İHLAS

İHLAS

İhlas, her şeyi Allah rızası için yapmaktır.

Allah’ın rızasının en öncelikli mesele olduğunun şuuruna varmak, Rahman, Rahim, Alim, Hakim, Kadir, Azim olan Allah’ı yakından tanımaya bağlıdır.

Cennet ve cehennemin sahibi, mahkeme-i kübranın yegâne hâkimi, sonsuz ilim ve kudretiyle her yerde hazır ve nazır olan Allah’ı yakından tanımak, kalpleri ümit ve korku koridorlarında dolaştıracaktır. Bu dolaşma esnasında böyle azamet ve kibriya, böyle nimet ve ikram, böyle rahmet ve şefkat, böyle gazap ve azap, böyle cennet ve cehennem sahibi bir zatın rızasını kazanmak için emir ve yasaklarına riayet etmenin lüzumunu derinden derine hissedecektir.

Demek, ihlasın birinci şartı tahkiki imandır.

İkinci şartı takvalı ameldir.

“İhlası kazandıran harekâtındaki sebebi, sırf bir emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı İlahî olduğunu düşünmeli ve vazife-i İlahiyeye karışmamalı.” (Lem’alar,133)

Üçüncü şartı ise, ölümü çok hatırlamak, dünyanın fani olduğunu, kendisinin her an ölebileceğini düşünmektir.

“Ölümü çokça hatırlayın.” manasındaki hadis-i şerif bununla ihlas ve takva dersini vermektedir.

Bediüzzaman hazretlerinin şu sözleri de sorumuza güzel bir cevaptır:

“Ey hizmet-i Kur’aniyede arkadaşlarım! İhlası kazanmanın ve muhafaza etmenin en müessir bir sebebi, rabıta-i mevttir. Evet ihlası zedeleyen ve riyaya ve dünyaya sevkeden, tûl-i emel olduğu gibi; riyadan nefret veren ve ihlası kazandıran, rabıta-i mevttir.

Yani: Ölümünü düşünüp, dünyanın fâni olduğunu mülahaza edip, nefsin desiselerinden kurtulmaktır.” (Lem’alar,163)

İnsan, zikredilen hususları koruduğu sürece ihlasını da korumuş olur.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ