Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.” Şeklinde çok anlamlı bir sözü vardır. Bugünlerde bu sözü spor camiası içinde çok arar olduk. Özellikle futbol alanında adım adım kaos zemini oluşturulmaktadır. Bu gidiş durdurulmazsa toplumda büyük çatışmalar meydana gelecektir. Fenerbahçe-Trabzonspor maçında çıkan olaylar bu kaygılarımızda nasıl haklı olduğumuzu çok net göstermektedir. Sahaya futbolculara saldırmak için inen taraftarlar, taraftarlara yumrukla, tekmeyle vuran futbolcular, bu alanda ciddi problemlerin olduğunu göstermektedir.

Bu sene şampiyonluk mücadelesi Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçmektedir. Haftalardır her iki kulüp yöneticilerinin birbirlerine yaptığı açıklamalar karşılıklı taraftar gruplarını germektedir. Hakemlerinde haftalardır her iki takımın aleyhinde ve lehinde verdiği maç sonucunu etkileyen kararları da toplum içinde çok büyük etken halinde olan taraftarları adeta barut fıçısına dönüştürmüştür.

Türkiye Futbol Federasyonu bu süreçte oldukça basiretsiz, aciz kalmaktadır. Hakem hataları bitmesi gerekirken maalesef sürekli artmaktadır. Futbol kulüpleri birbirini terör örgütü FETÖ ilişkileri üzerinden vurarak ve böylelikle taraftarlarını da tahrik ederek kaosu derinleştirirken, TFF bunların önüne bir türlü geçecek otoriteyi kuramamıştır. Bu gidişat durdurulmazsa yarınlarda ciddi toplumsal olaylar yaşayacağız.

Bu dönem gerçekten Galatasaray ve Fenerbahçe taraftarları şampiyonluğa çok şartlanmış bir vaziyettedir. En ufak bir eylem ve söylem karşılıklı kavgayı körüklemektedir. Bu durum hem saha içine hem de saha dışına yansımaktadır. Bu gerginlik toplumun her kesimini etkilemektedir. Taraftar dışarı da kavga ederken, futbolcularda saha içinde yangının üzerine benzin dökmektedir.

Fenerbahçe-Trabzonspor maçında çıkan olaylar inanın büyük bir felaketten döndüğümüzün manzarasıdır. Oradaki kıvılcım Trabzon şehrini sarsaydı, Allah göstermesin belki de ne acılar ortaya çıkacaktı? Çünkü ortaya çıkan tahrik, taciz ve provakasyon videoları bir kıvılcımın büyük yangına döneceğini göstermiştir.

Tarihimizin bunun acı örnekleriyle doludur. 17 Eylül 1967’de Kayseri’de oynanan Kayserispor-Sivasspor 2. Lig maçında çıkan olaylarda 43 insanımızın hayatını kaybetmesi de buna en acı örnektir.

Allah’tan Trabzon’daki olaylar kimsenin canına bir şey olmadan ucuz atlatılmıştır. TFF artık otoritesini göstererek gerginlik yaratan spor kulüpleri dizginlemelidir. Hakemlere ve futbolculara ciddi bir ayar vermelidir.

Sporun kardeşlik, birlik temelinde bir rekabet olduğu gösterilmezse, bu dönem spor sahalarında kan akacaktır. Kardeşin kardeşe kıyacağı bir çağı herkes önlemelidir. Son sözüm şudur ki; İyi oynayan kazansın ve spora kötülük sokan herkes en ağır bir şekilde cezalandırılsın.