YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

İsrail’i yöneten kişilerde insanlık duyguları olmadığı gibi zekâ düzeylerinin de hiç oluşmadığı anlaşılıyor. Kan dökmeye şartlandırılmış robot gibiler.

İsrail’in BM temsilcisinin konuşması geçtiğimiz gün dünya medyasına haber oldu. Beyni alınmış İsrail temsilcisi diyor ki: “Çocukları ve kadınları neden bombalayıp öldürdüğümüzü bilmek istiyor musunuz? İşte bu taş yüzünden. Her gün bize bu taşlardan atıyorlar. Siz olsanız ne yapardınız?”

Bu beyinsizler, bu zekâ düzeyinde çocukları öldürüyor işte…

Filistinli çocuklar taş atıyormuş, İsrail denen çocuk katili de o yüzden 18 günde 12 bin ton bomba kullanmış ve kilometrekareye 33 ton bomba atmış…

Alçak İsrail, sivillerin ve çocukların üzerine bomba yağdırıyor. Bu da yetmiyor ‘Hastanelerde tedavi edilir ve kurtarılır’ diye bu seferde hastanelere bomba yağdırıyor. İsrail, Filistinli mazlumların, sivillerin yaşamasını şansa bırakmıyor yani…

İsrail’in BM temsilcisi beyinsiz de toplantıda kürsünün altından parke taş çıkarıyor ve “Bu taşı attıkları için öldürüyoruz” diyebiliyor. Bir ülkenin temsilcisi de çıkıp “Senin beynine tüküreyim” dedi mi bilmiyorum. İşte bunlar hem bu kadar beyinsiz hem de bu kadar gaddar.

Eli Cohen isimli İsrail Dışişleri Bakanı denen yüzsüz de erkek, kadın ve çocukların hedef alınmadığını ifade ederek “Sadece Hamas teröristlerini hedef alıyoruz.”  demiş… Gazze’de ölenlerin %40’ı çocuk iken bu yüzsüzlüğü yapabiliyor işte.

İşgal ettiğin Filistin topraklarında Hamas’ın saldırısına uğramışsın eli silahlı olan Hamas’la mücadeleni yapsana. Ey ruh hastası İsrail, annesinin karnındaki bebeklerden, yeni doğmuş bebeklerden, küçücük çocuklardan ne istiyorsun? O çocuklarda mı taş atıyor? O gösterdiğin taş zaten bir çocuk ağırlığında… Nasıl kaldırıp sana atsın?  Savaşın da bir namusu, şerefi vardır. Ama siz siviller ve masum çocuklar üzerinde her türlü namussuzluğu, şerefsizliği sergiliyorsunuz.

Elbet bir gün gelecek bu vahşetlerinizin, zulümlerinizin hesabını bir bir vereceksiniz. O öldürdüğünüz çocukların ahı elbette bir gün size çok büyük bir darbe vuracaktır. Dünyadaki zalimlerin, zulüm yapanların sonuna bir bakın. Rahat ölen yok, hesabı vermeden giden yok… “Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var” bunu bir gün anlayacaksınız. Gün gelecek Netanyahu ve türevleri dünyanın gözü önünde bu zalimliğin bedelini ödeyecektir.

Geçen hafta, Ermenistan işgalinden kurtulan Karabağ’dan bir manzara vardı. 30 yıl önce Karabağ’da Türklere zulüm edenler, çoluk çocuk, kadın, yaşlı genç demeden öldürenler mahkemelerde aciz, zavallı bir şekilde ağlayarak hesap veriyordu. İşgalin ve zulümlerin karşısında 70 yıl darbe yememiş olabilirsin ama bir gün darbeni yediğinde senin kurtaranın olmayacaktır İsrail!

Vereceğin hesap için geri sayım başlamıştır.

Bir gün muhakkak, bir gün elbet…

“Sanma bu tekerlek kalır tümsekte! Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir! Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!”

O öldürdüğünüz masum çocukların hesabı sorulacaktır.

Çocukları taş attığı için öldürdüğünü söyleyen ve 18 günde üzerlerine 12 bin ton bomba yağdırmış sırtlan İsrail, bu hesaptan kaçısın olmayacaktır.