KIŞ ŞARTLARI VE ÇARESİZLER(RAMAZAN KARACA)

Sıtkı Şeremetli

KIŞ ŞARTLARI
VE ÇARESİZLER
(RAMAZAN KARACA)
Kışın en zor günlerini yaşıyoruz. Aşırı soğuk, kar, don ve tüm olumsuz faktörler hepimizin hayatını sıkıntıya sokuyor. Hayatını normal şartlarda idame edenler olarak, bir nebze de olsa bu sıkıntıları en az etkileşimle geçiriyoruz. Ama bu şartlarda çaresizlik içinde bulunan insanlarımız ve de sokakta yaşayan hayvanlar? Bunların işi tabii ki çok zor. Bu şartlarda hayatını sokakta geçiren insanların da olduğu zaman zaman haberlere kadar geliyor. İşte bu duruma öncelikli olarak Cumhurbaşkanımız dikkat çekmiş ve böylesi günlerde ihtiyaç sahibi olan bir kimse var da müdahale edilemiyorsa bunun vebalinin çok büyük olduğunu belirten çok sert bir konuşma yapmıştı. Valimiz de muhtarlarla yaptığı konuşmada aynı konuya dikkat çekerek, bu kış gününde ihtiyaç sahibi olan birisi var da müdahale edilmiyorsa hakkını helal etmeyeceğini söyledi.
Yani bu meseleye en üst düzeyde dikkat çekildi ve kesin bir dille yetkililer ve sorumlular uyarıldı. Buna rağmen kıyıda köşede bu anlamda bir kimse varsa bunu da vatandaş olarak bizler bulup yetkililere bildirmek zorundayız diye düşünüyorum. Yani bizlere de iş düşüyor. Eskiden kış günlerinde gar ve otogarlarda evsiz barksız insanlar görürdük. Şimdi bildiğimiz kadarıyla görevliler bu gibi yerleri kontrol ederek bu anlamda ihtiyaç sahibi varsa gerekli müdahaleyi ve yardımı yapıyorlar. Ama daha çok kenar mahallelerde kimsesiz yaşlı ve hasta vatandaşların çok kötü şartlarda kış günlerini geçirdiklerine dair bilgiler gelebiliyor. İşte hem Cumhurbaşkanının hem de Valinin muhtarlara söylediği ve uyardığı konu bu. Zaten Peygamberimiz ne diyor: ”Komşusu açken yatan kimse bizden değildir.” Bu Hadis-i Şerif üzerine söz söylemeye artık gerek yok. Bu cümleden hareket ettiğimiz takdirde ne çevremizde ne de ülkemizde böyle bir mesele görülmez…
Kış günlerinin ikinci ihtiyaç sahipleri de sokak hayvanlarıdır. Bu konuda son yıllarda çok güzel gelişmeler yaşanıyor, bunları gözlemliyoruz. Peki, yeterli mi? Tabii ki değil. Aç ve susuz hayvan sayısı o kadar fazla ki ben bunu birkaç yıl önce yaptığım bir röportajda gözlemlemiştim. Milli Kuvvetler Caddesinde saat tamirciliği yapan Mustafa Dinçler yıllardır her gün hiç bıkmadan usanmadan çarşıdan başlayarak mahallelerde sokak hayvanlarını doyuruyor. Bu örnek insanla birlikte ben de gezmiş ve hayvanların onu nasıl beklediklerini gözlerimle görmüştüm.
Mustafa Dinçler’e bunu kendisine iş mi edindiğini sormuştum. Bana şu cevabı verdi: ”İş edinmekten ziyade, Allah’ın emrini yerine getiriyoruz. Allah’ın pek çok emri var ama bu çok önemli. Allah bir de müjde veriyor. İbadetlerin yanında mahlûkatla ilgili olarak cennet müjdesi veriyor. Fakir zengin herkesten bunu istiyor. Ama sadece cennet müjdesi için de yapmıyoruz biz bunu. O hayvanlar can taşıdığı için, kendi canımızla kıyas ederek, onların da bizim gibi ihtiyaçları olduğunu düşünerek, bunu yapıyoruz. Bizim hareket noktamız budur.”
Çünkü hayvanlar bizim gibi ihtiyaçlarını her zaman karşılama imkânı bulamıyorlar. Mustafa Beye bizlerin bu anlamda katkılarının ne olacağını da sormuştum şöyle cevap verdi: “Zaten insanlar benim yaptığımı yapsalar bana da o kadar iş kalmaz. Akşamları yemek fazlalıklarını konteynırların yanlarına koysunlar. O hayvanlara yeter. Torbaya koyup atmaktan ziyade konteynırın yanına koysunlar. Başka tavsiyeler de şu olur. Hayvan Dernekleri var. Belediyeler bunlarla devamlı diyalog halinde. O derneklerle diyaloğa geçebilirler. “
Evet, bu zor kış şartlarında bizler sıcacık evlerimizde soframızda karnımızı doyururken muhtaç insanların ve hayvanların varlığını sürekli hatırımızda tutmalıyız. Allah onların yardımcıları olsun…

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ