BU TOPRAKLARI, BU ÜLKEYİ GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN BİR ÖNERİ Aydın Ayhan

Sıtkı Şeremetli

BU TOPRAKLARI, BU ÜLKEYİ GÜZELLEŞTİRMEK İÇİN BİR ÖNERİ
Aydın Ayhan
Yaşadığımız çevreleri güzelleştirmek, yaşanır hale getirmek, yeşillendirmek, yeni yaşama alanları kurmak, onları çeşitli çiçeklerle, ağaçlarla bezemek hepimizin görevidir. Bu görev belediyelerin olduğu kadar, bizim de görevimizdir. Bu yazıyla belediyemize ve halkımıza öneri olarak düşüncelerimi arz etmek istiyorum.
Son on, on beş yıldır Türkiyemizin bir çok yerinde olduğu gibi Balıkesir’imizde de şehrimizi güzelleştirmek için çok büyük gayretler sarf ediliyor, paralar harcanıyor, memnuniyet verici neticeler elde ediliyor.
Yollarımız, caddelerimiz çok güzel ağaçlarla süslendi. Şehir şimdiye kadar hiç olmadığı gibi yeşillendi. Artık halkımız da yürüyüşü spor olarak kabullendi. Yeşillikler arasında yürümenin keyfini keşfetti.
Çok büyük yatırımlarla ortaya konulan bu gayret, gerçekten büyük bir sorumluluk anlayışıyla sürekli ve belli zaman aralıklarıyla bakılıyor, onarılıyor, sulanıyor, ayıklanıyor. Bu işleri her zaman görmek mümkün. Yoksa bu kadar para harcanarak meydana getirilen parklar, yeşillikler heba olur gider.
Bu ağaçlandırma faaliyetleri içinde bir şey dikkatimi çekiyor. Dikilen ağaçların çoğu, hatta hemen hemen hepsi, bu coğrafyanın bitkisi değil. Bu yüzden ömürleri de pek kısa. Aslında bu toprakların, Anadolu’nun yerli ağaçları da var.. Hem de hiç yabana atılmayacak kadar önemli.
Bin yıldır bu topraklardayız. Bin yıldır çınar olduk Anadolu’nun topraklarında. Yaşlı, köklü, mütevazi ve hiç yıkılmayacak kadar ulu..
Çınar bu toprakların ağacıdır. Çitlembik bu toprakların ağacıdır. Hem de en az bin yıl yaşayan.
Anadolu’nun pek çok yerinde bin yıllık çınarlar görmek mümkün. Gövdesini kaç kişinin kucaklayabildiği. Kim bilir kaç kuşak geçti bir ulu çınarın altından.
Çınarlar efsanelere karışacak kadar bizimdir.
ÇINAR TÜRK’TÜR.
ÇİTLEMBİK TÜRK’TÜR..
MEŞE TÜRKTÜR..
KESTANE TÜRKTÜR..
BU MEMLEKETİN AĞAÇLARIDIR.
BİZİM AĞAÇLARIMIZDIR.
Ama nedense hep ihmal edilirler. Hiçbir belediyenin aklına, şehri çınarlarla, çitlembiklerle donatmak gelmez.
Her bir yabancı menşeli ağaca yığınla para ödenir, bakımları için görevlilere para ödenir. Ama belki de bedava denecek kadar ucuza mal edilebilecek çınar fidesi, çitlembik fidesi yetiştirip dikilmez.
Çocukluğumun bir bölümü Sındırgı’da geçti. 1930lu yıllarda bir Sındırgı kaymakamının gayretiyle Sındırgı girişine, yolun iki tarafına çınarlar dikilmiş.
Çoğu halâ duruyor.
O ne muhteşem girişti.
O ne özlenesi girişti. Onlar bizim ağaçlarımızdı. Akraba gibi, arkadaş gibi bizim ağaçlarımızdı.
Bugün bile Sındırgı’ya her gidişimde o ulu çınarları gördüğümde sevinirim.
Neden Balıkesir’imizin süslenmesinde çınarlar, çitlembikler kullanılmasın. Neden bu bakım bile istemeyen, bütün susuzluğa, soğuğa, rüzgarlara dayanıklı ağaçlar, bizim ağaçlarımız dikilmesin.
Er veya geç hepimiz bu dünyadan gelip geçeceğiz. Ama çınarlar ve çitlembik bizden çok daha fazla yaşayacaklar.
Belki dikenler ve diktirenler unutulacak, ama yüzyıllar boyu o ağaçlar dikilmesi sağlayanlar için hep DUA olacaklar.
Çınar, Türklerin ağacıdır. Efsaneler boyu yaşayan ve çok dayanıklı. Türk gibi çilekeştir çınar. Nice soğuklar, nice sıcaklar, susuzluklar görür. Gene kurumaz. Gene eğilmez.
Çınar, Türkler gibidir. Hiçbir şeye buyun eğmeden yaşar. Çınar Türktür. Ama hiç kıymeti bilinmez. Neden bilmem belediyeler hiç çınar dikmez. Yabancı bir ağaca para vermek gerekir. Hem de çok para. Oysa çınar ve çitlembik fidanları bedavadır. Kıymeti bilinmez.
Bir çınar ağacı görürsünüz Anadolu’nun yoksullukları içinde. Ama gölgesinde korur yüzlerce kuşak insanları. Serinlik verir sıcak yaz günleri. Dinginlik verir. Kim bilir ne hatıralar yaşar yapraklarında.
Gelin ÇINAR ağaçları, ÇİTLEMBİK AĞAÇLARI da dikelim şehrimize. Hiç değilse arada sırada çınar da, çitlembik de diksin belediyemiz.
ün gelecek yabancı ağaçlar sökülecek yerlerine gene başka türlü süs ağaçları dikilecektir.
Gelin çınar da diktirelim. Göreceksiniz daha da güzel olacak şehrimiz.
Ve ÇİTLEMBİK. Eski mezarlıklardan başka şimdi nerede var? Hele ÇİTLEMBİK hiç, ama hiç dikilmiyor. Oysa ne ulu ağaçtır o.
Her yıl YÜZ ÇINAR dikilsin. Beş yıl sonra BEŞ YÜZ ÇINAR olur şehrimizde. İnanın sadece BEŞ YÜZ ÇINAR bile değiştirecektir MEMLEKETİMİZİ.
Dinlenme tesisleri kuruluyor şehrimizin her tarafında. Çocuklarımıza oyun bahçeleri, spor bahçeleri tesis ediliyor. Oralarda bu bol gölgeli ağaçlardan dikilsin. Dere kenarlarına, yürüyüş parklarına çınar, kestane, çitlembik dikilsin..
Ve çocuklarımız ÇINARLAR ile, ÇİTLEMBİKLER ile, KESTANELER ile birlikte büyüsün.
TÜRKİYE’DE “ORMAN BAKANLIĞI” var. Onlar zaten dağları çam ormanlarıyla yeşillendiriyor.
ÇAM AĞAÇLARINI ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ ZATEN DİKİYOR.
Ama ÇINARLAR, ÇİTLEMBİKLER, KESTANELER de bu toprakların, Anadolu’nun ağaçlarıdır. Onları da şehirlere, yerleşim yerlerine, yol kenarlarını yeşillendirmek adına, şenlendirmek adına dikelim.
Gelin her doğan çocuğumuza bir ÇINAR dikelim.. ÇİTLEMBİK dikelim.
Onlar bizim ağaçlarımızdır.
AKRABALARIMIZDIR…
Çocuklarımızdır.
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ