YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Gerek Türkiye’de yaşayan Suriyeli sığınmacıların vatanına dönmesi gerek güvenli bölge oluşturmak için gerekse terör örgütü YPG ile yapılacak mücadele adına, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile diyalogların normalleşmesini çok önemsiyorum. Çünkü Türkiye’nin çözüme kavuşturmaya çalıştığı Suriyeli sığınmacılar ve mücadele ettiği terör örgütü YPG konusunda Suriye’nin Türkiye’ye yardım etmek adına atacağı adımlarda etkili olacaktır.

Çok iyi seviyeye geldikten sonra, ABD parmağıyla ortaya çıkan Suriye’deki iç savaştan dolayı tekrar bozulan Suriye-Türkiye ilişkileri, uzun yıllardır bozuk durumdaydı ama son bir senede en azından tekrar düzeltmek için adımlar atılması bir umut olmuştur. Başkanlar düzeyinde olmasa da geçtiğimiz yıl Dışişleri Bakanı ile istihbarat düzeyinde görüşülmüş olması önemli gelişmedir. Bu durumun terör ve sığınmacı meselesinin çözümü adına üst seviyelere taşınması gerekmektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Suudi Arabistan ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı’nda yaptığı açıklamada “Bizim Suriye’yle kapıyı kapama gibi bir durumumuz söz konusu değil. Kapı açık. Biz Beşar Esed ile görüşme noktasında kapalı değiliz, görüşürüz. Bütün mesele, onların bize yaklaşım tarzı önemli” cümlelerini kullanması, Türkiye tarafının hazır olduğunu ama Suriye tarafının yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Şu anda tabii Suriye’de Esed, maalesef Türkiye’nin Kuzey Suriye’den çıkmasını istiyor. Böyle bir şey olamaz” cümlelerinden anlaşılacağı üzere hazır olmadığını gösteriyor.

Beşar Esad yönetimi, terör örgütü YPG ile mücadele eden Türkiye’yi Suriye sınırları içinde istemiyor ama ilginçtir ABD’nin silahla besleyip, Suriye’yi bölmesi için kullandığı YPG’ye göz yumuyor. Hem de Suriye üzerinde birçok yeri işgal ettiği halde… Kendini parçalamaya çalışan YPG’ye tolerans gösteren ama kendisinin yapması gereken mücadeleyi Türkiye’nin yapmasına rağmen bu durumdan rahatsız olan anlayışın, sağlıklı bir çözüme ulaşması mümkün değildir.

Geçmişte Türkiye-Suriye arasında çok yanlış politikalar oldu. Özellikle Ahmet Davutoğlu’nun aklıyla hareket etmenin faturası Türkiye’ye oldukça ağır yük getirdi ama artık önümüze bakmak durumundayız. Türkiye’nin şu an için uzattığı müspet eli, Suriye’nin havada bırakmaması lazımdır. Aksi halde hem Türkiye’nin, hem Suriye’nin demografik yapısının bozulmasının bedelini iki devlette gelecek yıllarda öder.

Bu sebeple ne Suriye’nin ne Türkiye’nin ağırdan alacağı bir zamanda değiliz. Türkiye ve Suriye’nin yükünün hafiflemesi, ABD’nin YPG eliyle Suriye ve Türkiye üzerinde yaptığı planların bozulması için bu işbirliği sisteminin acil kurulması gerekmektedir.

Türkiye’nin Kuzey Suriye’den çıkmasını isteyen Beşar Esad’ın, Türkiye’nin fedakârca yaptığı terörle mücadeleyi görmesi lazımdır. Hatta kendi cephesinden de YPG temizliğine başlayarak Suriye topraklarından ABD beslemesi bu terör örgütünü atması lazımdır. Türkiye Suriye’de işgal zihniyeti için değil, terörle mücadele yaparak güvenli bölge oluşturma adına vardır. Türk Ordusu’nun kontrolü altındaki her bölgede de huzur ve güven vardır. Türkiye-Suriye işbirliği bu alanı çok genişletebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına baktığımızda Türkiye’nin, Suriye’den beklentisi budur. Türkiye ve Suriye arasında gerçekleştirilecek normalleşme, çözümü hızlandıracaktır.