YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Geçtiğimiz gün Batı Trakya Türklerinin lideri Sadık Ahmet’in vefatının 28. yıl dönümüydü. Sadık Ahmet’i, 28 yıl önce şüpheli bir trafik kazasında kaybetmiştik. Sadık Ahmet’in ömrü, Batı Trakya Türklerinin hakkını, hukukunu, kimliğini korumakla, savunmakla geçmiş bir doktordu. Bu uğurda da çok çileler çekmişti. Tutuklanmadan önce bir mahkeme esnasında “Sadece Türk olduğum için hapse götürülüyorum. Eğer Türk olmak suçsa, şunu tekrarlıyorum: Türk’üm ve öyle kalacağım.” diye haykırmış birisiydi. Geçirdiği trafik kazasını şüpheli kılan da bu mücadelesiydi zaten.

Ölüm yıl dönümü dolasıyla geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir videosuna denk geldim. Dr. Sadık Ahmet, mahkeme önünde toplanan coşkuluyu kalabalığa hitaben “Bu akıllı adamlar içeride bizim ırkımızı inkâr etmek istiyorlar. Bizim ırkımızı inkâr ettirecek adam yok” diye haykırırken, mahkeme önünde toplanan on binlerce kişi hep bir ağızdan “Türk’üz! Türk’üz! Türk’üz!” diye yeri göğü inletiyordu. Duygulanmamak elde değil, gözyaşlarıma hakim olamadım. Hüseyin Nihal Atsız’ın şiirindeki “Bin cihana değişmemŞu öksüz Türk’lüğümü…” sözleri aklıma geldi.

Toprağı işgal edilmiş, toprağından sürülmüş Doğu Türkistanlılar aklıma geldi, Irak ve Suriye’deki Türkmenler aklıma geldi. “Karabağ 30 yıldır kanayan yaramız şükür dindi” diye düşündüm ve geleceğe dair umutlarım yeşerdi… Türk Dünyasını oluşturan devletlerin Türk Devletleri Teşkilatı” adı altında toplanarak son yıllarda sergilediği birlik ve beraberlik sayesinde çilesi bitmeyen Türklere elbette büyük bir güven ve umut olmuştur.

Dr. Sadık Ahmet’in mücadele verdiği dönemlere ait baskı, zulüm, asimilasyon günümüzde azalmıştır. Türkiye’nin uluslararası arenada güçlü bir konuma gelmesi de bunda büyük bir etkendir. Bugün Batı Trakya’da soydaşlarımız geçmişe göre daha rahattır ama Yunanistan hala değişmez genetiğini korumaktadır. Batı Trakya Türklerinin kimliğini, Dr. Sadık Ahmet’in verdiği “Haklarımızı bir gün mutlaka alacağız. Türk kalacağız.” mücadelesi korumuştur. O yüzden verdiği mücadeledeki hakkı asla inkâr edilemez. Onun mücadele ruhu Türk Dünyasının her köşesinde sahiplenilmelidir.

Türk Dünyası coğrafyasında tarih her zaman Türklüğe sadık yiğitlerini çıkarmış ve hepsinin adı da tarihe altın harflerle yazılmıştır. Türk ırkını yok sayanlar, hor görenler karşısında, Dr. Sadık Ahmet gibi hepsi de her türlü çile karşısında mücadelesini vermiştir. Şüpheli bir trafik kazasında yitirdiğimiz Dr. Sadık Ahmet’in ismi ve mücadelesi her daim yaşatılmalıdır. Asıl böyle mücadele erlerini unutursak tükeniriz.

30-40 yıl önce Türklüğü silmek isteyenler karşısında, on binlerin “Türk’üz! Türk’üz! Türk’üz!” diye haykırmasına önderlik eden Dr. Sadık Ahmet’i unutmak mümkün mü?

Onun unutulmaması ve yad edilmesi için verilen çabalar adına bir müjdeyi size buradan duyurmak istiyorum.

Değerli işadamı aynı zamanda MHP MYK üyesi olan M.Cüneyt Göz’ün yapımcılığını MCG FİLM olarak  üstlendiği, Sadık Ahmet’in Batı Trakya Türklerinin hak ve özgürlükleri adına verdiği mücadele dolu hayatını anlatan “Sadık Ahmet” isimli sinema filmi, 5 Ocak 2024 tarihinde vizyonda olacaktır. Şimdiden herkesin film gününü not alması bir vazife olmalıdır. Milli şuura katkı sağlayacak bu tür filmleri her yaştan kişinin izlemesi yanında, özellikle Türk gençlerine izlettirilmesi, Sadık Ahmet’in Türklük şuuruyla verdiği mücadele ruhundan bir parçayı gençlerimize aşılamak adına bir adım olacaktır. Türklüğe SADIK kalanlara selam olsun.