YILDIRAY ÇİÇEK / TÜRKGÜN

Herhangi bir İslam ülkesinde yaşayan Müslüman’ın, diğer kutsal dinlere ait Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u yaktığına, yırttığına yahut peygamberlerimiz Hz. İsa’ya, Hz. Davut’a, Hz. Musa’ya hakaret edip, saldırdığına şahit olmanız mümkün değildir. İslam inancında kutsal kitaplardan Tevrat’ın, İncil’in, Zebur’un tahrif edildiğine inanılır ama asla onları yakmak, yırtmak gibi eylem olmaz. İmanın şartlarında tüm peygamberlere iman olduğu için, her peygambere karşı Müslüman olanın büyük saygısı ve sevgisi vardır. Ama maalesef Batı’nın, Hristiyan-Yahudi âleminde, tam bunun tersi manzaralar vardır. Kur’an-ı Kerim’i yakan, yırtan, ayaklar altına alanlar ve Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed’e karşı aşağılık eylem ve söylem içinde bulunanlar vardır. Batı’da sık sık bu aşağılık manzaralara rastlamaktayız. Kafası esenin yahut organize edilen kişilerin Kur’an-ı Kerim yakma-yırtma eylemlerine şahit olmaktayız. İslam âlemine karşı ağır bir tahrik zemini oluşturulmaktadır. Batı, inançlara hakareti ve saygısızlığı, demokrasi ve özgürlük alanına sokarak, bir başka aşağılık eylemlere de alan açmaktadır. Batı ülkeleri, İslam’a yapılan çirkin saldırıları bir nevi teşvik etmektedir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, dün grup toplantısında “Kur’an-ı yakmak ifade ve düşünce özgürlüğü olarak değerlendirilemez. Barbarlığın özgürlüğü olamaz. Özgürlük başkasına zarar vermeyen bir şeyi yapma hakkıdır.” derken, Batı’nın çarpık anlayışına işaret etmişti.

Başkasının kendi dinine gösterdiği saygıyı, bir diğer dine göstermeyen Batı, dünyanın huzuruna, inanç atlasına dinamit koymaktadır. Tahrik etmek, kavga ve savaş sebebidir. Bu tutum aynı zamanda diğer coğrafyalardan kendine olan düşmanlıkları büyütmektedir. Batı çatışma, kaos ve savaştan beslendiği için zaten bu konuda sağduyulu davranması işine gelmemektedir.

ABD askerlerinin yıllar önce işgal ettiği Irak’ta, Kur’an-ı Kerim’i hedef yapıp kurşunlamasından tutun da İsveç’in başkenti Stockholm’de polis koruması altında Kur’an-ı Kerim yakılmasının öncesinde ve sonrasında İslam’a yönelik birçok aşağılık saldırı gerçekleşmiştir. Kur’an-ı Kerim yakılması da âdeta gelenek hâline getirilmektedir. Batı’nın bu manada sicili çok kabarıktır. Dünyada 2 milyarı aşkın Müslüman vardır. Bu gibi İslam’ın sembollerine karşı yapılan saldırılar karşısında bu Müslüman güç, hassasiyetini ve duyarlılığını tüm dünyaya göstermelidir. Bunun bin bir çeşit demokratik yöntemi vardır.

Yüce Allah, ayetinde “Şüphe yok ki, Kur’ân’ı biz indirdik ve şüphe yok ki, O’nu her türlü bozulmadan da biz koruyup muhafaza edeceğiz.” (Hicr / 9) diye buyuruyor. Batı’nın bünyesindeki sapkınlar, Kur’an-ı Kerim’i yaksa da yıksa da onun varlığını koruyacak Yüce Allah’ın kudreti ama onun kullarının da üzerine düşen görevi yüce kitabına sahip çıkmak olmalıdır. Bunun tanımı ise Müslümanların, diğer dinlerin kitabına gösterdiği saygıyı onlara öğretmek ve o saygıyı onlardan beklemek olmalıdır.