KÖTÜ YOLA DÜŞMÜŞ SİYASET KONSOMATRİSİ GİBİ..

‘Yaşar Okuyan’ı Ülkücü camia hep ‘kötü yola düşmüş’ siyaset konsomatrisi olarak anacaktır’

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın; Sosyal Medya hesabı üzerinden Yaşar Okuyan’ın iftiralarına sert cevap verdi.

Semih Yalçın, CHP’li Yaşar Okuyan’a şu sözlerle tepki gösterdi:

“CHP, 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde Cumhur İttifakı karşısında zillet ittifakıyla tutunamayacağını anladığı için öteden beri pek iyi bildiği bir yönteme sıkça başvurmaya başlamıştır.

CHP, politikada yediği haltları gündeme taşıdığı Halk TV vasıtasıyla “Çamur at izi kalır.” taktiğini kullanmaktadır.
CHP’nin sicilli borazanı olan bu kirli kanalda, iftiracılar ve palavracılar kullanılarak partimiz ve Genel Başkanımız aleyhinde “hamam ve göbek taşı sohbeti” tarzında programlar yapılmaktadır.

Daha önceki açıklamalarımızdan birinde de dile getirdiğimiz üzere, CHP tarafından ısrarla ve bilinçli olarak aleyhimizde sürdürülen karalama kampanyalarının mantığı, menfi iz bırakmaya dönük Leninist metotlara dayanmaktadır.

CHP’nin yöntemlerinde dikkati çeken husus; bir şekilde MHP’yle ilişkilendirilen bazı dönek, bukalemun ve çıkarcıların Marksist-Leninist propagandaların aleti hâline getirilmesidir.

CHP’li olduktan sonra aşırı solun davulunu çalmaya, onların ahlaksızca yöntemlerini kullanmaya başlayan Yaşar Okuyan, yine Halk TV’de ilk iş olarak Sayın Genel Başkanımızla ilgili asılsız iddia ve iftiralarını yeniden ısıtıp kamuoyu gündemine taşımaktadır.

Geçmişte konuşulmuş, dayanaksız ve maksatlı bir iftira olduğu anlaşılan bu iddialar, bizzat Başbuğ Türkeş tarafından yalanlanmıştır. Başbuğ Türkeş, tahliye olduktan sonra Devlet Bahçeli’yi bizzat MÇP’de siyasete çağırmış ve kendisini vefatına kadar bir daha yanından ayırmamıştır.

Bunun içindir ki Başbuğumuzun çok güvendiği ve çok itibar ettiği, camiamızın da mümeyyiz vasıflarını bilip omuzlarında taşıdığı Sayın Devlet Bahçeli’ye muarızları tarafından iftiralar atılmış, hakkında olmadık yalanlar sıralanmıştır.
Yaşar Okuyan ismiyle maruf bir müptezelin, geçmişte kalmış bir meseleyi ısıtıp ısıtıp kamuoyunun önüne getirmesi çaresizliktir, çapsızlıktır, alçaklıktır.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, Türkiye’nin zor günlerinde devletin ve milletin yanında yer alarak ürettiği çözüm önerileriyle Türk siyasi hayatına kalıcı bir damga vurmuştur.
Sayın Devlet Bahçeli; dürüstlüğü, tutarlı duruşu, beyefendiliği ve yapıcı politika anlayışıyla hem Ülkücü camianın hem de bütün Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur.

Yaşar Okuyan ise çıktığı kabuğu beğenmeyen kaplumbağa, geldiği makamları hazmedememiş bir çapsız, taşıdığı yükü taşımaktan aciz bir kifayetsiz muhteris olarak Türk siyasi tarihine geçmiştir.

Okuyan, sadece Ülkücülerce değil, bütün Türk milleti tarafından bir gammazcı, küçük hesaplarla satın alınabilen, karakter yoksunu bir siyasetçi olarak anılmaktadır.

Yaşar Okuyan, MHP’de görevler üstlendiği, 12 Eylül 1980 Askerî Darbesi öncesinde Hergün gazetesinin başyazarlığını üstlendiği dönemde de sevilmemiş, Ülkücülerin muhabbetine mazhar olamamış, kaypak ve samimiyetsiz bir yazar olarak akıllarda kalmıştır.

Yaşar Okuyan’ın MHP’den 180 derece saparak önce Aydınlıkçıların küçük partisine, sonra da MHP’nin yıllarca karşısında mücadele ettiği Marksist yuvası CHP’ye kapılanması, onun nasıl bir acınası ve akışkan bir karaktere sahip olduğunu zaten gözler önüne sermektedir.

Siyasetin oturak âlemlerinde “O parti senin, bu parti benim.” diyerek masa masa gezen, sonra da “Oynadı güldü, kucağını ve yerini buldu.” tespitine uygun şekilde CHP’nin ağuşunu seçen Yaşar Okuyan’ı Ülkücü camia hep “kötü yola düşmüş” siyaset konsomatrisi olarak anacaktır.

Siyasette bir türlü yerini bulamayan, ne istediğini, ne aradığını bilemeyen, şahsiyet zaaflarıyla dolu Yaşar Okuyan’ın mesnetsiz ve kendi kalıbı gibi bayat iddialarını hiç kimse ciddiye almayacaktır.

Okuyan ve onun tarzındaki müfterilerin, yalan ve üçkâğıtçılıktan beslenen tufeylilerin eline geçecek şey; vaktiyle benzer iftiraları gündeme getirenlerin başına geldiği gibi, sadece hüsran, yeis ve hayal kırıklığı olacaktır.”