Paşa paşa hesap vereceksin

Sıtkı Şeremetli

Paşa paşa hesap vereceksin

Amirallerin haddi aşan ve açık bir suç teşkil eden bildirisinin önün arkasının ayrıntılı biçimde araştırılması şarttır. Açılan soruşturmada meselenin bu boyutu da ihmal edilmemelidir. Bu cesareti nereden buluyorlar, ne yapmaya çalışıyorlar, millet iradesini yok saymak bu kadar kolay mıdır? Nasıl organize oldular ve işin arkasında kim veya kimler var? Bir adım sonrasında ne olacaktı? Bu soruların cevabı mutlaka bulunmalıdır.

SONUCUNA KATLANACAKLAR

Şu ana kadar yansıyanlardan kapsamlı bir soruşturmanın yürütüldüğünü anlıyoruz. Hiç kimse millet iradesinin üstünde değildir. Her aklına esen, kendince ürettiği bir bahane ile milli iradeye ayar vermeye, hatta had bildirmeye kalkamaz. Bir hukuk devletiyiz ve bunu yapanlar mutlaka sonucuna da katlanacaklardır. Bu iş bu kadar kolay değil ve mutlaka bir bedeli olmalıdır. Bu bedel aynı zamanda benzer niyet taşıyanlar için de bir ders olacaktır. Böylece her kim olursa olsun, sırtlarını kime dayarlarsa dayasınlar kimsenin milli iradeye ayar vermeye kalkışamayacağı gösterilmelidir. O üniformalar, o rütbeler hiç kimseye bir ayrıcalık ve üstünlük kazandırmadığı gibi, sorumluluğunu taşıyamayanları ayıklamak da bir mecburiyettir.

ZİLLET YİNE SINIFTA KALDI

Hukuk kendi mecrasında işleyecektir ve sonuna kadar gidilmelidir. Ancak, meselenin bir de siyasi boyutu var ki, asıl vahamet oradadır. Cumhur İttifakı ilk dakikadan itibaren dik ve kararlı bir duruş ortaya koymuş ve meydanın boş olmadığını göstermiştir. Zillet güruhunun tam da beklediğimiz gibi, ilk dakikadan itibaren kıvırdığını ve hatta bildiricilere destek verdiğini hayretle izliyoruz. Bu vahamet elbette bizi şaşırtmıyor, hatta beklediğimiz bir durumdur. Boşuna zillet olmamışlar. İP’in başının, “zevzek” açıklamasının hiçbir önemi ve anlamı yoktur. Duruma göre vaziyet almanın ötesine geçilmemiştir. Net ve kesin bir tavır konulamadığı gibi, sulandırma ve üzerini örtme gayreti öne çıkmıştır. Kaldı ki, bildiricilerin bir numarası emekli Amiral Ergun Mengi, İP’in Uluslararası Siyasi Kuruluşlar ve Jeo Stratejik Analizlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı’dır. Yine bildiriye ilk destek açıklaması da İP’in milletvekillerinden gelmiştir.

CHP BUNLARA DA SAHİP ÇIKTI

CHP’nin açıklamaları tam da kendilerine yakışan cinstendir. Bu partinin demokrasi gibi bir meselesi, millet iradesi gibi bir önceliği zaten yoktur. Kılıçdaroğlu’nun CHP’sinin siyasetteki varlık sebebi bütün milli ve manevi değerlere hakaret etmek, nerede bir vatan-millet düşmanı varsa onlarla iş birliği yapmak, teröristleri cesaretlendirmek, terör uzantılarına sahip çıkmak ve bu ülkeyle meselesi olan herkese heyecan vermektir. Bu hâlleri ile Türk milletinden hiçbir zaman iktidar alamayacaklarını çok iyi bildikleri için her zaman krize, kaosa, belirsizliğe, sokağa yatırım yapmış, olağanüstülüklere ümit bağlamışlardır. Bugüne kadar Türkiye’deki bütün darbelerin, darbe girişimlerinin, verilen muhtıraların, yayımlanan demokrasi dışı bildirilerin tamamına, CHP ya doğrudan sahip çıkmış, ya etkisini arttırmak için plan yapmış veya görmezden gelerek yol vermiştir. 15 Temmuz FETÖ darbe girişimi bunun en son ve en açık örneğidir. Zilletin diğer küsurat unsurlarının tavrı da CHP’den farklı değildir, zaten olması da beklenemez.

BİRBİRLERİNİ TAMAMLIYORLAR

Ortada bir organize kötülük var ve bu durum hiçbir şekilde CHP’nin baktığı gibi görülemez, sıradan bir mesele olarak değerlendirilemez. Kaldı ki, dünkü yazımda da belirttiğim gibi, zamanlama çok dikkat çekicidir. Zilletin milleti sokağa dökme çabaları, erken seçim yaygaraları, yeni hükümet sistemini kasıtlı ve devamlı biçimde başka yerlere çekme gayretleri ile bu bildirinin bir alakasının olmadığını düşünen varsa, şaşarım. Hepsi birbirini tamamlıyor, herkes kendine verilen görevi yerine getiriyor. Zilleti oluşturanlar ne diyorsa, şu tesadüfe bakınız ki, bildiriyi yayınlayanlar da paralel şeyler söylüyor. Hepsi birden krize, kaosa, belirsizliğe, sokağa oynuyor.

TÜRK MİLLETİ HER ŞEYİN FARKINDA

Bu ülke sahipsiz değil. Türk milleti Montrö’nün ne olduğunu da biliyor, Lozan’ı da tanıyor. Millet sahip çıktığı için bu anlaşmalar korundu, kollandı ve el üstünde tutuldu. Bundan sonra da bu durum değişmeyecektir. Ve yine şu tesadüfe bakanız ki, Türkiye’nin anlaşmalardan doğan hakları, çıkarları hep darbe dönemlerinde sekteye uğramıştır. Yunanistan’ın NATO’ya girmesine onay veren darbecilerdir. Kendilerini göreve getirenler, alacaklarını da peşin olarak alıyorlar. Bu millet bir daha aynı oyunların oynanmasına hiçbir şekilde izin vermeyecektir. Bunu hem 15 Temmuz’da sahada, hem sandıkta göstermiştir. Gerekirse yine göstereceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Milletin iradesini yok saymanın mutlaka bir bedeli olmalıdır. Paşa paşa hem yargıya, hem millete hesap vereceksiniz.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ