Tercih değil mecburiyet

Sıtkı Şeremetli

Tercih değil mecburiyet
(Orhan karataş)
Yarın sandığa gideceğiz ve ülkemize, milletimize, bekamıza, geleceğimize sahip çıkacağız. Zilleti yerle bir edip Cumhuru şahlandıracağız. Bunu yapmak bir tercih değil, mecburiyettir.

Milliyetçi Hareket Partisi’nin “Beka İçin Milli Karar, Cumhur İçin İstikrar” sloganı, yerel seçimlerin özü ve özetidir. Yarın sandıkta belediye başkanı, muhtar veya belediye meclis üyesi seçmekle kalmayacağız. Bunlar işin görünen kısmıdır. Aslında bekamız için milli kararımızı ortaya koyacağız.Cumhur için, yani Türk milletinin geleceği için istikrara mühür vuracağız.

ZİLLET FELAKETTİR
Bekamız tehdit altındadır. Bu tehdit oldukça yüksek ve yakındır. O kadar ki, genel seçimlerde Türkiye’yi; yerel seçimlerde Ankara gibi başkentimizi, İstanbul gibi dünya markası gururumu ve onurumuz olan bir şehri, İzmir, Adana, Mersin, Bursa, Antalya gibi cennet köşelerini yönetmeye aday CHP ve İP gibi partiler, terör örgütlerinin siyasi uzantıları ile açık ve aleni işbirliği içindedirler. HDP denilen Kandil bağlantılı, terör destekçisi parti, oluşturdukları ittifakın merkezinde yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti topraklarından “Kürdistan” diye söz edilmektedir. YPG terör örgütü tehdit ve tehlike görülmemektedir. Yeni sistem bir türlü kabul edilememekte, bu seçimler bir rövanş, hatta intikam alma fırsatı olarak değerlendirilmektedir. Yazdıklarımızın tamamı bir iddia değil, kayıtlara geçmiş kendi itirafları, kendi beyanlarıdır. Bu sicilin sahiplerine “millet” demek imkansızdır.Çabaları ve hedefleri zillet olduklarını kanıtlamıştır. Başarılı olmaları, sonuç almaları durumunda neler olacağı şimdiden bellidir. Belediye Meclislerine yerleştirdikleri Kandil bağlantılı terör unsurları ile ülke yeni bir belirsizliğin, yeni bir kargaşa ve çatışmanın içine çekilecektir. Sistem üzerinden kriz ve kaos oluşturulacak ve Türkiye bir felakete sürüklenecektir.

FETÖ NE İSTİYOR?
Zilletin başımıza hangi belaları açacağının bir başka göstergesi de FETÖ unsurlarının mesajlarından anlaşılmaktadır. Bu kanlı örgüte mensup oldukları iddiasıyla yaklaşık 500 bin kişi hakkında işlem yapılmıştır. Kimi tutuklu, kimine işten el çektirilmiş, kimi soruşturmaya uğramış, kimi de incelemeye alınmıştır. Bunlar aileleri ile birlikte 2,5 milyona ulaşan bir kesimi oluşturuyorlar. Aralarında çok iyi organize oldukları, aynı şekilde hareket ettikleri bilinen bir gerçektir. FETÖ bağlantılı isimler, sosyal medya ve internet siteleri zillet ittifakına oy verilmesi gerektiğini ilan etmiştir. Bu oylar neyin karşılığında olacak? Bu terör örgütü zilletten ne istiyor, ne bekliyor, neyi hedefliyor? Bu sorular orta yerde durmaktadır ve tehlikenin boyutlarını göstermektedir.

SEFERBER OLDULAR
Bekamıza yönelik tehdit ve tehlike bu kadarla da bitmiyor. Türkiye ile meselesi olan bütün ülkeler, örgütler, birimler, çevreler ümitlerini zillete bağlamışlardır. Bunu gizlemiyorlar. Cumhur ittifakını zor duruma düşürmek, zillete yol açabilmek için seferber olmuşlardır. Kimi döviz üzerinden vurmaya çabalıyor, kimi soğan, patatesi bahane edip milletin sofrasına el atıyor. Kimi açıkça tehdit edip kışkırtıyor, kimi arkadan dolanıp sırtımızdan bıçaklıyor. Kimi itibarımıza saldırıyor, kimi milli güvenliğimizi hedef alıyor. Bunların kimler olduğunu artık herkes biliyor ve tanıyor. ABD’den İsrail’e, Suud’dan Mısır’a, Fransa’dan Almanya’ya çok geniş bir yelpaze oluşturuyorlar.

MİLLİYETÇİLERE ZULMEDİYOR
Bütün bu gerçekler Türk milletinin gözleri önünde yaşanırken, zillet bu ülkenin başına bela olabilmek için çırpınırken, Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir de çıkıp milliyetçilik dersi vermeye kalkışması, azgınlığın, pişkinliğin ve hadsizliğin nerelere kadar ulaşabileceğinin ibret veren göstergesidir. Bu sicile sahip olanların milliyetçilik kelimesini dahi ağızlarına almaları, gerçek Türk milliyetçileri için büyük bir zulümdür. Yancı parti durumundaki İP’de de durum farklı değildir ve bir elmanın iki yarısı gibi birbirlerini tamamlamaktadırlar. Ortaklarının tamamen alçak bir ihanet ve bölücülük beyanı olan “Kürdistan” değerlendirmesine sessiz kalıp, onay veriyorlar, MHP gibi bu ülkenin varlığının teminatı olan bir partiye akla ziyan yalan ve iftiralarla saldırıyorlar.

ZAMANI GELDİ
Bu seçimlerin zilletle millet, bekayla bela, karanlıkla kararlılık arasında geçeceğini anlamak için daha ne olması gerekiyor? Bir defa daha ve altını çizerek belirtiyoruz. Hiç kimsenin yanlış yapma, kendi özel hesaplarını öne çıkarma, küçük kırgınlık ve kızgınlıkların arkasına saklanma gibi bir hakkı yoktur. Ülkemizin geleceği söz konusudur. Belirsizliğe izin veremeyiz, ülke ve millet düşmanlarını sevindiremeyiz. Kriz ve kaosa göz kırpamayız. Her şey istediğimiz, beklediğimiz gibi olmayabilir. Ama bunların ne yeri, ne sıradır. Kırgınlıklarımızı, kızgınlıklarımızı daha sonra kendi aramızda hallederiz. Ülkemizin karşı karşıya kaldığı saldırıyı, bekamız üzerinde oynanan kirli oyunları elbirliği ile def etmek her Türk evladı için ertelenemez ve engellenemez bir milli görevdir.Günü ve zamanı gelmiştir. Yarın sandığa gideceğiz ve ülkemize, milletimize, bekamıza, geleceğimize sahip çıkacağız. Zilleti yerle bir edip Cumhuru şahlandıracağız. Buna mecburuz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ