YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Düzensiz göç, sığınmacılar, mülteci… Adına ne dersiniz deyin, Türkiye’nin bu konuda çözüme kavuşturulması gereken acil bir meselesi vardır. Bu meselenin ileride daha fazla toplumsal olaylara zemin hazırlamaması için alınacak tüm tedbirlerin alınması ve bu meseleyi tahrik meselesi olarak kullananların elinde malzeme bırakılmaması gerekmektedir. “Düzensiz göç, sığınmacılar, mülteci” tartışmasının yaşanmadığı gün neredeyse hiç yok gibidir. “Suriyeliler saldırdı, Suriyeli tecavüz etti, Suriyeliler kendi arasında kavga etti” başlıklı haberler özellikle sosyal medyanın gündemi olmaktadır. Bu haberler içinde toplumu kaosa süreklemek için birçok yalan haberin çıkması gibi, içinde yaşanmış gerçek olaylarla ilgili haberlerde çıkmaktadır.

Geçtiğimiz günlerde Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde bir Suriyeli’nin 9 yaşındaki erkek çocuğa cinsel istismarda bulunması sonrası ilçede halkın ayaklanarak suçu-günahı olmayan Suriyelilerin evlerine saldırması buna güncel bir örnektir. Benzer olaylarda da artık toplumsal hareket etme eğilimi görülmektedir. Kim suçlu, kim suçsuz demeden birikmiş öfke harekete geçmektedir. Bu kalabalıklar içine bir de üç provokatör sızmış olsa olayın seyri daha kötü hallere gelebilir.

“Düzensiz göç, sığınmacılar, mülteci” meselesinin ileriye dönük çok boyutlu tehlikeleri içinde barındırdığı gibi, başlı başına toplum üzerinde psikolojik yük haline gelme meselesi de gözardı edilmemelidir.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya bu meselenin toplumda yarattığı rahatsızlığı bildiği için, geçtiğimiz gün bu konularla ilgili yapılan mücadele ve son durum hakkında “İstanbul’u pilot bölge yaptık, göç mobil noktaları kurduk. 1 aylık süre zarfında göç noktalarında sorgulaması yapılan yabancılardan 21 bininin yasal kalış hakkı olmadığını, yani düzensiz göçmen konumunda olduğunu tespit ettik. Haklarında idari gözetim kararı alınan bu kişileri daha sonra kolluk birimlerimizin refakatinde geri gönderme merkezine alarak sınır dışı işlemlerini gerçekleştirdik.” şeklinde toplumu bilgilendirici açıklamalar yapmıştır.

Türk milletinin beklentisi Suriye ile bir normalleşme sürecinin başlaması ve Türkiye’de geçici olarak duran milyonlarca Suriyelilerin geri vatanlarına gönderilmesidir. Bu konu referanduma götürülse inanın ezici çoğunluk bu yönde karar verecektir. Türkiye’nin en çok konuşulan meselesinin terör, ekonomi ve düzensiz göç konusu olduğuna herkes hemfikir durumdadır. Milyonlarca Suriyeli’nin vatanlarına gönderilme süreci, güvenli bölge oluşturma, briket evler yapma, Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi ve dünya kamuoyunda bu meselenin çözümüne destek bulunması konusu titizlikle takip edilmesi gerektiği gibi, Türkiye’deki milyonlarca geçici sığınmacının da bir disiplin altında tutulması mecburi hal almıştır. Bu mesele adeta canlı bomba gibidir. Çünkü üzerinde tahrik edeni, kullananı, başıboşu, plan yapanı, istismar edeni, uyumsuzu çoktur.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “İstanbul’u pilot bölge yaptık” kararı yerinde olmuştur. Çünkü bu sığınmacılar ve düzensiz göç hali en çok İstanbul’un çehresini değiştirmiştir. Bugün alınacak ciddi ve köklü tedbirler inanın yarınlarda yaşanmaması için çabalanan birçok toplumsal olayın önüne geçecektir. Türkiye’nin demografik yapısını, huzurunu, güvenliğini korumak devletin, hükümetin ana görevi durumundadır. Bu mesele çözüme kavuşursa Türk milleti rahat bir nefes alacaktır.