CHP ve yancıları ne zaman ihanet üzerinde yakalansa, ne zaman hain bir eylem ve söylem içindeyken köşeye sıkışsa hep AKP’nin geçmişte yaptığı tarihi yanlışlar üzerinden kendilerini savunmaya çalışıyorlar.

CHP ve yancılarına “Niçin HD(P)KK ile hareket ediyorsunuz, niçin YPG-PYD’ye sahip çıkıyorsunuz, niçin PKK açılımı yapıyorsunuz, niçin Barzani’ye heyet gönderip ‘Kürt sorununu biz çözeriz’ diyorsunuz, niçin binlerce kişinin azmettirici katili terörist Demirtaş’a sahip çıkıyorsunuz, niçin HDP ile birlikte Anayasa’nın ilk dört maddesini değiştirmeye çalışıyorsunuz, niçin terör örgütleriyle mücadele eden tezkereye ‘hayır’ dediniz” şeklinde ve benzeri sorular yönelttiğimizde hemen eski defterleri açıp “AKP de Oslo’yu, Dolmabahçe’yi, çözüm sürecini, Habur’u yaptı, PYD’ye Türkiye üzerinden silah gönderdi, ABD’nin BOP’una hizmet etti, Barzani ile megri megri söyledi, HDP ile çözüm sürecinde beraber hareket etti” şeklinde savunma gerçekleştiriyorlar ve bu malzemeler üzerinden MHP’nin Cumhur İttifakı içerisindeki rolünü sorgulayıp, fitne çıkarmaya çalışıyorlar. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin politikalarına bakın bakalım hiç tezat var mı?

AKP o süreçte tüm bunları yaptı mı?

Yaptı ve hatta daha fazlasını yaptı.

Bizler de bu yapılanlar karşısında mücadele ettik ve AKP’nin politikalarına en ağır eleştirileri yaptık. Atladığımız, es geçtiğimiz, görmezlikten geldiğimiz bir tane konu olmamıştır. İşte bu yüzden bugün CHP ve yancılarının ihanetleriyle gönül rahatlığında mücadele ediyoruz. Omurgalı çizgi de işte budur.

Dün AKP’nin yaptıklarına karşı en ağır eleştirileri yapmışken, bugün CHP, İP, Deva, Saadet, Gelecek kim ki bunların ihanetleri, bölücülükleri, PKK ile iş tutmaları karşısında susalım? AK Parti dün yaptığı hataları, yanlışları, ihanetleri yapıyor mu? Hepsinden ders çıkardı ve adeta terör örgütü PKK’ya kan kusturuyor ve HDP’nin her bölücülüğünün hesabını dünü de hesaba katarak hesap soruyor.

Peki, AK Parti’nin terk ettiği yanlışlara CHP ve yancıları niye sahip çıkıyor? Demek ki AKP’nin geçmişine yönelik eleştirilerde samimi değiller. Aslında bunlar terör örgütü PKK’ya karşı değillermiş, sadece karşı oldukları AKP imiş…

AKP’nin geçmişteki yanlışlarını eleştirip, PKK ile yol yürüyorlarsa sonuç bu değil midir?

AK Parti Türkiye içinde ve sınır ötesinde tavizsiz terörle mücadele yapıyor karşısınız. Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık yapan HDP’nin yöneticilerine, belediye başkanlarına hesap soruyor karşısınız.

PKK’nın gazetesi, televizyonu, radyosu kapatılıyor karşısınız… Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısıyla ittifak yapıyor ama hala AKP’nin geçmişinden masallar okuyorsunuz.

Oğlum siz ne tür manyaksınız?

Bugün bunu yapıyorsanız bize niye AKP’nin geçmişte yaptıklarını hatırlatıyorsunuz.

AK Parti son 6 yılda 18 bin 600 terörist leşini yere serdi. İsterseniz Türk devleti o leşleri CHP Genel Merkezi önüne sersin, isterseniz leşleri şer ittifakınıza eşit dağıtsınlar. Daha dün yine Kandil’in merkez komite üyesi Nazlı Taşpınar öldürüldü. İsterseniz o leşi size göndersinler, CHP Genel Merkezi önünde tören düzenleyin. Nasıl olsa sınırdan terörist leşlerini CHP genel başkan yardımcıları ve milletvekilleri düzeyinde karşılamaya alışıksınız.

Hem AKP’nin geçmişteki HD(P)KK ilişkilerini eleştiriyorlar hem de şimdi AK Parti’nin HD(P)KK mücadelesini engellemek için her yolu deniyorlar.

Yeminle bunlar kadar yüzsüz, pişkin ve haysiyetsiz görmedim…

Geçen gün de bu zihniyetin Ankara’daki belediye başkanı CHP’li Mansur Yavaş’a meclis üyesi ve aynı zamanda Anadolu Yayıncılar Derneği Genel Başkanı Sinan Burhan “Terör örgütü lideri Selahattin Demirtaş’ın eşine sahip çıktınız ancak şehit ailesinin bacısına sessiz kaldınız” diye tepki gösterdi.

Mansur Yavaş ise “Abdullah Öcalan’ın mektubu devletin ajansı aracılığıyla yayımlanırken veya kardeşi devlet televizyonuna çıkarılırken de aynı hassasiyeti koyup, tepki koysalardı” cevabını vermiş.

Öncelikle geçtiğimiz gün kardeşi Sabri Yavaş’ı kaybeden Mansur Yavaş’a başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.

          “HDP ile ajans izin verirse görüşürüm” diyen Mansur Yavaş bu basit kurnazlıkları bıraksın öncelikle.

Teröristbaşı Öcalan mektupta “Millet ittifakına da, Cumhur ittifakına da mesafeli durun” dedi. HDP “Önderimiz Öcalan’ın mektubundan gerekli mesajı aldık CHP ve Ekrem İmamoğlu’nu destekleme stratejimiz değişmedi” diyerek, Kandil ise “CHP’yi destekleme stratejimizi önderimizin ölçüleri belirledi” dedi. Peki, sen bunlara cevap verdin mi hiç?

Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasını vurgulamışsın. Osman Öcalan PKK’yı, Kandil’i, Demirtaş’ı eleştirse de çıkarılma tarzını her yazımda eleştirdim. Peki, Mansur Yavaş PKK’nın kanalına çıkıp PKK’yı savunan başta genel başkanın Kemal Kılıçdaroğlu’nu ve CHP üst düzey yöneticilerinden dolayı bir mektup yazsan olmaz mı?

PKK’nın televizyonu IMC TV’ye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, Medya Haber’e çıkan Özgür Özel, ANF’ye çıkan Gürsel Tekin, Med Nuçe TV’ye çıkan Sezgin Tanrıkulu hiç mi ilgi alanında değil senin?

Mansur Yavaş’taki yüzsüzlük CHP ve yancılarının genel yüzsüzlük halidir.

HDP ve PKK ile yol yürüyüp, yol tarifi yapacak kadar yüzsüz olmaları artık tiksinti vermeye başladı.

Günümüzde kiminle yürüdüklerine bakmıyor, geçmişi konuşuyorlar. Allah akıl, fikir, ahlak versin bunlara.