YILLAR ESKİMİYOR;

BİZ ESKİYORUZ!

(Ramazan KARACA)

Hepimizin bildiği ve çocukların söylediği bir okul şarkısı vardır: “Eski yıl sona erdi yepyeni bir yıl geldi” diye… İşte yine bir yılı daha geride bıraktık. Yıllar geçtikçe eskidi diyoruz ama eskiyen yıllar değil; eskiyen bizleriz. Hem fiziksel hem de mantalite olarak geçen yıllar bizden çok şeyler alıp götürüyor. Bunu geride kalan yıllar arttıkça daha da iyi anlıyoruz…

Öncelikle tabii ki başta sağlık olmak üzere herkese iyi bir yıl geçirmesini temenni ederek yazıma devam etmek istiyorum. 2021 yılı gerçekten de bizi çok üzdü. Aslında son iki yılda çok sıkıntı çektik. Birçok anlamda ama tabii ki en çok da pandemi dolayısıyla çektiğimiz sıkıntılar ön plandaydı. Ardından yılın sonlarına doğru iyice yükselen, ekonomik anlamda özellikle döviz üzerinden gelen fiyat artışları ve istikrarsızlık insanları canından bezdirdi. O kadar karamsarlık içinde bir duruma girdik ki artık bitsin şu yıl da kurtulalım diye feryat etmeye başladık. Hele bir ara öyle bir durum oldu ki kimse elindekini satmıyor “ne olacak bu işin sonu” diye herkes tedirgin bir biçimde güne uyanıyordu. Neyse ki son günlere doğru bir gec de döviz düştü ve insanlar biraz nefes aldı. Bir süre bekledik ki fiyatlar düşsün diye ama bir türlü beklenen fiyat düşüşleri gelmedi ve yılın sonuna geldik. Beklentimiz yeni yılla birlikte inşallah bu fiyatlar alaşağı olur diyeydi…

Amaaa yılın ilk günü yine bir sükûtu hayal ki; bizi daha ilk günden kara kara düşündürmeye başladı. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta hatırı sayılır zamlar bir kâbus gibi bizi karşıladı. Neye uğradığımızı şaşırdık. Elektrik fiyatlarına, konutlarda aylık 150 kilovatsaatin altındaki tüketime yüzde 50, üstüne yüzde 130 zam. Elektrik üretimi amaçlı doğal gaza yüzde 15, konutlara yüzde 25, sanayi üretimine yüzde 50 zam. Benzine, motorine gelen zam oranlarıyla litre fiyatları 12 liranın üstüne çıktı. Bu artışların gerekçesi de dünyadaki enerji krizi olarak nitelendirildi.

“Bizler tam 5li market zincirlerini fiyatları düşürsün diye beklerken bu yapılan artışlar karşısında ne yapacağımızı bilemez duruma geldik” feryatları yükselmeye başladı. Dolayısıyla yeni yıla ekonomik anlamda moralsiz başlamış olduk. Devletin özellikle gıda üzerinde çok ciddi bir biçimde sübvanse uygulaması gerekiyor. Dar ve sabit gelirli insanların bu dalgalanmalar karşısında büyük sıkıntılar çekmesini önlemenin en önemli çaresi bu şekilde olacaktır. Yoksa 2022 geçen 2021’i mumla aratabilir.

Bütün bu tabloya rağmen elbette ki devletimizin ayakta kalması ve insanımızın yaşatılabilmesi için tüm bu sıkıntıların atlatılabilmesi için mücadeleye devam etmemiz gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Ancak sıkıntıların her kesime eşit olarak yansıtılması da devletin asli görevlerindendir. Bunu da unutmamak lazım.

Son olarak normal bir yıldan çok daha fazla bizleri eskiten böylesi günlerin, bir an önce yerini, refahın ve sağlığın zirve yaptığı günlere bırakmasını temenni ediyorum…