Sadece sizin mi namusunuz var azgın muhalefet?

Sıtkı Şeremetli

Sadece sizin mi namusunuz var azgın muhalefet?

Bir haksızlık karşısında “tarafsızım” diyen biri, artık bir taraf olmuştur.

Brachovel Türkiye’de CHP’nin başını çektiği muhalefetin nasıl bir karaktersiz, nasıl bir vicdansız, nasıl bir merhametsiz, nasıl bir tarafgir olduğu geçtiğimiz haftalarda yaşanan bir olayla yine anlaşıldı. Süleyman Soylu’nun “45 gündür anam hastanede, annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest. Ne yapmalıyım bakan olsam ne yazar millet, devlet işleriyle boğuşurken anasının namusuna sahip çıkamamak ne ifade eder? Twitimle yeniden alınırsa da provokasyon sayacağım” şeklindeki tepkisi için muhalefet takındığı tavırla üç maymun rolünü oynadı. Hatta bu durum muhalefet tarafından “Bu olay üzerinden İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı arasında nasıl fitne yaratırım?” şeklinde bir düşünceyi doğurdu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yoğun bakımda yatan anasının namusuna edilen hakaret karşısında susanlar, terörist Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’ın namusuna edilen hakarette âdeta seferberlik başlatmıştı. Âdeta ülkeyi ayağa kaldırmaya çalışmışlardı.

Başak Demirtaş konusu yaşandığı günlerde “Dertleri Namus ve Ahlak Değil, Siyasi Algı ve İkiyüzlülük” başlıklı yazı yazarak muhalefetin ikiyüzlülüğüne “Başak Demirtaş’a yapılan ahlaksızlık üzerinden sadece siyaset yapıyorlar. Dertleri gerçekten herkesin namusunu, şerefini korumak değildir. Bunların böyle coşup, sözde Başak Demirtaş’a sahip çıkmasının tek sebebi, ahlaksızlığı yapanın AK Parti’li görünümünde bunu yapmasıdır. Sırf bu yüzden sahte bir hesaptan ahlaksızlık yapılmasına rağmen hepsi âdeta seferberlik başlattı” şeklinde tepki göstermiştim.

Elbette yine ahlaki ve ilkeli duruş sergileyerek de “Geçtiğimiz günlerde sosyal medyadaki gündem, terörist Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a sahte bir hesaptan cinsel içerikli yapılan bir ahlaksızlıktı. Terörist Selahattin Demirtaş, her ne kadar binlerce Kürt çocuğunu anasından, babasından kopararak dağa kaçırıp tecavüz eden terör örgütünün yardım ve yaltakçısı olsa da onun eşi Başak Demirtaş’a yönelik yapılan ahlaksızlığı sağduyulu olan herkes kınadı. Evinde çocuklarına bakan bir anneye yönelik kullanılan ifadeler gerçekten iğrençti. Elbette bu iğrençliği kim yaptıysa hangi partili olursa olsun, hangi konumda olursa olsun cezasını almalıdır. Bu ceza herkese de ibretlik olmalıdır” şeklindeki tavrımızı ve duruşumuzu göstermiştik…

Peki, CHP’nin başını çektiği muhalefet niçin söz konusu Süleyman Soylu’nun anasının namusu olunca susmuştur?

Başak Demirtaş için birbiriyle yarışanlar, Süleyman Soylu konusunda susmuşsa burada ilkesizlik, ölçüsüzlük söz konusudur. Bunların asıl meselesinin namus ve şeref kavramlarına sahip çıkmak olmadığının anlaşılması gerekmektedir. Bizim terörist Demirtaş’ın eşinden bile esirgemediğimiz ölçüyü, siz terörle mücadelede kararlı ve tavizsiz duruşu olan Süleyman Soylu’dan niçin esirgiyorsunuz?

          “Dertleri Namus ve Ahlak Değil, Siyasi Algı ve İkiyüzlülük” başlıklı yazıyı ben 16 Haziran 2020’de yazmışım ve bu başlığın içeriği 2021’in ilk ayında tekrar tescillenmiştir. Muhalefetin bu hâlinin günlük, haftalık, aylık tescillenmediği gün yok gerçi…

Mesela “Sayın Başak Demirtaş’a kadın kimliği üzerinden yapılan çirkin ve ahlak dışı paylaşımı kınıyorum. Kadına yönelik şiddet ikliminin hâkim olduğu günümüzde, kadınlara yönelik her türlü saldırının karşısında olacağız” şeklinde tepki twiti atan Mansur Yavaş’ın Süleyman Soylu’nun anasına yönelik edilen küfre bir tepkisini yahut bir “geçmiş olsun” mesajını göremedim.

Mesela “Bizi yönetenler bu konuda (Başak Demirtaş) net bir tutum alamadıkları takdirde bu çürümüşlük, iğrençlik elbette devam edecektir. İftiraya uğramayan, namusu üzerinden hakarete uğramayan hiçbir kadın kalmayacaktır” açıklamasını yapan Meral Akşener, Süleyman Soylu konusunda “İçişleri Bakanı sosyal medya üzerinden şikâyet edemez ama canı yanmış, annesi, ana. Saygı duyuyorum ama bizim kulübe hoş gelmiş” şeklinde olayı kınamadan, “geçmiş olsun” dilemeden sadece kendine yontan açıklamalar yaptı.

Mesela “Ahlaksızca, iğrenç ifadelerle sosyal medya üzerinden Başak Demirtaş hanımefendiyi hedef alan saldırıyı kınıyorum. Kutuplaştırıcı dil ve söylemin geldiği nokta ibret vericidir. Siyasi görüş ayrılıklarımız ne olursa olsun. Kadın onuru ve aile kutsalımızdır; dokunulamaz!” açıklamasını yapan Ahmet Davutoğlu, Süleyman Soylu konusunda ortaya bir tepki koymadığı gibi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül arasında fitne körükçülüğüne soyunmuştur.

Mesela “Sosyal medyada Başak Demirtaş’a olmadık hakaret edildi. Hakaret edenler bırakılmış. Siz insan mısınız?” açıklamasını yapan, eşi Selvi Kılıçdaroğlu’na Başak Demirtaş’ı arattıran Kemal Kılıçdaroğlu, Süleyman Soylu konusunda hiçbir hassasiyet göstermedi. Bu muhalefetin ikiyüzlülüğü konusundaki örnekleri çoğaltabiliriz ama fayda etmez.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın merhum annesine çok ağır küfür eden CHP’liler gözaltına alındığında CHP yönetimi serbest bırakılmaları için ayağa kalkmıştı. Süleyman Soylu’nun annesine de küfür edenler aile boyu CHP’li çıktı. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ahlaksızca iftiralar atan Yaşar Okuyan isimli müptezel de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından törenle CHP’ye alınmış, CHP’nin kongresinde konuşma yaptırılmıştı. Yani ahlaksızlıkları hep ödüllendirme var.

Benim yeni doğmuş dört günlük evladım Efebey’e küfür eden Sabahattin Önkibar denilen bir başka müptezel de Kemal Kılıçdaroğlu tarafından sürekli telefonla aranıp taltif edilmiştir. CHP’yi ahlaksızların, tecavüzcülerin, tacizcilerin, terörist sevdalılarının yuvasına dönüştürmüş Kemal Kılıçdaroğlu gibi birinden biz de hassasiyet bekleyerek elbette hata yapıyoruz.

Süleyman Soylu’nun namusuna yönelik, CHP’linin saldırısı karşısında muhalefetin sessizliği, vurdumduymazlığı, bu olayı bile hükümet içinde fitne malzemesi olarak kullanma çabaları, inanın muhalefetin alçak seviyedeki konumunu göstermektedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın namusuna, şerefine, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin namusuna, şerefine yahut Cumhur İttifakı’nın herhangi bir mensubuna saldırı olduğunda bunlar yayıyor, bunlar dağıtıyor, bunlar sahip çıkıyor, bunlar bu işi eğlenceye dönüştürüyor ama kendilerinden biri en ufak bir olay yaşadığında nutuk üstüne nutuk atıyorlar, âdeta bağırma ve çıldırma ayinleri düzenliyorlar.

Bu muhalefet öyle ahlaksız, öyle ikiyüzlü, öyle kokuşmuş karakter taşıyor ki, özgürlükler, demokrasi, insan hakları, kişilik hakları, adalet, hukuk sadece bunlara var. Sadece bunlar namus ve şeref sahibi… Daha önceki yazılarımda da bu örneği vermiştim. Bir mankenin namusu üzerinden MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ahlaksız cümleler kuran İYİ Parti Kurucu Üyesi Davut Sevinç ile dinlenme tesislerinde karşılaşan bir ülküdaşımızın şiddet içermeyen bir şekilde ona özür dilettiği videoyu “Koskoca adamsın, madem böyle özür dileyeceğin hâllere düşecektin niçin MHP Lideri ve Ülkücülerle ahlaksız yorumlarla muhatap olursun?” cümleleriyle paylaştığım için beni gazetelerde, televizyon ekranlarında, sosyal medyada linç etmeye kalkan da yine bunlardı. Namusla oynayana laf yok, şerefle oynayana laf yok ama ona şiddetsiz özür dilettirilmesi bu muhalefete dert olmuştu.

Biz bu ahlaksız muhalefet karşısında her daim ahlakı, ölçüyü, ilkeyi savunacağız ve korumaya çalışacağız. Bu muhalefet şirazesini kaybetmiş, bu muhalefet çıldırmış vaziyettedir.

Bu muhalefet, Süleyman Soylu’nun yoğun bakımda yaşam mücadelesi veren annesinin namusuna dil uzatıldığında susuyorsa, o onların karakter erozyonudur. Bu hâlleri de bizi asla şaşırtmamıştır.

Sayın Süleyman Soylu’ya geçmiş olsun dileklerimi iletiyor. Yaşam mücadelesi veren annesine Allah’tan acil şifalar diliyorum.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ