Ramazân-ı Şerîf, İnsanlarla İyi Geçinme ve Dostluk Ayıdır

Ramazân-ı Şerîf, İnsanlarla İyi Geçinme ve Dostluk Ayıdır

Ramazân-ı Şerîf, İnsanlarla İyi Geçinme ve Dostluk Ayıdır

İnsanlarla iyi geçinmek, nezâket sahibi olmak, yumuşak bir dil ve üslup benimsemek sadece belli bir vakte ya da aya hasredilmiş bir haslet değil, senenin tamamında benimsenmesi gereken bir haslettir. İçtimâî problemlerimizin de hemen tamamının çözümü olan bu ölçü, Enes ibnü Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) tarafından şöyle beyân edilmiştir: “Her kim bir mü’mine hoş davranır ya da küçük veya büyük herhangi bir ihtiyacı hususunda ona kolaylık sağlarsa, cennet hizmetçilerinden bir kısmını ona hizmetçi yapması Allâh-u Te‘âlâ üzerine bir hak olur.”[1]

İnsanlarla iyi geçinme konusundaki ölçüleri beyân eden, Ebû Mâlik el-Eş‘arî (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen hadîs-i şerîfte de şu hasletlere dikkat çekilir: “Şüphesiz cennette öyle köşkler vardır ki, içinden dışı, dışından içi gözükür. Allâh-u Te‘âlâ onları, yumuşak konuşan, yemek yediren, peş peşe oruç tutan ve insanlar uyurken geceleyin namaz kılanlara hazırlamıştır.”[2]

Ramazân-ı Şerîfte Daha Hassas Davranılmalıdır

Hadîs-i şerîflerden de anlaşıldığı üzere, mezkûr hasletlere her zaman sahip olanlara büyük müjdeler vaad edilmiştir. Ramazân-ı Şerîf ayındaki güzellikler ise elbette bir başka güzeldir ve orucun kabulüne de vesile olur. Bu yönüyle, insanlara iyi davranmak, bu mübârek ayda daha bir önem kazanır. Nitekim Selmân-ı Fârisî (Radıyallâhu Anh)ın rivâyet etmiş olduğu bir hadîs-i şerîfte Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Ramazân-ı Şerîf ayının bu yönünü şu şekilde ifade buyurmuştur:

عَنْ سَلْمَانَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ، قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمْ: “وَ شَهْرُ المُوَاسَاةِ”

“O iyi geçinme ve bölüşme ayıdır.”[3]

İbnü Şemseddin Hazretleri, hadîs-i şerîfin metninde geçen “Müvâsât” ifadesinin, müdârât (dostluk ve güler yüzlülük) ve telettuf (nezâket) anlamına geldiğini ve bunun da, insanlarla iyi geçinmek, yumuşak konuşmak ve onlara iyi davranmakla ele geçeceğini ifade etmiştir.

Bu hadîs-i şerîfin işareti veçhile, Ramazân-ı Şerîf ayının sünnetlerinden biri de, insanlarla kavga gürültü etmeyip onlara karşı yumuşak davranmak ve tatlı dille hitap etmektir.

Tutulan Orucun Kabulünün Dört Alâmeti

Kifâyetü’ş-Şa‘bî’de zikredildiğine göre orucunun kabulünün alâmeti dörttür:
1- Hayırlara muvaffakiyet bulmak,
2- Allah Te‘âlâ’nın lütfunu görmek,
3- Kabul olunmamaktan korkmak,
4- Yemekten sebep hizmetçiye eziyet etmemek.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ