KALDIRIMLAR KİMİN? (Ramazan KARACA)

Sıtkı Şeremetli

KALDIRIMLAR KİMİN?
(Ramazan KARACA)
Geçen hafta İstanbul’da kimliği belirsiz kişi ya da kişilerin yaptığı ve “pasif saldırganlık” olarak da nitelendirilen bir eylem sosyal medyada oldukça dikkat çekti. Kaldırıma park edenlerin araçlarının camına “ Yaya yoluna bu aracı park ettiğim için ben bir GERİ ZEKÂLIYIM” yazısı yapıştırılmıştı.
Hepimizin dikkatini çeken ve oldukça rahatsız olduğumuz bir duruma böylesi bir tepkinin yansımaları, daha önceleri gördüğüm ve hatta fotoğraflarını çektiğim Balıkesir’deki durumu benim de aklıma getirdi.
Trafikte yayaya saygı meselesi ülkemizin trafikteki büyük sıkıntılarından birisidir. Her araç sahibi aslında bir yaya olduğunu, direksiyon başına geçtiğinde unuttuğu için, aracını istediği yere koyma özgürlüğünü ve hakkını görüyor ki, bunu yapıyor. Bu araçlara yapıştırılan yazıdaki gibi geri zekâlılık değil gibi geliyor bana. Daha çok sivri zekâlı, uyanık veya kanun -ceza tanımazlık demek daha doğru olacak. Hatta “herkes koyuyor da ben de onun için koyuyorum ne olacak” bile diyebilir.
Trafik akışının olduğu taşıt yollarından uzakta gitmek zorunda olan yayaların can güvenliği için ayrılmış yollar ve kaldırımlar araçlar tarafından işgal edilmiş oluyor. Bunu biraz olsun düşünen böyle yapabilir mi? Bunu yapan insanlar sadece kendilerini düşündükleri için zaten böyle yapıyor. İşte burada bir yaptırım, bir irade kesinlikle devreye girmelidir.
Elbette ki bu anlamda hem sürücülere eğitim veriliyor hem de cezai müeyyideleri var. Ayrıca kaldırıma park yapılmaması için uyarıcı levhalar da var. Bütün bunlara rağmen yine park yapılıyor. Yani bu saydıklarımız yetmiyor.
O zaman yine vurgulamak da fayda görüyorum, bu işlere kafa yoran ve her gün hem yaya hem sürücü olarak gözlem yapan bir gazeteci ve vatandaş olarak; birkaç cümlem olacak.
Hatırlayacaksınız Celal Uzunkaya’nın Emniyet Genel Müdürlüğü zamanında “Önce yaya” kampanyası başlatılmıştı ve çok büyük tanıtımlarla ve uygulamalarla bu konu insanlara adeta ezberletilmişti. Ben sevinerek görüyorum ki, sürücüler artık yaya geçitlerinde duruyor ve yayalara yol veriyor.
Birincisi, bu kaldırım konusunda da bütün şehri topyekûn harekete geçiren bir kampanya ve duyurularla sürücülerin dikkati bu konuda üst düzeyde çekilir. En azından art niyetli olmayıp “başka çarem yoktu da ondan bıraktım” diyenler vaz geçecektir.
İkincisi, çok sıkı ve ısrarlı bir denetim ile yazılacak cezalarla caydırıcılık sağlanmalıdır. Bu denetim ve ceza konusu da bencilleri etkileyecektir, çünkü benciller ceplerinden para çıkacağını görürse veya bilirse bir daha bırakmaz.
Peki, bu iki yazdığım ile bu önlenecek mi sanki diye soranlara da şunu söylerim ki; hiç olmazsa bugünkü keşmekeşlik ve büyük sıkıntı yaşanmaz.
Burada yine dikkati çekmek istediğim bir konu da kaldırımlardaki araçlara motorları ve bisikletleri de dâhil etmek istiyorum. Bu iki tekerleklileri de daracık kaldırımlarda enlemesine park edenler, biraz düşünebilirler mi acaba yayalar nereden geçecekler. Bir de başta üç harfliler olmak üzere marketlere mal indiren küçük büyük araçlar büyük ölçüde kaldırım işgali yapıyor.
Son olarak da bu pandemi günlerinde işleri bir hayli zor olan, büyük sıkıntı içinde olduklarını iyi bildiğim esnaflardan da bazıları maalesef dükkânlarının önündeki kaldırımları sadece kendilerine aitmiş gibi kullanıyorlar. İnsanlar araçların geçtiği yollara iniyorlar. İşgaliye verenler de biraz abartıyorlar. Bunu da belirtmeden geçemedim.
(Konumuz araçların park konusu ama mademki kaldırım ve yaya konusuna değiniyoruz, dip not olarak da; elektrik, telefon vb gibi kuruluşların kutularının da bir şekilde insanların geçtikleri yerleri daralttıklarını ekleyelim…)
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ