YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Gazeteci, sunucu ve haber muhabiri olan Fulya Öztürk’ü, hep aksiyonu, acısı, etkisi yüksek olayların olduğu yerlerden yaptığı özel programlarla ve haberlerle tanıdık. Bir bakmışsınız Azerbaycan- Ermenistan savaşının tam ortasında, bir bakmışsınız terör bölgesinin yüksek dağlarında Mehmetçiğin yanında, bir bakmışsınız deprem bölgesinde, bir bakmışsınız sel bölgesinde milletin vicdanında yer bulan sunumlarıyla ve halkın içinden ve kendinden gibi gördüğü davranışlarıyla adeta “Bizim Fulya” olarak sahiplendiği birisi olmuştur.

Fulya Öztürk, bugünlerde Umre ziyaretine dair paylaştığı bir fotoğraf sonrası tekrar gündemde… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Körfez turunu izleyen gazeteciler arasında yer alan gazeteci Fulya Öztürk, fırsat bulduğu bir zaman diliminde Umre ziyareti yaptı ve bunu da başörtülü bir fotoğrafını paylaşarak herkese duyurdu. İşte linç o saatten sonra başladı. “Milletin parasıyla/vergileriyle bedavaya Umre yaptın” tarzı ifadelere maruz kalan ve hedef gösterilen Fulya Öztürk’e yönelik sözlü linçler hala devam ediyor.

Fulya Öztürk, Umre’ye gidişine dair başlayan tartışmaların içinde olan birisine verdiği cevapta “Gece 2.30’da gittim, yüreğimden geldi. Otelde uyumak istemedim; kalktım, gittim. Kimseye zararım yok, kimsenin parasıyla gitmedim.” şeklinde durumu izah etmeye çalışıyordu. Ama karşı mahalle konumuna geçerek saldıran linçci tayfa için bu açıklamaların bir hükmü olmadı. Onu başörtülü gördüler ya zaten kırmızı görmüş boğaya çoktan dönmüşlerdi. “Milletin parası, bizim vergimiz” şeklinde başlayan tahrik çabalarına da kendi öfke nöbetlerine taraftar bulmak için giriştiler.

Fulya Öztürk’ü barda, gazinoda eğlenirken görselerdi asla bu tepkiyi vermezlerdi. Fulya Öztürk gönlündeki maneviyat güzergâhına uğramış ve bu onlara büyük dert olmuş. Çalıştığı kurum Kendisinin, konaklama başta olmak üzere seyahatte yaptığı tüm masraflarını CNN TÜRK karşıladı.” dediği halde Fulya Öztürk’ün Umre ziyaretini iktidar üzerinden polemik haline getirmeye çalışıyorlar. Linç kodlarını çözerseniz zaten meseledeki niyet çok net anlaşılır. Mesele eğer “Milletin parası/vergisi” olsaydı İBB sözcüsü Murat Ongun’un 500 bin TL’yi aşan İsveç tatili ve benzerleri durumlarda aynı çevreler nazarında eleştiriye maruz kalırdı. Ama yok… Öyle olmadı.

Konu başörtülü bir fotoğraf ve Umre ziyareti olunca sosyal medyada darağaçları kuruldu.

Milletin malı da vergisi de önemlidir ve milletin menfaatine kullanılmalıdır ama onların niyeti bu önemi korumak ve kollamak adına değildir. Onların derdi, linç kodlarının tetiklediği bilinçaltlarının dışavurumudur.

Niyetleri halishane değil, şeytanidir. Bu durumda kendini çok net göstermektedir. Toplumun acısında, üzüntüsünde, mücadelesinde hep Türk milletinin duygu ve düşüncelerine tercüman olan haber sunumlarına imza atan Fulya Öztürk gibi habercileri linç etmenin bu topluma bir getirisi olmaz aksine kaliteli haberciliği üretenlerin şevki, azmi kırılmış olur.

Savaşın sürdüğü geçtiğimiz yıllarda Ermenistan’ın, Azerbaycan’daki ikinci büyük kent Gence’yi, balistik füzelerle vurduğu saldırıda bölgeden haber sunan CNN Türk muhabiri Fulya Öztürk’ün “Küçücük bir bebek çıktı. Yüzü kanlar içindeydi. Cansız bedenine elim değdi. Kanım dondu, cidden nasıl hala durabiliyor insanlar. O kadar kötüydü ki” cümlelerini kurarken Azerbaycan balası için içten ve gerçek üzüntüsünü yansıttığı yüz ifadesi hafızamızda hep yerini korumaktadır. Çalıştığı kurum tarafından ödeneği karşılanmış ve kaliteli habercilik adına çalışmalarından halkın memnun olduğu Fulya Öztürk’ün haberciliği milletten alkışını almaktadır. Gerisi fuzuli…