Siyonizm, Faşizm ve Ali’yle Biz.

Sıtkı Şeremetli

Siyonizm, Faşizm ve Ali’yle Biz.
Sene 1982..
Azmi Süslü’nün Yakınçağ Tarihi dersindeyiz.
Hoca “Fikir Akımları” başlıklı seminer konuları belirledi. Biz Genel Türk Tarihi Ülkücüleri olarak tetikteyiz, Ali’yle (Ali Güler) konuları paylaştık.
İlk defa kürsüye çıkacağız.
Dersi diğer bölümlerin komünistleri de almış, herkes orada..
Siyonizm, Faşizm filan bende…
Komünizm’le Kapitalizm Ali’de…
Bizim teşkilatlı gecekondunun bahçesinde eldeki kitaplardan bir hazırlık yapmışız…?
Ocak Semineri gibiyiz!..
Sınıfta epeyce ot, çöp, lümpen ve iyi giyimli öteki dünya kızları da var. ?
Komünistlerin kabak çiçeği, burçak tarlası, nesil emniyeti gibi sorunları olmadığı için sosyete kızlarıyla araları iyi.
Bizim de henüz parkayı çıkarmadığımız zamanlar..
Hayatlarında ilk defa “faşist” görüyorlar.
Yani tarihi bir vitrin sorumluluğumuz da var. ?
Neyse biz giyindik kuşandık, traş olduk tarandık…
İki yakışıklı çıktık aslanlar gibi konularımızı anlattık…
Bizim çocukların sessiz sevinç çığlıkları arasında! kürsüden iniyoruz. ?
O arada, tarafsızlardan, sosyeteden, kızlardan filan olumlu destek almışız, 12 Eylül’de tatil edilen fikir savaşını hükmen “kazanmış” durumdayız.
Kızlar, komünistlere,
“pardon.. hani faşistler insan eti yiyen barbarlardı?. aşk olsun! .”
Der gibi ters ters bakıyorlar.. ?
Onlar da için için kuduruyor tabii.
Korkudan seslerini de çıkaramıyorlar..
Azmi Hoca gerginliği azaltmak için:
“Arkadaşlarınıza soru sorabilirsiniz” dedi..
İçlerinden lider vaziyetinde yani en arsız olanı cesaretini topladı.
“Hocam arkadaşlar anlattı, çok da güzel anlattı da..”
“Türkiye’deki Faşistlerin işledikleri suçlardan hiç bahsetmedi!.” Dedi.
Bir sessizlik oldu.
(.. gerilim müziği.. ?)
İlk kimin sırasının ayağı gıcırdayacak? millet kulak kesildi bekliyor. ?
Bunlar bizim koridorlarda kesiştiğimiz, yemekhanede omuzlaştığmız adamlar.
Şimdi fırsat bulmuş, hocaya güvenip bize üstü kapalı “faşistsiniz, suçlusunuz!..” edebiyatı yapıyorlar!..
Ali her zaman temkinli ve soğukkanlıdır.
İlk sözü o aldı.
Uzun uzun “Faşizmle Komünizmin yabancı ideolojiler olduğunu, Türk Milliyetçiliğiyle bir ilgisi olmadığını…” anlattı.
Ama heriflerin keyfi hâlâ yerinde.. Hesap soran modundan bir türlü çıkmadılar.
Yani morarma belirtisi yok henüz..
Ben de o esnada kafamda bizim politik cevabı hazırlıyorum.
Elimi kaldırdım.
Gözler Ülkücülerin çalışkan kitap kurdundan, yavaşça bölümdeki reisine doğru kaydı!.
Koparsa pandomim şimdi kopacaktı.
Bir kaç saniye bekledim. Kulaklar tamamen bende, nabızları da tuttum…
Söze başladım’
“Hocam öncelikle belirtmek isterim ki, faşizm de komünizm gibi, Türk Ceza Kanununa göre suçtur…
Ben bu Faşizm araştırmasını yaparken Türkiye’de gerek yetmişli yıllarda gerekse 12 Eylül’den sonra sivil ve askeri mahkemelere intikal etmiş bütün davaları inceledim!..
Faşizm suçlamasıyla mahkemeye intikal etmiş bir tane suç dosyası göremedim!.
Bulsaydım getirecektim!..
Arkadaşlar hangi faşizmden bahsediyor merak ettim!..”?
?
Sınıfın havası buz gibi soğudu..
İşte şimdi cevap, pimi çekilmiş bir el bombası gibi acemi Bolşeviklerin kucağındaydı!.
Çocuklar, kelimenin tam anlamıyla mosmor olmuşlardı.
Böyle sanatlı ve bilimsel bir kontra beklemiyorlardı.
İşte böyle fikirler serbetçe tartışılınca…
Sahayı da tribünü de maçı da kaybediyorlardı.
Sonra bölümde daha başı dik gezdiğimizi ve daha kolay sosyal münasebet kurabildiğimizi hatırlıyorum.
Biz bu Siyonizm işlerini çok eskiden biliriz yani..
Komünizmin de Kapitalizme antrenman versin diye aynı derin mahfillerde icat edildiğini 80’lerin sonunda utanç duvarı yıkılırken öğrendik.
Bilsek Ali’yle beraber, yüzlerine karşı onu da söylerdik.
Hatıralar güzel
Nöbete devam….
Vesselam..
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ