“TECRÜBE İLİMDEN ÜSTÜNDÜR”

(Ramazan KARACA)

Tırnak içinde yazdığım başlıktaki bu söz, tıp adamı, astronom, yazar ve filozof İbn-i Sina’ya ait. Bu sözü başlığa almamın nedeni; TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Hukuk Fakültesi 1. Sınıf öğrencilerine ilk dersi verirken, kendilerine yararlı olacağına inandığı çok önemli tecrübelerin yansıtıldığı bir kitabı önermesi oldu…

Artık 60’lı yaşları idrak eden ben, bu vurgulamanın ve tavsiyenin ne kadar önemli olduğunu çok iyi öğrendiğim için bu konuda yazmak istedim. Çünkü Başkan Şentop’un önerdiği kitap, Hukukçu Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in Hatıralarını anlatıyordu…

Düşünün 1.sınıftasınız ve bu işin zirvesine çıkmış bir hocanın A’dan Z’ye yaşadıklarını satır satır okuyorsunuz. Yani sizin şu anda başladığınız yolu o yıllar önce geçmiş ve süreler içinde neler yaşadıklarını size aktarıyor. Yani şöyle yaptığımızda, şöyle olmuştu diye kısaca özetleyebileceğim sayısız örnek. Bir mesleğe veya hayata doğru ilk adımlarını atan bir genç için bundan daha büyük bir hazine ve yol gösterici olabilir mi? diye sormak isterim.

Bu tavsiyenin ne kadar doğru olduğunu o gün salonda olan biraz yaş almış birçok kişi kabul etmiştir, çünkü onlar da yıllar içinde yaşanmışlıkların ne kadar insana tecrübe kattığını öğrenmişlerdir.

Şimdi bunları yazan ben örneğin geçtiğimiz günlerde Balıkesir’e gelen Tarihçi-Yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın kitabı olan “Bir Ömür Nasıl Yaşanır? & Hayatta Doğru Seçimler İçin Öneriler” kitabını birkaç yıl önce değil de keşke gençlik yıllarımda okuyabilmiş olsaydım, diyorum. Ya da böylesine önerileri olan kitapları… Evet, biz nesil olarak çok kitap okuduk ama bu ve benzeri kitaplar altın değerinde…

Örnekleri devam ettirelim; şimdi bir Avukat düşünelim, başlamadan önce bir tecrübelinin yanında staj yapıyor. Eğer o dönemde yanındakinin tecrübelerine değer verir ve dersler çıkarabilirse çok hızlı ve doğru yol alır. Örneğin eskiden öğretmenler yine tecrübeli bir öğretmenin yanında staja giderdi, yani sadece teorik eğitim yeterli olmuyordu. Çok bariz bir örnek, Kaymakamlar… Biliyorsunuz stajyer Kaymakamlık yapıyorlar. Mesleğinde başarılı olabilmek için kendi alt yapısını dolduracak olan eğitimin alınması elbette ki önemli, ancak tecrübeli bir kişinin ona gösterdikleri daha da önemli. Bir gazeteci düşünün eskiden çok genç yaşlarda başladığında kendisinden öncekiler onun ustasıydı. Okuldan gelmese bile o ustanın yanında yetişirdi. Okuldan gelenler de o ustanın yanında, bilgi anlamında alt yapıları olduğu için çok çabuk aşama kaydedebilir ve nitelikli bir gazeteci olabilir, nitekim örnekleri de çoktur. Ama bazı işler vardır ki göstermekle şöyle yap böyle yap demekle olmaz, mutlaka o süreyi yaşayacaksın ve de başına gelenlere göre hareket edeceksin. Çok güvendiğin ve senden önce o yollardan geçmiş birisinin yazdığı kitapları okuyacaksın, ya da gidip kendisini dinleyeceksin.

Ahkâm kesmiş pozisyonunda asla olmak istemem onun için kendimden de örnek vermek istiyorum. Biliyorsunuz ben yıllarca maç anlattım; bu işin mesleği yok. Evet, spikerlik için çeşitli kurslar var ama bir maç anlatımı okulu yok yani… Ben uzun süre gözlem yaptım ve bu işin Türkiye’deki ustalarından Ümit Aktan’ın “Spikeriz diye… – Ekranlı, Mikrofonlu Gülünesi Yıllar” isminde bütün tecrübelerini aktardığı bir kitabı var. Onu okuduğumda “vay be dedim” ve bana çok büyük katkıları olmuştu. Kaldı ki yıllar önce Cemiyetin getirdiği TRT Spikerinden aldığımız kursa rağmen…

Yine bizim meslekten bir örnekle tecrübenin ne kadar önemli olduğunu sizlere aktarmak isterim. Karesi’den bir kardeşimiz de TRT’deki elemelere katılmış ve bu işin okulundan gelenlerin önüne geçmişti. Çünkü geçmişinde yıllarca Karesi tecrübesi vardı. Ben kendisinden tecrübelileri küçümseyenlere şunu söyledim hep: “Sen buraya geldiğin ilk günle bugün kendini aynı görüyor musun? Genelde cevap hayır oluyor. Onun için, senden 20 yıl önce başlayanın seninle bir olmadığını da iyi bil”

Şimdi yazının sonunda bu anlattıklarımdan ilim yapmasanız da olur anlamı çıkaran olur mu bilmiyorum. Ancak kesinlikle böyle bir anlam çıkarılmasın. Ben tecrübenin ve yıllarca bir işi yapanın bilgisinden yararlanmanın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istedim. Zaten örneğimi de Hukuk 1.sınıflara yapılan tavsiyeden verdim.

Yani “Hem, hiç okuyanla okumayan bir olur mu da diyeceğiz; hem de hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?”