ZAFERLERİMİZİ UNUTMAYALIM

Sıtkı Şeremetli

ZAFERLERİMİZİ UNUTMYALIM
Bir millet, tıpkı bir ağaç gibi ancak kökleri üzerinde varlığını devam ettirebilir. Nasıl ki bir ağacın kökü ile irtibatı kesildiğinde o ağacın gövdesi, dalı, budağı ne kadar büyük olursa olsun kurumaya ve yıkılmaya mahkûmsa, bir millette köklerinden koptuğunda/kopartıldığında zamanla tarih sahnesinden silinmeye mahkûmdur.
İnsan kısacık ömründe hafızası ile vardır. Geçmişte yaşadığı hadiselerden ibret alarak bugünü inşa eder. Geçmişte yaşadığı acı-tatlı hadiseler onun olgunlaşmasına vesile olur. Geleceğine geçmişten aldığı dersler ışığında yön verir. Geçmişini unutan sağlam bir gelecek tasavvuru kuramaz.
Millet olarak tarihimiz bizim en değerli hazinemizdir. Tarihin akışı içinde Ağustos ayına baktığımızda milletimizin birçok zaferlere imza attığını, birçok yeri İslam coğrafyası haline getirdiğini ve fetihler yaptığını görmekteyiz. Bunların başında hiç şüphesiz atamız Sultan Alparslan’ın 26 Ağustos 1071 de Bizanslılara karşı kazandığı Malazgirt Zaferi’nin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Bu zafer Anadolu ve Balkan coğrafyasını Türk-İslam yurdu haline getirmiştir.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yapılan 30 Ağustos 1922 Dumlupınar muharebesinden arkasından gelen zafer ise ayaklarımızı Anadolu topraklarına sabitlemiştir. Yakın tarihimizdeki (20 Temmuz 1974) Kıbrıs zaferi ise milletimizin özünde var olan asil ruhu ortaya çıkarmıştır. Allah’ın izni ve inayetiyle bu ruh ile nice zaferler elde edilmekte ve edilmeye de devam edilecektir.
Kur’an-ı Kerim de; “Ey iman edenler! Bir düşman birliği ile çatıştığınız vakit sebat ediniz ve Allah’ı çokça anınız ki zafer sizin olsun.” (Enfâl 45) buyurulmaktadır. Zafere giden yolda şehit olanlar için ise Hz. Peygamber (sav) Efendimiz; “Öldükten sonra Allah katında kendisi için bir hayır/bir mükâfat bulan hiçbir kul -bütün dünya ve içindekiler kendisine verilse dahi- tekrar dünyaya dönmek istemez. Ancak şehit olanlar bunun dışındadır. Onlar, şehitliğin yüksek mertebesini gördükleri için, tekrar dünyaya dönüp Allah yolunda öldürülmeye can atarlar.” (Buharî, Cihad, 6-2795). Buyurmuştur.
Tarihimize baktığımızda Ortaasya, Ortadoğu, Afrika ve Balkanlarda dalga dalga gelen zaferlerin arkasından büyük medeniyetler inşa etmişizdir. Dolayısı ile zaferlerimiz sadece askeri bir başarı ile sınırlı kalmamış; çeşitli imar faaliyetleri ile birlikte fethedilen beldeler yeni bir yüze kavuşmuştur. Tüm bu zaferler ve arkasından gelen ihya ve inşa faaliyetleri hep insan odaklı olmuştur.
Bizim zaferlerimiz ile fethedilen coğrafyaların dini ve dili koruma altına alınmış, insanların inanç ve kimliklerine, örf ve kültürlerine asla müdahale edilmemiştir. Bugün bakiyemiz olan ülkelerde kendi dilleri konuşuluyor, kendi dinleri varlığını koruyorsa bunu zaferlerini İslam’ın izzeti ve insanlığın saadeti için yapan ecdadımıza borçluyuz…
Prof. İhsan Süreyya Sırma’nın Kuveyt’te bir konferansta yaşadığı hatırayı bize şöyle anlatır:
“Kuveyt’e konferansa gittim. Bir Arap profesör İngilizce konuşarak, ‘Osmanlı bizi yıllarca sömürdü asimile etti’ dedi.
Ben çıktım kürsüye Arapça konuşarak, Osmanlı neyiniz vardı da sömürdü… Henüz petrolünüz yoktu… Size hiç dokunmadı size hizmet etti. Ben bir Türk olarak Arapça konuşuyorum, bu salondakiler ekseri Arap… Siz bir Arap olarak İngilizce konuşuyorsunuz sömürü bu dedim.
Salonda alkış koptu…”
İslam ahlakını özümsemiş aziz milletimizin zaferlerinin gayesi de budur; insanı yaşatmaktır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesidir.
Son yıllarda bazı haddini bilmezler ve gafiller zaferlerimizi işgal olarak nitelendirmektedir. Zaferlerimiz işgal değil fetihtir. Son yıllardaki zaferlerimiz ise beldeleri aslına rücu ettirmektir. Eğer işgal nedir görmek istiyorlarsa eskiden halkın %70’den fazlası Müslüman olan Kırım’a, Erivan’a, Midilli’ye, Kudüs’e, Endülüs’e baksınlar… Sırf inançlarından dolayı Müslümanlara nasıl işkenceler yapıldığını bir araştırsınlar da, kim işgalciymiş görsünler…
Bu vesile ile tarihimizi iyi öğrenelim. Nesillerimizin zihinlerini batılı yazarların kendi tarihini anlattıkları hikâye ve masallarla işgal etmeyelim. Tarık b. Ziyad’ı, Selahaddin Eyyubi’yi, Sultan Fatih’i, Şeyh Şamil’i bilmeden bugün anlaşılmaz. Lütfen Kahramanları ve onların mimarı olduğu zaferleri unutmayalım. Çünkü gelecek geçmişin izini takip eder.
İzzet ALTINTAŞ / İl Vaizi
Bir 1 kişi ve şunu diyen bir yazı 'ZAFERLERİMİZİ UNUTMAYALIM balikesirilmuftulugu' görseli olabilir
21
4 Paylaşım
Beğen

 

Yorum Yap
Paylaş

0 Yorum

Karesi İlçesi Hafız Mehmet Arabacıoğlu Camii Yaz Kur’a
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ