“İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN” (Ramazan KARACA)

Sıtkı Şeremetli

“İNSANI YAŞAT Kİ
DEVLET YAŞASIN”
(Ramazan KARACA)
Başlıktaki ünlü söz hepimizin bildiği gibi Şeyh Edebali’ye ait. Çok büyük anlam yüklü ve aradan yıllar geçmiş olsa bile önemini zerre kaybetmemiş bir söz. Üzerine yıllar içinde uzun uzun değerlendirmeler yapılmış ve anlamını idrak etmiş, kudret sahipleri tarafından uygulanmış bir söz.
Geçtiğimiz yıllarda Şeyh Edebali’nin türbesini ziyaret ettiğimizde bu sözün güzel bir şekilde bir platforma yazıldığını görmüştüm.
Böylesi maneviyat yüklü yerlere ziyaretler ve o büyük şahsiyetlerin zamanında yaptıkları ve söylediklerini tekraren hatırlamak insana iyi geliyor. Çünkü günlük yaşam gailesi içinde öylesine anlamlı durumları atlıyoruz ki, sonra bir bakıyoruz, ömrümüz geçip gitmiş.
Bu ziyaretlerimizde birçok yerde fotoğraf çektirdik ama ben Edebali’nin bu sözünün yazılı olduğu platform önünde de bir fotoğraf çektirmiştim. Tam da bu günlerde birçok sıkıntı yaşadığımız anlarda bu sözün değerini iyi bilmemiz gerektiğini düşündüm. “Devletin yaşatılması” olgusu olmazsa olmazımızdır. Devlet varsa ve biz üzerinde bağımsız olarak bayrağımızı dalgalandırabiliyorsak; insanca yaşayabiliriz. Biz insanlar varsak ve de yaşayabiliyorsak işte o zaman da “Devlet” var olacaktır.
İnsanımızın var olabilmesi, ona en iyi yatırımı yapabilmek ve onun varlığını devam ettirecek olan gerekli donanımları sağlayabilmekle mümkün olacaktır. Bunu sağlaması gereken kurum elbette ki “Devlet”tir. Ama bunun icraatını yapacak olan da yine insandır, yani bizleriz. Devleti kim temsil ediyor? “Biz”. Biz kimiz? “Devlet”… Yani; her şey bizde bitiyor. Her şey, bizi yetiştiren başta ailemiz, öğretmenlerimiz ve sonra bizi yönetenlerin elinde. Bütün mesele bu kişilerin, bizi yaşatabilme sorumluluğunun bilincinde olarak gereğini yerine getirme çabalarını üst düzeyde tutmalarıdır. Şeyh Edebali’nin sözü, devletin insanlar için olduğunun bilinmesi gerektiğini destekleyen bir sözdür. Şöyle tarihimizi bir yokladığımızda bu sözün gereklerini yerine getiren birçok devlet adamı olduğunu ve bunun neticesinde de nelerin olup, nelerin olmadığını görebiliriz…
Devletin yaşatılabilmesi için her ferdin üzerine düşeni yerine getirmesi gerektiğini artık söylemeye bile gerek yok. Her şeye “Ben” diye başlamaktan artık kurtulmamız lazım. Bu ülke 80 milyonsa ve her birimizin her karış toprağında hakkı varsa, kimse öncelikli değildir. Olmamalıdır da… Öncelikli olmaya çalışanlar da bilsinler ki, onlar da kayıptadır. Gün gelir, o sağladıkları önceliklerin acısı çıkar ve tarih göstermiştir ki, hep çıkmıştır.
Bütün bunların üzerine söylenecek, yazılacak çok şey var, herkesin takkesini önüne alıp düşünmesi gerekiyor. Başta tarihimizdeki bu değerli şahsiyetler olmak üzere, tecrübe sahibi olanların, tarihin tekerrür etmemesi için söylediklerini, yazılmış tavsiyelerini dikkate almak gerekiyor…
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ