YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik durumu fırsata çevirenlerin başında da ev sahipleri gelmektedir. Bu durumu öyle bir fırsata çevirdiler ki, kiracı durumundaki tüm insanları büyük bir ekonomik girdaba sürüklediler. 1000-2000 TL durumundaki ev kiraları birden 10.000 TL seviyesine çıktı. “Ekonomik kriz var”, “Benzine zam geldi”, Elektriğe zam geldi”, “Dolar-euro yükseldi” “Depremde evsiz kalanlar var” dediler ve her konuda âdeta her şeyi fırsata çevirdiler ve fırsatçılığı devreye soktular. “Üzüm üzüme baka baka kararır” misali biri bir ölçüyü kaçırdı ve delinin biri kuyuya taş atması misali kira konusu Türkiye’de büyük bir mesele hâline geldi. Ev ve dükkân kiralarına yapılan zamlar makul değil, inanın merhametsizliğin, vicdansızlığın vücut bulmuş hâli olmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu durumun farkında olarak geçtiğimiz yıl “Kira fiyatlarında fırsatçılar, ev sahipleri zulmettiler kiracılara. İşte bunun üzerine kira artış sınırlaması gibi uygulamaları hayata geçirirken bir yandan da bu çalışmaları başlattık. Yüksek kira fiyatlarına karşı vatandaşlarımızı ezdirmemek için Cumhuriyet tarihinin en büyük sosyal konut projesini başlattık. Kampanyaya başvuru sayısı 8 milyona yaklaştı.” açıklaması ile birlikte, geçtiğimiz günlerde de “Fahiş kira artışlarına karşı geçen sene devreye aldığımız üst sınır uygulaması bu tedbirlerden biriydi. Konut kira sözleşmelerinde oranı yüzde 25 ile sınırlandırmıştık. Temmuz ayında yenilenecek kira sözleşmeleri için de aynı sınırı uygulamaya devam edeceğiz.” açıklamasında bulundu.

Kira konusunda %25 sınırı elbette engelleyici önlemdir. Ama fahiş ev kiralarının asıl başlangıç noktasındaki fırsatçılık sisteminin düzeltilmesi gerekmektedir. Yeni evlerin güncel inşaat giderlerine göre kiralanması anlaşılır da 20 yıllık evlerin de aynı oranda kiraya verilmesi akıl alacak gibi değildir. Çünkü başlangıçtaki kiralama fırsatçılığı öyle bir uçurum yarattı ki şu an kiracıların sıkıntısının temelini, o günler belirledi.

Asgari ücret tutarı 11 bin 402 lira iken ev kiralarının 8-9-10 bin tutarında olması büyük bir uçurumdur. Hükümetin depremde sağlamlığı ile tescillenmiş TOKİ’nin her ilde ve ilçede sosyal konut projeleri artırılmalıdır. Fahiş kira artışlarını engelleyecek en büyük faktör de bu olacaktır. Türkiye’nin büyük bir meselesi hâline gelen ev kiraları için vatandaşın hükümetten bir çözüm beklentisi vardır. Hükümet maaş artışlarıyla vatandaşın ekonomik dengesini kurmaya çalışıyor ama fırsatçıların her maaş artışında zam yapması da gelenek hâline gelmiştir.

Umarım yeni ekonomik tedbirler, enflasyon konusunda halkın dertlerine çözüm üretecek sonuçlar doğurur. Ev kiraları, vatandaşın çözüm beklediği konuların başında gelmektedir. Türkiye’deki fırsatçılığın, merhametsizliğin, vicdansızlığın önüne geçilirse birçok alanda da huzur ve refah yerini alacaktır. Aynı binada durumu çok da iyi olmayan bir ev sahibi vicdanlı bir kira ücreti belirlerken, durumu kat kat iyi olan bir başka ev sahibi vicdansızca kira fiyatı belirliyorsa meselenin sadece ekonomik krizle açıklanması mümkün değildir. Meselenin ekonomik boyutu olduğu gibi bu işin fırsatçılık boyutu görülmeden de bu mesele zaten çözülmez.