CHP ve İP arasındaki HDP kavgası “Cinayeti kör kayıkçı gördü” analizine muhatap olacak bir durumdur. Çünkü iki gözü de görenin böyle bir sanal kavgayı görmemesi mümkün değildir. CHP ve İP’in 16 Nisan referandumunda HDP ile “Hayır” birlikteliği yaptığı halde “HDP aramızda yok” rolü oynaması gibi… Hatta bazı gerzekler “HDP referandumda Cumhur ittifakını destekliyor” propagandası yaptı. CHP’nin yurt içi ve dışında HDP ile beraber “Hayır” propagandası yaptığı programlara rağmen, Kandil’in, HDP’nin yaptığı açıklamalara rağmen bunu yapabildiler.

Gün geldi Kemal Kılıçdaroğlu HDP ile birlikte sözde “Adalet” arayan yürüyüş yaptı. Bu yürüyüşe Meral Akşener “Kemal Kılıçdaroğlu Adalet için yürüyor. Allah gücüne güç katsın. Dualarım onunla” dedi. HDP ile kol kola yürümesinden asla rahatsız olmadı.

Yalnız benim anlamadığım Meral Akşener İP’i kurduğu aylarda “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum” açıklaması yapmıştı. Ama 2018 seçimlerine CHP ittifakıyla girdi. Bu ittifakla girmese partisi barajı dahi aşamıyordu.

Gün geldi “HDP ile Anayasa taslakları hazırlanıyor” iddiaları ortaya atıldı. Kemal Kılıçdaroğlu gelen tepkiler üzerine “Böyle bir anayasa çalışması yok. Kamuoyunda tartışılıyor, ben de hayretle izliyorum. Biz bir anayasa konusunda çalışma yapacak olursak, başvuracağım ilk parti İYİ Parti, Sayın Meral Akşener’dir. Onun görüşlerini almak olacaktır”  inkârına başvurdu. Meral Akşener’de HDP ile Anayasa Taslağı hazırladıklarını inkâr etti. Oysa Kemal Kılıçdaroğlu daha önce “Biz daha önceden yani seçimler daha gündemde yokken Millet İttifakı’nı oluşturan partiler olarak bir araya geldik zaten. Bir anayasa değişikliği için neler yapabiliriz diye ilkeler belirlendi ve o komisyonun başkanlığı da Sayın Kaboğlu yapıyordu. İbrahim Kaboğlu bir anayasa hukukçusu. Sayın Kaboğlu dört partinin (CHP, HDP, İP, SP) anayasa değişikliğinde ilkeler üzerinde bir anlaşma metni hazırlandı”  açıklamasını yapmıştı.

Peki, Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener inkâr ederken komisyon başkanı olarak bizzat Kılıçdaroğlu’nun adını verdiği Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu televizyon ekranlarına bağlanarak “Bu konu 2018’in ocak ve nisan ayında 4 parti arasında yapılan anayasa çalışmasına ilişkin bir bilgidir. Doğrudur. Cumhuriyet Halk Partisi, HDP, Saadet Partisi ve İYİ Parti uzmanlarıyla yetkilileriyle bir ortak faydalar oluşturan anayasa raporu hazırlandı. Ama bu 2018 yılının başlarında yapılan bir çalışmaydı” açıklamasını yapmadı mı? Kemal Kılıçdaroğlu Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu’nu “Sen nasıl bizi yalancı ilan edersin, sen nasıl bize böyle bir iftira atarsın?” diye CHP’den ihraç etti mi? Etmedi. İnkâr ederek yine sadece toplumu kandırmayı düşündüler.

Gün geldi yerel seçimlerde HDP ile ittifak yaptılar. Kandil, HDP ve terörist Demirtaş defalarca açıklama yaparak CHP’nin Belediye Başkan Adaylarının destekleneceğini ifade etti. Ama CHP-İP toplumu ürkütmemek için yine bu ittifakı inkâr etmeye çalıştılar. Ama CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, CHP’li yöneticiler ve yazarlar HDP’ye verdiği destekten dolayı seçimlerden sonra teşekkür etti. Ama şimdi sorsan yine bu ittifakı inkâr eden açıklamalarda bulunurlar. Çünkü inkâr bunların hayat tarzı olmuştur.

CHP-İP şimdi Gürsel Tekin “HDP’ye bakanlık verilebilir” dedi diye birbiriyle kavga ediyor gözüküyor. İyi de Gürsel Tekin geçen sene yine ekranlardan aynı şeyi söylemişti, kimsenin çıtı çıkmamıştı. Bu bile kontrollü gerginlik stratejisi yaptıklarını göstermiyor mu?

CHP Sözcüsü Faik Öztrak bir televizyon programına bağlanarak “CHP’nin görüşlerini CHP Genel Başkanı, CHP Sözcüsü, CHP Grup Başkanvekilleri ve partimizin yetkili kurulları açıklar. Nokta” diyerek Gürsel Tekin’in görüşlerinin partiyi bağlamayacağını söylemişti.

O zaman aylar önce “Selahattin Demirtaş ile Türkiye’yi inşa edeceğiz” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’nu ölçü alalım. PKK’lı azılı bir terörist ile nasıl bir inşa olacak bu? Bu terörist daha geçtiğimiz gün bir kez daha “Tek ölçümüz Öcalan, onu muhatap almalısınız” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi “Selahattin Demirtaş’ı Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağız” demişti.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “HDP’yi terör örgütü olarak görmüyoruz. HDP’nin PKK ile ilişkisine dair İddialar var, gördüğüm bir ilişki ben bilmiyorum“ demişti.

Faik Öztrak’a da iki ay önce “CHP, PKK, PYD ve HDP ile yol yürüyebilir mi? HDP, CHP’den içişleri, adalet ve milli savunma gibi kritik bakanlıkları talep eder mi? CHP yönetimi HDP’nin taleplerini nasıl karşılar?” sorusu sorulmuştu. Direkt “Hayır” diyememişti. Adeta kıvırdıkça kıvırmıştı.

Yahu Öztrak sana CHP Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında “CHP ile aramızda Öcalan ve PKK konusu asla sorun olmuyor” diyen HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar soruldu ona bile cevap verememiş bir adamsın… Sen neyden bahsediyorsun?

CHP ve İP tiyatro oynuyor. İnanın HDP bile bunlardan daha omurgalı davranıyor. HDP’nin bunlardan omurgalı olduğu yerde bunların nasıl yerlerde süründüğünü anlayın.

Meral Akşener HDP ile ittifak yapmıyormuş! Ya kiminle yapıyor? HDP ile ittifak yapan CHP ile… Ali’nin külahını Veli’ye, Veli’nin külahını Ali’ye modeli…

HDP’nin ittifak desteği verdiği tüm CHP’li Belediyelerde harıl harıl ihale alıyor ve kadrolaşıyorlar. Yani İP menfaatine bakıyor. İsmail Ok, Meral Akşener’in yardımcısı iken katıldığı bir toplantıda Meral Akşener’in yerel seçim öncesi “Ülkücüler iş için HDP ile ittifak yapılmasına karşı çıkmazlar” dediğini anlatmıştı. Meral Akşener Ülkücüleri kendi ve yanındaki avaneleri gibi sanıyor galiba…

Daha geçen hafta “Biz HDP ile görüşüyoruz çünkü tarihin bize yüklediği bir misyon var” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na ses çıkarmayıp, Gürsel Tekin’e yüklenen İP’liler menfaatleri için Türk siyasetinde ‘sürünenler’ olarak tarihe geçmiştir.

CHP anladı ki, İP’i daha kontrol altında tutabilmek için bol bol menfaat kesesini açmalıdır. Yoksa Kemal Kılıçdaroğlu’yla oyuncak gibi oynayacaklar…

İP’ten istifa edip geri dönen İsmail Koncuk ne demişti: Meral Akşener ve ekibi menfaatleri için PKK taleplerine bile evet der…

Böyle bir partiye “HDP ile ilişkiniz var mı yok mu?” diye sorulur mu?

Sadece “Menfaatin var mı yok mu?” diye sorarsanız olaylar daha net anlaşılır.