YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Geçtiğimiz gün hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP Lideri Devlet Bahçeli, dünyayı ve Türkiye’yi ilgilendiren konularda çok önemli açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD’nin New York şehrinde Birleşmiş Milletler  (BM) 78. Genel Kuruluna katılarak yaptığı konuşmayla, MHP Lideri Devlet Bahçeli de MHP MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısıyla Türkiye’nin bağımsızlığını ifade eden, terörle mücadele kararlılığını gösteren, dünya devletlerinin ilişkilerinde adaleti, huzuru, barışı, dayanışmayı sağlanmasını esas alan, İslam’a yönelik sistemli saldırılar karşısında Batı’yı uyaran, NATO’nun ve AB’nin ikiyüzlülüğünü gösteren, Kıbrıs’taki milli davamıza sahip çıkan, Karabağ’ın Türk toprağı olduğunu dünyaya bir kez daha haykıran ve daha birçok konular hakkında her ikisi de sağlam ve yönlendirici duruş göstermiştir. Türkiye’deki muhalefet hâlâ 6’lı masa travmasından çıkamamışken, sürekli kendi aralarındaki ayak oyunlarının kavgasını verirken, Cumhur İttifakı birçok ciddi mesele karşısında dünya milletlerine karşı çok net mesajlar vermiş ve milli duruşuna odaklanmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulunda “Uluslararası toplumu bunu kabullenerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz.’’ çağrısında bulunurken, MHP Lideri Devlet Bahçeli de Avrupa Birliği’nin bu konudaki yanlı ve ikiyüzlü tavrına “Avrupa Birliği, Rumların ve Yunan tezlerinin ambargosu altında Türkiye’nin tarihi haklarından ve egemenlik çıkarlarından vazgeçmesi için sürekli yeni engeller çıkarmıştır.” yorumunda bulunmuştur.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ, Azerbaycan toprağıdır. Bunun dışında bir statünün dayatılması asla kabul edilmeyecektir. ‘Tek millet, iki devlet’ şiarıyla hareket ettiğimiz Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü korunma yönünde attığı adımları destekliyoruz.” ifadesi ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, “Karabağ Türk’tür, Türk’ün yurdudur, Can Azerbaycan’ın ayrılmaz, ayrılamaz, koparılamaz vatan toprağıdır. Ermenistan aklını başına almalı, ateşle oynamaktan vazgeçmelidir.” vurgusu dünya medyasında yer bulduğu gibi, Azerbaycan medyasının da manşetlerini süslemiş ve kardeşlik dayanışmasının büyük sevinci yaşanmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulunda dünya devlet başkanlarının gözünün içine baka baka “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğine en büyük tehdit, bu ülke üzerinde hesabı olan güçlerin güdümündeki terör örgütlerine verilen açık destektir. Bir yandan PKK-PYD terör örgütünün, diğer yandan mezhep ayrışması üzerinden organize edilen radikal grupların cenderesi altında bunalan Suriye halkı, isyan noktasına gelmiştir.’’ değerlendirmesi ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Suriye’nin kuzeyindeki PKK/YPG yuvalanmasına karşı meşru mücadelemize yönelik AB’nin temelsiz suçlamalarına” değinerek “Avrupa Birliği’nin PKK’yı üye örgüt statüsünde saflarına almasının önünde de bir engel kalmamıştır.” çağrısında bulunması Batı’nın terörizm karşısındaki karnesinin çok kötü olduğunu ifade etmiştir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yabancı karşıtlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığının yeni bir krize dönüşme emareleri, son bir yıldır endişe verici boyutlara ulaştı.”  ifadesi ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, “İslamofobi salgınından ırkçı ve şovenizm hastalığına” dair Batı’nın çirkinliklerine dair tespitleri de önemli vurgular olmuştur.

Cumhur İttifakı’ndaki Türkiye’yi ve dünyayı ilgilendiren konulardaki bu uyum, milli birliğimizin ve geleceğimizin gücü olmaktadır. Milliyetçi sanatçı Arif Nazım’ın İki Adam (Omuz Omuza) eserinde ifade ettiği gibi her şey: “Millet için omuz omuza/ Devlet için omuz omuza/İki dağ gibi, sevdalılar gibi omuz omuza/ Pazara değil mezara kadar… Söz konusu vatan ise ne kaldı geriye?