Tavrı anlayan anladı, anlamayanın işine gelmiyor!

Tavrı anlayan anladı, anlamayanın işine gelmiyor!

Tavrı anlayan anladı, anlamayanın işine gelmiyor!

(Yıldıray ÇİÇEK)

      MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, her kesim tarafından siyasi nezaketi ve zarafetiyle tanınır. Onun davranışlarına “Nezaket ve zarafet, farkınızı yansıtır” sözüyle bakacak olursak siyasetteki farkını da iyi anlarız. Ama Türk milletini ilgilendiren vatan konularında tavizsizdir, sinirlidir, kızgındır, sözünü ve davranışlarını muhatabından hiç esirgemez.

Bunun bir örneğini İdlib şehitlerimizden Uzman Onbaşı Halil Çankaya için Ankara’da düzenlenen cenaze töreninde, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmayarak göstermiştir. O anın fotoğraf ve videoları izlenme rekorları kırmıştır. Ellerini paltosundan çıkarmayarak, bakışıyla sergilediği karizmatik davranış vatanseverlerce alkışlanırken, CHP, HDP, İP, FETÖ yandaşlarını adeta kudurtmuştur.

Daha iki hafta önce MHP Osmaniye eski Milletvekili ve İP Kurucular Kurulu Üyesi Hasan Hüseyin Türkoğlu’nun TBMM’de düzenlenen cenaze töreninde Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini sıkan MHP Lideri Devlet Bahçeli, bir şehidimizin cenaze töreninde onun elini niye sıkmamıştır? İşte bu sorunun cevabı, gösterdiği davranışın anlamını çözmenize yardımcı olacaktır.

CHP, HDP, İP, FETÖ mensupları bunu ya anlamamış ya da anlamışlar ama işlerine gelmemiştir.

CHP milletvekili Mehmet Bekaroğlu da bunlardan biri olarak şunları yazmış: Bunların “milliyetçiliği” ve “insanlığı” budur; şehit cenazesinde bile milleti bölebiliyor, birlik beraberlik hamasetleri yapıyor ama uzanan elleri boşta bırakabiliyorlar. Bahçeli’nin ne olduğuna dair çarpıcı bir tablo…

Mehmet Bekaroğlu, Karadenizli diye bilinir ama onu bildik bileli Kürtçülük yapar. Terör örgütü PKK’yı ve onun yardım ve yaltakçısı HDP’yi her olayda masumlaştırır, her olayda onları “cambaza bak” oyunu oynayarak kurtarmaya çalışır.

Mehmet Bekaroğlu’nun geçmişten günümüze tüm açıklamalarına bakın, göreceğiniz tek gerçek budur. Elinde silahla terör eylemleri yapan PKK’ya karşı devlet mücadele yaptığında hemen ortaya çıkar “Devlet; bu şekilde terörü bitiremeyeceğini görmeli, Kürtlere silahsız, şiddetsiz hak arama yolu açılmalı, siyasete tekrar şans tanınmalı. Bugün Diyarbakır’da, Cizre’de, Silopi’de, Nusaybin’de sorunu silahsız, şiddetsiz çözme şansı katlediliyor… Buna izin vermemeliyiz” açıklamaları yapar. Sanki Kürtlerin temsilcisi, terör örgütü PKK’dır. İttifak ortakları Meral Akşener de “HDP, Kürt siyasal hareketinin temsilcisi” demişti. Meral Akşener, Mehmet Bekaroğlu’na boşuna “kayınço” demiyormuş! Bunlar her türlü fikir, düşünce akrabası çıkmış meğerse!

Gün gelir, Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde PKK’lıları etkisiz hale getirmek için düzenlenen operasyonları “Terörle mücadele hukukun içinde olmalı; bir şehri günlerce ablukaya almak, insanları temel ihtiyaçlarından mahrum etmek hak ihlalidir” diyerek sorgulatmaya çalışır.

Gün gelir, Hakkâri’de PKK paçavraları altında pozlar verir. Gün gelir, Şanlıurfa’da teröristbaşı Öcalan’ın fotoğrafı altında “Kürt sorunu ve Rojava” konulu konferansta konuşmacı olur ve orada Öcalan’ın “Demokratik İslam Kongresi” nin toplanması çağrısının önemli olduğunu vurgular, kongreyi önemsediğini ve bu fikri Öcalan’ın çok önceden de dile getirdiğini ve davet edilirse katılacağını ifade eder.

      Gün gelir, güvenlik güçlerinin canlı bomba olma şüphesi olan teröristleri gözaltına almasına tepki gösterir ve alınan teröristlerin fotoğraflarının teşhir edilmesinin insan hakları ihlali olduğunu savunur.

Gün gelir, “Demirtaş’ı serbest bırakın, TBMM’de bir komisyon kurun, çözüm süreci tekrar başlasın. Annelerin acıları ancak böyle diner. ‘Son terörist öldürülene kadar’ yöntemi yanlış, ‘sivil toplum’ yürüyüşleri ile de bir yere gidilemez” der ve üç kez terörist Demirtaş’ı cezaevinde ziyaret eder.

Gün gelir, terörle mücadelede tavizsiz duruşuyla vatanseverlerin büyük desteğini alan Süleyman Soylu’nun, ABD’nin verdiği silahlarla Kandil’de terör eylemlerini organize eden Murat Karayılan’dan daha çok zarar verdiğini ifade eden “Süleyman Soylu, bu milletin birliği, bütünlüğü ve kardeşliğine terör örgütü lideri Karayılan’dan daha çok zarar vermiştir” twitini atar.

Mehmet Bekaroğlu’nun siyasi ömründen özet bunlardır. Buna benzer yüzlerce özeti vardır.

Mehmet Bekaroğlu PKK’yı sever, HDP’yi sever, teröristbaşı Öcalan’ı sever, terörist Demirtaş’ı sever. Ama Mustafa Kemal Atatürk’e de “Kefere Kemal” ifadesini kullanır.

Mehmet Bekaroğlu şimdi inkâr etse de 1993 yılında Gelecek Bahar adlı bir dergide “Su Üzerinde Yürümek” adlı bir yazı kaleme almış ve o yazısında “kafir” anlamına gelen ifadeyi Atatürk’e kefere diyerek şu cümlelerle ifade etmişti: “Bir zamanlar şanlı ecdat vardı; dört kıtada at koşturan, sonra Ayasofya, Yunanistan’ı tel’in mitingleri ve büyük doğu. Bir de kefere Kemal.”

Şimdi CHP’nin PKK ile yoldaşlığına ses çıkarmayan ve hatta destek olan Yılmaz Özdil, geçmişteki bir yazısında Mehmet Bekaroğlu’nun CHP’deki konumuyla ilgili “Atatürk’e kefere diyen siyasal dinci bıyıklı herifleri, utanmadan, kadın kontenjanından CHP’nin tepesine monte eden guguk kuşları da iyi okusun “ cümlelerini yazmıştı.

Şimdi böyle bir adam çıkmış, MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye “şehit cenazesinde milleti bölmek” suçlamasında bulunuyor. Aynı anda hem YPG’ci hem de Esadcı olan Kemal Kılıçdaroğlu’na şehit cenazesinde tepki göstermek gayet doğal değil mi?

Son aylarda askerlerimize yönelik hain pusuları arttıran ve şehitlerimizin katili olan Rus destekli Esad’a zerre eleştiri getirmeyen ama sürekli terörle mücadelede milli duruş sergileyen hükümete karşı abuk-sabuk suçlamalarda bulunan, 200’e yakın askerimizi şehit eden terör örgütüne “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum” ve “Türkiye’nin beka sorunu yok, ABD’nin desteklediği YPG bize saldırmaz” şeklinde sahip çıkan birine gösterilen her tepki elbette normaldir. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de tepkisini bu şekilde göstermiştir. Mehmet Bekaroğlu bunu anlayamayacak kadar aptal değildir. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Kemal Kılıçdaroğlu’na gösterdiği tavır aynı zamanda tüm Mehmet Bekaroğlu gibi zihniyet sahiplerine gösterildiği için alınganlığı ondandır.

Bazı CHP’liler, İP’liler, FETÖ’cüler ve Ülkücü maskesi takan bazı gerzekler de MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun elini sıkmamasına o kadar bozulmuşlar ki, Mecliste MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yanına gelerek onun elini sıkan Ahmet Türk, Selahattin Demirtaş, Pervin Buldan, Hasip Kaplan üzerinden algı çalışması yapıyorlar. He gerzekler he… Bu ismini saydığım HDP’liler kiminle yürüyüşler yaptı, kime oy verdi, kime oy istedi, ittifak görüşmesini kiminle yaptılar? Hepsinde de cevap, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu değil mi?

MHP Lideri Devlet Bahçeli, PKK ve HDP’ye yönelik hangi mücadele de bugüne kadar taviz vermiştir? Hangi gün siyasi bir projede Devlet Bahçeli bunlara el uzatmıştır?

HDP’li belediyelere kayyum atanmasında, terörist Demirtaş’ın gözaltına alınmasında, tutuklanmasında ve serbest bırakılması tartışmasında, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı Operasyonu ve Barış Pınarı Operasyonu’nda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hangi duruşu sergilemiş, MHP Lideri Devlet Bahçeli hangi duruşu sergilemiş?

CHP’ye gösterilmiş her tavır HDP’ye, HDP’ye gösterilmiş her tavır CHP’ye olacağı için kendinize bu kadar dert etmeyin. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin tavrını en iyi Kemal Kılıçdaroğlu anladı. Bakalım Esad ve PKK sevdasını bırakacak mı?

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ