TURAN’A GİDEN YOL…

Sıtkı Şeremetli

TURAN’A GİDEN YOL…

Kim ne derse desin Türkiye kazandı…

Buna halel getirmeden değerlendirme yapmalıyız…

Birilerinin dediği gibi “Suriye bataklığı”na gömülmedik…

9 Ekim’de başlatılan Barış Pınarı Harekâtı bir hafta gibi bir sürede ABD ve Rusya’yı masaya oturttu…

Olabilecek ekonomik ambargoları öngörerek en iyi anlaşmaları yaptık…

Bu iki anlaşma ile Türkiye’nin “YPG/PKK’nın Suriye yapılanması” tezi kabul edilmiş oldu…

Sınırımızdan bir süre terör tehditini uzaklaştırmış olduk…

*

Trump, CENTCOM yani Amerikanın Ortadoğu Komutanlığına rağmen bu anlaşmayı imzaladı…

Demokratların ihraç tehditlerine karşı dik durdu…

“Kemikçi Tarikatı”na mensup Baba Bush’tan beri yürürlüğe konan BOP’u şu an için kendi eliyle dağıttı…

İstediği petrol sahasına sahip oldu ve başına 200 ABD’li askerini dikerek Irak topraklarına çekildi…

Yani Trump YPG’lileri kullandı ve Türkiye sınırından 32 kilometre geriye attı…

*

Rusya, Soçi anlaşması ile Türkiye’den sonra Suriye’de gerçek gücün kendisi olduğunu ABD’li muhataplarına gösterdi…

Topraklarımızdan 32 kilometre geriye atılan Amerika (YPG) o alanda güçlenmenin ve İsrail’e hizmet etmenin yolunu ileriki zamanlarda bulacaktır…

Bölgenin bir kısmı Rusya’nın kontrolüne geçti…

Kamışlı ise Suriye’li sivil Kürtlere (!) bırakıldı…

*

Ülkemizdeki işbirlikçiler bizi devamlı “barışçıl yolla çözüm olsun” martavalıyla Esat ile masaya oturtmaya çalışsa da masada ABD ve Rusya vardı…

Türkiye askeri gücünü göstermeseydi masada ezik olurduk…

Diplomasi bir yere kadar…

Askerî kazanım olmayan yerde masada kaybedersin…

*

Bu anlaşmalarda “Adana mutabakatı” ön plana çıktı…

Türkiye’nin Suriye ile imzaladığı Soçi anlaşması ile harekât meşru zemine oturtuldu…

Adana Anlaşması, “Türkiye’nin terörist başı Öcalan’ı Esad’tan istemesiyle gerilen ortamın bir ürünü”dür…

9 Ekim 1998’de Öcalan bu anlaşmanın olacağı bilgisini alınca Suriye topraklarını terk etmiştir…

Akabinde, 20 Ekim 1998’de Adana mutabakatı imzalandı…

Bu anlaşmaya göre, “Suriye’den gelecek her türlü PKK terörüne karşı meşru müdafaa hakkımız” doğuyordu…

Daha sonra bu anlaşmanın kullanılmaması için oradaki terör örgütünün adını YPG koydular…

Fakat Rusya’nın Adana Anlaşmasını dillendirmesiyle YPG’nin PKK’nın devamı olduğu artık resmi ağızlardan kabul olunmuş oldu…

*

Bu anlaşmaların ışığında Türkiye’nin geleceğini analiz edersek, tehlikenin tamamen bittiğini söyleyemeyiz…

Barzani’nin sözde Kürdistan’ıyla, sınırda olan Kamışlı, ileriki dönemlerde birleşme yoluna gidebilir…

30 Ekim’den sonra sahada kalan TSK’nın pozisyonunu Suriye’nin Irak sınırına çekilen (ABD, YPG’nin çekildiğini söylüyor ama Millî Savunma Bakanlığı halen saha incelemesi yapıyor) YPG belirleyecektir…

Orada kalan terörist varsa sil baştan kaldığımız yerden devam edebilir, meşru müdafaa hakkımızı kullanırız…

Masada ise, Esad artık “başkanlık” gücünü yitirdiğinden Suriye’deki hiç bir güç onun yönetimini kabul etmeyecektir…

Muhtemelen bu durumdan “Suriye Federasyonu” doğacaktır…

“Federasyonda Suriye’li Türkler de muhakkak bir bölgenin sahibi” olmalıdır…

Türkiye’nin kontrolüne verilen bölgeler bize Turan yolunu açacaktır…

*

8 yılda ABD’nin Suriye’ye (YPG) 8 Trilyon Dolar harcaması Amerikan ekonomisinde tıkanıklığa yol açtı…

En önemlisi “doğudaki en büyük müttefiki”nden oldu…

Yanlış politikaları yüzünden bizi Rusya’ya yanaştırdı…

Türkiye ile güçlü ticari ilişkiler kurmak isteyeceklerdir…

Bizlerin yapması gereken ülke menfaatine göre iki ülkeyi de idare etmektir ki hükümet bunu yapıyor…

Devlet politikalarında kin olmaz, çıkar gözetilir…

Türkiye’nin 40 Milyar Dolar harcadığı bu yıkımın tamiri için tüm Dünya‘nın desteğine ihtiyacımız var…

Sonuçta bizden kaynaklanmayan fakat Suriye’den sonra en büyük yıkımı yaşayan ülke Türkiye…

Suriye’nin yeniden inşası Türkiye’nin 40 Milyar Dolar zararını karşılamalıdır…

*

Her şey adım adım ilerleyecektir…

Masada elimiz artık çok kuvvetli..

Tüm Dünya, Türk askerinin gücünü ve tekrar kafası atarsa Ortadoğu’yu yıkabilecek iradeye sahip olduğunu gördü…

Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.” sözü bir kez daha gerçek oldu…

Ekonomimiz artık toparlanma sürecine girecektir ve en önemlisi “Türk’e Turan yolu açılmıştır”

15 Temmuz ve sonrasında tepemize çöken kara bulutları Cumhur İttifakı’nın millî, cesur, kararlı politikaları sayesinde dağıttık…

29 Ekim 2014’te topraklarımızdan geçip Suriye’ye giden teröristlerin rövanşını, yine bir 29 Ekim 2019’da bu kez sınırlarımızdan temizleyerek milliyetçi iradeyle aldık…

Artık tam bağımsız olmanın yolu açılmıştır…

Türkiye Turan’a giderken yoldaki çakıl taşlarını tek tek zaman içerisinde temizleyecektir…

Güçlüyüz, inançlıyız ve kararlıyız… 

 

 

LEYLA DÜZEL 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ