6+HDP’nin yerinde olsam Cumhurbaşkanı aday bulma sürecini bugün sonlandırırım ve hemen Bülent Arınç’ı 6+HDP’nin adayı olarak kamuoyuna duyururdum. Şu 7 parti içinde Bülent Arınç’tan rahatsız olacak var mı? Ben hiçbirinin rahatsız olacağını sanmıyorum. Bülent Arınç yaptığı açıklamalarla hem FETÖ’cülerin, hem PKK’lıların gönüllü avukatlığını yapıyor. Bülent Arınç’ın tüm söylemleri, yorumları, açıklamaları 6+HDP’nin tüm siyasi projelerine uygundur. Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeliğinden istifa etmiş olsa da, AK Parti içinde görünmeyi sürdürerek yaptığı sinsi açıklamalarla hem AK Parti’ye, hem Cumhur ittifakına düşmanlık yapmayı sürdürmektedir.

Bülent Arınç geçtiğimiz günlerde Konya’nın bir yerel televizyonuna çıkmış ve son yıllarda artarak devam ettirdiği bu sinsi düşmanlığı sürdürmüştür. Bu haline de “Benim adım Doğrucu Davut. 9 köyden kovmuşlar 10’uncu köye şimdilik sığındık. Ama geçenlerde güzel bir söz buldum. ‘Söylediğin doğru olsun gerisi 9 köyün işi’ diyor” şeklinde maske üretme kabiliyetini sergilemiş…

Bülent Arınç madem “Doğrucu Davut” niçin zehirli dilini hep Cumhur ittifakına zarar vermek için kullanıyor? Niçin 6+HDP birlikteliğinin ihanetleri, belediyelerindeki yolsuzlukları, vurgunları hakkında hiçbir kelam etmiyor? Çünkü ruhen ve düşünce olarak onlarla birliktelik yaşamaktadır. 2023 seçimlerinde onlar siyasi başarıya ulaşsın Türkiye’de en mutlu olacakların başında Bülent Arınç gelir.

Televizyonlara çıkıp “Tayyip Bey’e olan sevgi ve güven zayıflamış olarak devam ediyor” propagandasını yapan birisi sizce kime çalışıyordur?

Türkiye 2023 seçimlerine doğru ilerlerken “Tayyip Bey’e olan sevgi ve güven zayıflamış” demek 6+HDP’nin işine yarayacak bilinçli bir propagandadır. Bir de bunu AK Parti içinde gözüken biri yapıyorsa zaten etkisi dışarıdaki düşmandan daha çok olur.

Bülent Arınç’ın kimyası Cumhur ittifakı kurulduğu günden bu yana bozuktur. O günden sonra tüm ayarları daha çok bozulmuştur. 15 Temmuz akşamı başka bir beklentisi mi vardı da bozuldu bilinmez ama AK Parti’ye MHP ile Cumhur ittifakını kurdu diye büyük öfke duymaktadır. MHP’yi oldum olası zaten hiç sevmez. Zaten geçtiğimiz yıl BBC Türkçe’ye bir röportaj vererek ve orada “Bahçeli geçmişten beri bizim dışımızda bir insan. O ne söylerse onunla başka türlü hesaplaşırız zamanı, zemini geldiğinde” cümlelerini kurarak bir hesaplaşma peşinde olduğunu da açıkça ifade etmişti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “terörist” dediği, terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık suçundan hüküm giyen ve şu an hapiste olan Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyen, onun yine terörist güzellemesi yaptığı kitaplarını öven Bülent Arınç’ın niyeti alenen bozgunculuktur.

Sadece terörist Demirtaş için değil, etki ajanı Osman Kavala’yı, FETÖ’den dolayı atılmış sözde hukukçuları savunan, onlara özgürlük isteyen, onların masum olduğunu her fırsatta ifade eden yine Bülent Arınç’tır.

İşin en ilginç tarafı Bülent Arınç 2019 yılında hem Kılıçdaroğlu’nu hem Meral Akşener’i parti genel merkezlerinde ziyaret etmişti. Medyadan gizlenen bu ziyareti Meral Akşener “Sayın Bülent Arınç, Parti Genel Merkezimize bir ziyarette bulundu. Bu, kamuoyuna açık bir ziyaretti. Kitabını hediye etmek için geldi. Sayın Kılıçdaroğlu’nu da ziyaret edip, kitap hediye ettiğini söyledi” sözleriyle açıklamak zorunda kalmıştı.

Madem bu ziyaret kamuoyuna açık ziyaretti, niçin hem Kemal Kılıçdaroğlu hem de Meral Akşener bir fotoğraf pozu verip “Bülent Arınç ziyaretimize geldi ve kitabını hediye etti” diye paylaşımda bulunmadı? Niçin gizli tutuldu? Ancak ziyaretin kokusu çıkınca açıklamak zorunda kaldılar.

Bülent Arınç bu ziyaretlerinden sonra Cumhur ittifakına yönelik yaptığı açıklamalarda daha pervasız ve ölçüsüz olmaya başlamıştır.

Bülent Arınç herhalde Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’e “Cumhur ittifakındaki fitne, bozgunculuk işlerini bana bırakın” dedi. Ve o günden sonra tüm mesaisini artırdı.

Cumhur ittifakının mensupları Bülent Arınç gibi fitneci ve bozguncuların propagandaları karşısında çok dikkatli olmalıdır. İçerde gözükenler dışarıdakilerin düşmanlıklarından daha tehlikelidir. Bunu tarih her daim göstermiştir.

Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Bülent Arınç gibiler kökü dışarıda olan bir siyasi şebekedir. Bunların bu topraklara verebileceği hiçbir iyilik yoktur. Milli davalarda neler yaptıklarını, neler söylediklerini tüm Türkiye biliyor. Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan AK Parti’den ayrıldı hiç değişmediler, Bülent Arınç AK Parti içinde gözüküyor ama aynı onlar gibi düşünüyor ve konuşuyor.

Bülent Arınç her yönüyle deşifre olmuş birisidir. Onun sinsiliği her daim zehirli düşüncelerinin üretim üssüdür.

Teröristbaşı Fethullah Gülen’e yakınlığını “Biz, bu süreç içerisinde kendisini yakinen tanıdık. O da bizi sevdi. Öyle düşünüyorum. Hatta o zaman bekârdım, annemle birlikte kalıyordum. Annem rahmetli kendi elleriyle yemek hazırlar, cuma günleri vaazdan sonra kendisini alır evimize davet ederdik. Bir küçük dost grubuyla birlikte yemekler de yerdik” şeklinde izah eden Bülent Arınç’ın bu sofrada yediği yemekler şimdi millete fitne ve bozgunculuk olarak dönmektedir. Besmele çekin, sizden uzak olsun…

YILDIRAY ÇİÇEK