YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Türk milliyetçiliğinin Lideri Sayın Devlet Bahçeli, 25 yıl önce Ülkü Ocakları’nın bir programında “Ayaklarınız yerden kesilmemek şartıyla parmaklarınızın ucuyla yıldızlara ulaşabilmelisiniz. İmanlı, ahlaklı, ülkü sahibi gençler olmalısınız. 21.yüzyılda lider Türkiye’nin mimarları olacaksınız. Ülkü Ocakları yaşatılmalı çünkü Ülkü Ocakları hepimizin yetiştiği kutsal bir Ocak’tır.” sözleriyle Ülkücü-Türk gençliğe vizyon aşılıyor ve Ülkü Ocakları’nın kutsallığını vurguluyordu. Ülkü Ocakları, milyonlarca Türk gencine vatan, bayrak, millet, din, bilim, ilim, doğa, kültür, edebiyat, spor sevdasını ve şuurunu aşılamak için hiç ara vermeden çalışmalarına devam etmektedir.

Bu manada birçok faaliyete imza atan ve projeleri hayata geçiren Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın, bugün gazetemizde Bahadır Çoban ile gerçekleştirdiği röportaj zaten neler yapıldığını ve Ülkü Ocakları’nın çalışmalarının hangi çizgide ilerlediğini gösteren bir delil niteliği taşımaktadır. Ülkü Ocakları, Lider Devlet Bahçeli’nin yıllar önce ve devamlı surette işaret ettiği çizgide Türk milletine dün de olduğu gibi yarınlarında da hizmet edecektir.

11 ilimizi yıkıma uğratan Kahramanmaraş merkezli/ asrın depreminde, Ülkü Ocakları’nın enkaz altında kalan insanlarımızı kurtarma çalışmaları ve kurtarılan insanlarımıza çadır kurma, ısınma ve yiyecek ihtiyaçlarını karşılama adına başlattığı seferberlik, cansiperane gayretler Türk milletinin gönlünde bir kez daha taht kurması ve her kesimin takdirini kazanması, hafızalarda tazeliğini korumaktadır. Deprem bölgesinde nereye dönseler Ülkü Ocaklarına mensup gençlerin yürekleri ısıtan manzarası vardı.

Ülkü Ocakları, keza orman yangınlarında, sel gibi felaketlerde de bölgeye, vatandaşımıza, doğaya, hayvanlara yardım etmeye ilk koşan büyük bir gençlik teşkilatı olmuştur.

Yanan ormanlarımızı yeniden yeşillendirmek için milyonlarca ağaç diken, “Çevrecilik milliyetçiliktir” anlayışında orman, deniz, tarihi-dini mekânlarda temizlik yapan Ülkü Ocakları, “Baş koymuşum Türkiye’min yoluna/Düzlüğüne yokuşuna ölürüm/Asırlardır kır atımı suladım/ Irmağının akışına ölürüm Türkiye’m” dizelerini de bir nevi uygulamalı yaşatandır.

Ülkü Ocakları, Türk milletinin özünü korumaya çalışan bir mekanizma işlevinde ve toplumun ihtiyaç duyduğu her yerde çalışmalarıyla bulunduğu yere imzasını atmaktadır.

Dünyada gıda kıtlığının ciddi boyutlara ulaştığı bu zamanda Ülkü Ocakları’nın, özellikle şehirlerde, balkon, teras ve bahçe gibi değerlendirilebilir alanlarda herkesin kendi sebze ve meyvesini yetiştirmesini ve bunun da sürdürülebilir olmasını sağlayan Permakültür projesini hayata geçirmesi de alkışı hak eden bir faaliyeti olmuştur. Özellikle, özendirmek için dış ambalajı tarihi görsellikte hazırlanan kutuların içinde hediye verilen toprak ve tohumlarda çocuklar için eğlenceli bir uğraş olmaktadır. 6 yaşındaki kızım Güntülü ve 3 yaşındaki oğlum Efebey, şimdi Ülkü Ocakları’nın Permakültür projesi olarak hediye ettiği o kutularda çilek ve tere yetiştirmeyi eğlenceli şekilde sürdürmektedir.

Ülkü Ocakları, sosyal ve toplumsal dokunuşlarla Türk milletinin ve gençliğinin güven yuvası olmayı sürdürmektedir.

“Yıldızları hedef almak” vizyonunda tüm faaliyetlerini Türk milletinin geleceğini ve varlığını düşünerek hayata geçiren Ülkü Ocakları, her Türk gencinin mutlaka mensubu olması gereken bir yapılanmadır.

“Yaşasın Ülkü Ocakları” diye andığımız bu yapı, Türk milleti için yaşayanların kutsal ocağıdır. Ne mutlu yaşay