yapılmasına izin verilir mi bilmiyorum. Şahsi fikrim verilmese daha iyi olur. Memleketin şu anda içinde bulunduğu ortam hiç de böylesine kutlamalara uygun bir durumda değil. İzin verildiği yıllarda da zaten görüyorduk, yaşanan rezillikleri…

Aslında o yıllarda rezil görüntülerin yaşanacağı biline biline izin verilmesi de yanlış bir uygulamaydı. “Efendim özgürlük var isteyen istediği yerde yılbaşı kutlasın” söylemleri de kusura bakılmasın ama anlamsız sözlerdir. Çünkü bizim ülkemiz, hele hele bugünlerde böylesine kepazelikleri kaldıracak durumda değil. Her yönden olumsuzlukların ve de moral bozuklukların yaşandığı günümüzde, dünyanın her yerinde sıkıntılar yaşanırken, hala şehitlerimiz gelirken, yılbaşı kutlamaları adı altında rezilliklerin sergilenmesine izin verilmesi çok gereksizdir.

Bu, biraz da batı toplumlarına özenilen bir kutlama tarzından önce, yani yıllar yıllar evvel ülkemizde yılbaşılar bir başka yaşanırdı. Tabii biz sade vatandaşlar açısından söylüyorum. Bizim örf ve adetlerimizde olmamasına rağmen o geceler bir müzik eğlence coşkusu ile geçerdi. Daha çok da televizyon başında eğlenilirdi… En ünlü sanatçılar ve şov dünyasının en ünlüleri o gece televizyonlarda insanları eğlendirirdi. Ülkenin belli kesimlerinde belki dışarı çıkarak eğlenenler de vardı, ama büyük bir çoğunluk o geceyi evinde televizyon başında yaşardı. Zaten tek kanal olduğu için herkes, ertesi günlerde yılbaşı akşamı televizyonda gösterilenleri konuşurdu. Güzel günlerdi o günler. Mesela TRT’ye çıkarılmayan arabesk söyleyen, Orhan Gencebay, Ferdi Tayfur gibi sanatçılar o gece televizyona çıkarılır ve de birkaç tane şarkı söylerlerdi. Onlar ancak o gece izlenebildikleri için çok önemli olurdu o geceler… Hele güldürü sanatçılarının yaptığı skeçler… Günlerce insanlar dillerine dolardı söylediklerini…

Öylesi gecelerden, meydanlarda yapılan çılgın kutlamalara geçilmiş (Batı özentiliği) ve rezilliğin bini bir para olmuş; olaylar hiç eksik olmamıştı.

Herkes istediği gibi yılbaşını karşılayabilir , eğlenebilir ve kutlayabilir. (Kontrolü mümkün olan restoran ve gece kulüplerinde mesela) Ama kimseyi rahatsız etmeden, üzmeden, rencide etmeden ve de kimsenin burnunun kanamasına sebep olmadan yapılması şartıyla…