Kemal Kılıçdaroğlu siyasi finalini erken yaptı

Sıtkı Şeremetli

(Yıldıray Çiçek)
Kemal Kılıçdaroğlu siyasi finalini erken yaptı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz gün Haber Türk’te yayınlanan Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu “Türkiye’nin Nabzı” programına katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun programdaki açıklamaları rezaletin yanında, resmen gaflet ve ihanet kokuyordu.

Hele terör örgütü pkk’nın Suriye kolu YPG hakkında bir tespiti var ki, CHP gibi bir partinin genel başkanı bu kadar mı vizyonsuz, bu kadar mı duyarsız, bu kadar mı cahil olur dedirtti.

Daha önce “YPG terör örgütü değildir. Vatanını savunmak için örgütlenmiş bir oluşumdur” diyen Kemal Kılıçdaroğlu Haber Türk ekranlarında Didem Arslan Yılmaz ile şu diyalogları yaşadı:

-Kemal Kılıçdaroğlu: Yöneticilerin beka sorunu var, Türkiye‘nin beka sorunu yok. Kendi geleceklerinden endişe duyuyorlar. Yoksa ne olacak, Türkiye’nin ne beka sorunu olacak?

-Didem Arslan Yılmaz: Türkiye’nin beka sorunu olmayacak diyorsunuz da, Suriye’nin kuzeyindeki Amerika’nın varlığını ve oradaki silahlı güçleri, YPG’yi nasıl desteklediğini biliyorsunuz”

-Kemal Kılıçdaroğlu: Onlar bize mi saldıracaklar? Hayır efendim.

Bu siyasetin cahili, gafletin ve ihanetin gönüllü bayraktarı Kemal Kılıçdaroğlu daha YPG’nin niçin kurulduğunu, ABD’nin YPG’ye niçin tonlarca silah yardımı yaptığını anlayamıyor.

“Afrin’e girilmesine karşıyım” diyerek Türk devletinin Afrin’e gerçekleştirdiği “Zeytin Dalı Operasyonuna” karşı çıkmış bu Kemal Kılıçdaroğlu’na Türk Ordusunun şehit verdiği 50 askerimizin katili YPG desen ne fayda, öldürdüğümüz 4600 terörist YPG’li desek ne fayda…

Tarafını terör örgütü YPG olarak belirlemiş Kemal Kılıçdaroğlu elbette YPG’yi korumaya devam etmektedir.

Kemal Kılıçdaroğlu ya vizyonsuzluğundan, ya cahilliğinden, ya ihanetinden ABD’nin “30 bin kişilik pkk ordusu kuracağım” diyerek, Suriye’deki pkk’nın kolu YPG’ye tonlarca silah yardımı yapmasının gerçek yüzünü millete aktaramıyor.

ABD’nin Irak’tan, İran’dan, Suriye’den, Türkiye’den toprak parçası alarak sözde Kürdistan’ı kurma hedefi tüm hızıyla sürerken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun YPG sanki oyuncak silahlarla oynuyor gibi muamele yapması Türkiye’ye hançer saplamaktan başka bir şey değildir.

Gerçi terör örgütü pkk’nın siyasi uzantısıyla ittifak yapan bu adama, terör örgütü pkk’nın Suriye kolu YPG’nin ne olduğunu anlatmanın bir manası yoktur.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun programdaki her konuşması birbirini yalanlamış, her biri rezaletini tescil etmiştir.

Mesela bir konuşmasında “Trump ‘Türkiye’yi mahvederim’ dedi. Kim tepki verdi? Ben tepki verdim. Erdoğan tepki verdi mi? Hayır! Bahçeli tepki verdi mi? Hayır.” diye cümle kuruyor. Fakat aynı Kemal Kılıçdaroğlu sunucu vurgu yaptığı halde Suriye’de YPG’ye silah yardımı yapan ABD’yi koruyor. Çok önemli bir konuda tepki veremediği gibi, bir de utanmadan “Erdoğan ve Bahçeli tepki veremedi” diyor.

Kemal Kılıçdaroğlu sen daha ortağın HDP’nin “Kürdistan’da biz kazanacağız, Batı’da AK Parti ve MHP’ye kaybettireceğiz” sözüne cevap veremedin daha ne ABD haltı yiyorsun ki?

Peki TBMM’de haykıra haykıra şu konuşmayı yapan MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin sözlerini hatırlatırsak Kemal Kılıçdaroğlu “Ben gerçekten kendimi rezil eden bir yalancıyım” der mi?

“ABD Başkanı yine şaşırmış, yine sinirleri germiştir.

Paylaştığı Twitter mesajı tam anlamıyla düşmanlık ötesidir.

Bay Trump şöyle diyor: “Eğer Türkiye Kürtlere saldırırsa, ekonomik yönden mahvederiz. 20 millik güvenli bölge oluşturulabilir. Aynı zamanda Kürtlerin Türkiye’yi provoke etmesini istemiyorum.”

Geçen hafta bu çerçevede görüşlerimizi açıklamıştım.

Demek ki, kalın kafalar almamış, zulmün elebaşları anlamamış.

ABD Başkanı bir defa PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görüyorsa, Kürt kardeşlerimizin temsilcisi olarak değerlendiriyorsa ya cehaletin mihveri, ya da caniliğin mihmandarıdır.

Dipte ve zirvede averaj hesabı Dipte ve zirvede averaj hesabı
Teröristlere bırakınız Kürt demeyi, insan demek bile ihanettir.

Trump’ın PKK/PYD/YPG’yi Kürt olarak görmesi, Kürtler diye tarif etmesi su katılmamış alçaklık, su götürmez küstahlıktır.

Şu işe bakar mısınız, teröristler mücadele edersek Bay Trump ekonomik olarak Türkiye’yi mahvedermiş.

Senin doların varsa Türk milletinin imanı var.

Senin bara baronların varsa, sermaye çetelerin hazırsa, ekonomik tetikçilerin emir bekliyorsa, bilesin ki Türk milletinin eğilmez başı, bükülmez bileği var.

Elinden geleni ardına koyma, ne biliyorsan onu yap.

Senin tehditlerine tamam diyen senin gibi olsun.

Türkiye’yi mahvetmek senin ne haddine?”

MHP Lideri Devlet Bahçeli ABD’nin her Türkiye düşmanlığında gereken tepkiyi gösteriyor da, Kemal Kılıçdaroğlu sen “Bizim devrimciliğimiz ‘kağıttan devrimcilik’ değil, bizim devrimciliğimiz yürek ister” dediğin halde niçin emperyalizmin büyük şeytanı ABD’nin terör örgütü pkk’ya silah yardımı yapmasına sessiz kalıyor ve o silah yardımı yapılan terör örgütünün siyasi uzantısıyla ittifak yapıyorsun? Hani nerede anti-emperyalist sol masalları?

Bir de utanmadan “Yöneticileriniz HDP yöneticileriyle görüşme gerçekleştirdi mi? Bir araya geldiniz mi? Temasınız oldu mu?” sorusuna “Hayır. Meclis’te diğer partiler nasıl görüşüyorsa, tokalaşıyorsa biz de öyle yapıyoruz.” yalanıyla “HDP ile iş birliğine kendi tabanınız nasıl bakıyor?” sorusuna da, “İş birliği yapmadık ki tabanımız baksın.” yalanıyla cevap vermiştir.

HDP de gerizekalı ya durduk yere aday çıkarmıyor ve “CHP’nin adayları tam bizim profilimize uygun sokak sokak, kapı kapı destekleyeceğiz, oy isteyeceğiz” diyor.

Milletin gözü içine baka baka yalan söylemeye utanmıyor musun Kemal Kılıçdaroğlu?

“Yöneticileriniz HDP yöneticileriyle görüşme gerçekleştirdi mi? Bir araya geldiniz mi? Temasınız oldu mu?” sorusuna “Hayır” diyorsun da, Ahmet Türk ile gizlice otelde buluştuğun haber olmadı mı?

Ahmet Türk o görüşmede ittifakı görüştüklerini “31 Mart 2019’daki yerel seçimde resmi bir ittifaktan söz etmek mümkün değil. Böyle bir şeyin başarılı olacağını da sanmıyorum. Değişimi isteyen, bu iktidarın politikalarından rahatsız olan insanlar, demokrasiyi esas alan ve bunu yürütebilen bazı yerlerde o adaylar etrafında bütünleşmelidir. Demokrasiyi savunanların ortak bir irade kullanması gerekir. Resmi bir ittifak olmayabilir ama birçok yerde o ilin yönetimini değiştirecek bir güç varsa onu doğru kullanmak lazım.” sözleriyle açıklamadı mı?

Ahmet Türk daha sonra eklediği “İnanıyorum ki söylediklerimiz etkili olur. Sayın Kılıçdaroğlu’nu biliyorsunuz, çok açık konuşmaz ama söylediklerimi onayladı. Karşı çıkışı olmadı.” cümlesiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun bunu onayladığını ifade etmedi mi?

Hani görüşmemiştiniz Kemal Kılıçdaroğlu?

Bugün resmi ittifak olmasa da aynı Ahmet Türk’ün ifade ettiği gibi illerde anlaşma sağlanmıştır.

CHP-HDP-İP çok net bir şekilde ittifak yapmıştır. Bunu inkâr eden sadece kendi karakterini yerlerde süründüren olur. Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı da budur.

Ben, Kemal Kılıçdaroğlu 31 Mart akşamı siyasi finalini tamamlar diye düşünüyordum. O ise bu finali geçtiğimiz gün Haber Türk ekranlarında yaptı. Yalan, ikiyüzlülük, inkâr, iftira, vizyonsuzluk ise intihar araçları oldu.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ