Kılıçdaroğlu bile aday!

Kılıçdaroğlu bile aday!

Kılıçdaroğlu bile aday!

Zilletin ne kadar boş ve lüzumsuz işlerle vakit kaybettiğini anlamak için, azıcık geri çekilip bu bloku oluşturan partilerden gelen açıklamalara bakmak ve birbirleriyle olan münasebetlerini izlemek yeterli olacaktır. Türkiye’nin bu kadar meselesi var, dünya Kovid salgını girdabında kıvranıyor ama bunlar akıntıya kürek çekip, kendi aralarında yaptıkları kısa paslaşmalarla vakit geçiriyor. Türk milletine bir ümit, bir heyecan veremedikleri gibi, bir de ayak bağı oluyorlar.

SADECE ŞAMATA YAPIYORLAR

Hadi bir şey üretemiyorsunuz, bari biraz ciddi olun, biraz ağırbaşlı davranın ki, hiç olmazsa bir saygınlığınız artsın. İçi boş şeylerle, asılsız dedikodularla, şamata yaparak oyalanmak size yakışıyor olsa da, Türk milletini bu kadar hafife almayın. Bu kadar parti bir araya geldiniz, gündem oluşturduğunuz, haklı çıktığınız, ümit verdiğiniz istisna cinsinden de olsa bir tek örnek gösterin. Mumla arasanız bulamazsınız. Aynı ezberi biri bırakıyor, diğeri devam ediyor. Bir de anlamadan, dinlemeden, ne olduğuna bakmadan her şeye itiraz ediyorlar. 128 milyar dolar diye bir şey tutturdular. Kısa zaman içinde anlaşıldı ki, bunu da birileri hazırlayıp ellerine vermiş. Onlar da açıp Merkez Bankası kayıtlarına bile bakmadan üzerine atlayarak servise sokmuşlar. Ancak, yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış, bunların ki o kadar da sürmedi. 104 amiralin bildirisinde kulaklarının üzerine yatıp, Merkez Bankası gibi bir temel kurumu ve devletin işleyişini sorgulamak kelimenin tam anlamıyla rezilliktir.

BİR PARTİ BU KADAR MI SAVRUK OLUR?

Bir ara da erken seçim türküleri söyleyip dolanıyorlardı. Kendileri yazıyor, kendileri oynuyor. Ne ciddiye alan var, ne sözlerine kulak veren bulunuyor ama onlar bildiklerinden şaşmıyorlar. Konuştular, anlattılar, iddia ettiler, tarih verdiler ama sonra baktılar ki kimsenin oralı olduğu yok, susup oturdular. Bir siyasi parti, hem de CHP gibi Türk siyasetinin köklü partisi bu kadar mı uçuk, savruk, dengesiz olur? Yaşananlardan, Türk milletinin verdiği derslerden hiç mi bir şey almıyorsunuz? Kendinize çekidüzen verip, hiç olmazsa biraz ciddiyet kazanmanız için daha ne olması gerekiyor?

HERKES ADAY!

Sanki her şeyi hâlletmiş ve Türk milletinde bir karşılık bulmuşlar gibi, son günlerde kendi aralarında Cumhurbaşkanı adayı derdine düştüler. O, ona pası atıyor, diğeri sıranın kendisine gelmesini bekliyor. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kimi adaylığını ilan ediyor, kimi rest çekiyor. Kimi fırsat kolluyor, kimi yan cebine koyuyor. Genel başkanlardan belediye başkanlarına, milletvekillerinden teşkilat mensuplarına kadar zillet güruhunun içinde olup da, aday olma sevdasına kapılmayan hemen hemen hiç kimse kalmadı. Seçimlere daha 2 yıldan uzun bir zaman var ama bunlar işlerini güçlerini bıraktılar, 2023’ün derdine düştüler. Bir dolgu malzemesi olmaktan ileri gidemeyen zilletin küsuratı mini ortak, İP’i bir kenara bırakıyorum. Onların verilene rıza göstermek dışında yapabilecekleri bir şey yok. Ama CHP’nin önümüzdeki 2 yılı bu adaylık atışmaları ile geçireceği anlaşılıyor.

KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞININ ANLAMI

Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı adaylığında parti içinde bütün dengeleri bozuyordu. Ayrılması, ayrı parti kurması başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere adaylık rüyası gören diğerlerini çok ama çok memnun etti. Hepsi yollarının açıldığını düşünüyorlar. Zaten İnce’yi bunun için ilk günden itibaren ince ince doğrayıp, ayrılmaya mecbur bıraktılar. Düşünün, Kılıçdaroğlu bile adaylık düşünecek kadar kendini kaptırmış durumda. “Neden olmasın?” diyor, açık kapı bırakıyor. Bana göre bunun anlamı şudur: Genel Başkanlık koltuğunda daha fazla kalamayacağını gördü ve aday olarak siyaset hayatında bir final yapmayı planlıyor.

SAĞDAN BİR ADAY BULABİLİR

Eğer bu düşündüğümüz gibi değil de, Kılıçdaroğlu devam etmeye kararlıysa buradan iddia ediyorum, CHP’nin adayı kesin olarak parti içinden birisi olmayacaktır. Muharrem İnce’den ağzı yanan ve direkten dönen Kılıçdaroğlu, bir daha aynı duruma düşmek istemeyecektir. Çünkü her kim olursa olsun partili birinin aday olması demek, bir sonrasında CHP Genel Başkanlığına doğal aday demektir. Bu partide işler böyle yürüyor. Dolayısı ile Kılıçdaroğlu’nun bu ihtimali yok etmek için dışarıdan bir adaya yönelmesi çok ama çok yüksek bir ihtimaldir. CHP’li olarak bilinen birinin aday olsa bile seçilme şansı sıfır olduğu için hiç olmazsa bu ihtimali azıcık arttıran, sağdan bir aday bulunması Kılıçdaroğlu’nun hem kendini garantiye alma planına, hem de sağın oylarıyla solu toparlama gibi ucube siyaset anlayışına çok daha uygundur. Bu durum Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu gibi siyasi hayatlarında hep olduğu şekilde bir yerlere zembille inme hesabı yapanları da çok heyecanlandırıyor.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ