Sanatçılar!(Ahmet ŞAFAK)

Sıtkı Şeremetli

Sanatçılar!

(Ahmet ŞAFAK)

Şekspir önce İngiliz’dir.

Victor Hügo Fransız’dır.

Dostoyevski Rus’tur.

Chopin,”Polonez” eserini Polonya milliyetçiliğini canlandırmak için yazmıştır.

Elvis Presley,Nixson’dan FBI ajanı olmak için talepte bulunmuş.

Amerika’nın en çok satan kitaplarından biri olan “ Çavdar Tarlasında Çocuklar”ı yazan Salinger,bir savaş kahramanıdır.

Sanatçı ülkesinin hassasiyetinden bağımsız değildir.

Ve sanat ille de “ sanatçı muhalif olur “ saçmalığı ile baskı altına alınamaz.

Sanatçı devletinin bekasına duyarsız olabilir mi?

Devletin bekası sadece devlet görevlilerinin,siyasilerin sorumluluğundadır diyerek “ağrısız başım “ mı demelidir?

Sanatçı insan,vatandaş ve millet dediğimiz kollektif vicdanın parçası değil midir?

Bizde eskiden iyi sanatçı olmak için İmralı cezaevine gidip Yılmaz Güney’i ziyaret etmek yeterliydi.

Bugün,bir adayın açtığı başlığa sosyal medyada adını koymak şart oldu.

Ekrem İmamoğlu bir paylaşımında,” haddini bilmesi gereken siyasilerdir,bizleriz ;sanatçılar,akademisyenler,iş insanları değil,” diyor.

Bu anlayış sanatçıya saygı gösteren bir anlayış değildir,aksine sanatçıyı pür özgürlükle ilişkilendirip aslında sanatçıdır,ne söylese yeridir anlamınca sorumluluk iradesinden uzak değerlendirmeye tabi tutmaktır.

Sanatçılık bir bohem takıntı mıdır?

Bundan aylarca önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Afrin’e Mehmetçik’i ziyarete giden sanatçılar için,” Reziller ! “ tabirini kullanmıştı ; CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu,” sanatçı haddini bilmek zorunda değil,” diyerek “sanatçı güzellemesi “ yapıyor.

Hangi söze  itibar edelim?

Yoksa kahraman Mehmetçik’i sınır karakolunda ziyaret etmek yanlış CHP’yi desteklemek mi doğru kabul ediliyor?!!

Kabul etmeli ki sol karakterli kültürel lobi sanat dünyasına öteden beri ayar verme yeteneğine sahiptir.Bunda sağ iktidarların mühendis yaklaşımlarının tersinden etkisi göz ardı edilemez.

Ekrem İmamoğlu’nun çağrısına katılarak siyasi araca dönüşen sanat dünyamız ne yazıkki kırk yıldır hükmünü sürdüren terör belasına karşı en ufak bir tepki göstermemiştir.

Bir şehit ailesinin evine gidip,başlarını omuzlarına koyup,” başımız sağ olsun,o bizim de kardeşimiz,evladımızdı,daima yanınızdayım,” dememişlerdir?!

Mehmetçik’in hatırasını yaşatmak için söyledikleri bir şarkıyı hatırlayan var mı? Söylediler de biz mi duymadık? Film yaptılar da biz mi görmedik?

Ülkenin bekası sadece siyasetçinin işi midir?

O zaman Salinger,niye ikinci dünya savaşına katıldı?

Elvis Presley’i geren neydi?

Amerika’sı,Avrupa’sı,İsrail’i daha pek çok nifak merkezi Türkiye’nin iç işlerine böylesine kafayı takmış ve demokrasi havarisi kesilmişken bir sanatçı durun bakalım size ne oluyor? Dememeli mi?

İşte bu masum tavır aslında beka sorununa karşı doğal vatandaşlık tepkisidir.

Sanatçı haddini de bilir,had de bildirir.

Çünkü vatandaştır.

Mehmetçik,vatandaş sorumluluğuyla askere gidip şehit olurken sanatçı bohem bir sorumsuzlukla sadece şöhret oluyor ve siyasiler de oy kaygısıyla pohpohluyorsa görünürde ciddi bir vicdani erozyon var demektir.

Bize kalan üzülmektir.

Ve bir de vatandaş sorumluluğuyla bildiğimiz ve inandığımız yolda yürümektir.

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ