İSLAMDA UYKU ADABI

İSLAMDA UYKU ADABI
İnsan, Allah Teâlâ’nın yaratmış olduğu mükemmel bir varlıktır. İnsanın iki yönü vardır. Birincisi bedeni, ikincisi de ruhudur. Her iki yönün de birtakım ihtiyaçları olan insanın bunları karşılaması gerekir. Uyku da insan bedenin temel bir ihtiyacıdır. Eğer bu ihtiyaç giderilmezse birçok problemleri de beraberinde getirir. İlmi veriler uykusuzluğun insanın bağışıklık sisteminin bozulmasına, kanser, diyabet, kalp-damar, karaciğer hastalıkları ve bilinç bozukluklarına da sebep olabildiğini ortaya koymuştur.
Bu sebeple yerinde ve zamanında uyumak, uyuyabilmek bir nimettir. Cenab-ı Allah; “ Allah, rahmetinden dolayı size geceyi ve gündüzü yarattı ki dinlenesiniz, lütfundan rızkınızı arayasınız ve bütün bunlara şükredesiniz”. (Kasas 73) buyurmaktadır. Ayette ifade edildiği gibi uyku dinlenme vesilesidir. İnsan dinç olunca çalışma azmi de yüksek olur. Yaptığı işe daha güzel sarılır. Ama yorgun ve uykulu yapılan işler hem düzgün yapılmaz, hem de bazı kaza ve belalara kapı aralar.
Günümüzde insanlarımızın uyku düzeni oldukça bozuldu. Özellikle tatil günlerinde gece geç saatlere kadar uyumamak ve öğleye kadar uyumak bir marifet gibi görülmeye başlandı. Bilhassa tv veya sosyal medyada “o diziyi izleyeceğim, bu tartışmayı kaçırmayacağım” derken gece yarılarına kadar uykusuz kalanların varlığına şahit oluyoruz. Gerek sağlıklı yaşamak, gerek vücûd disiplini sağlamak, gerekse ibadetlerimizi zamanında yapabilmek için uyku disiplini şarttır. Aksine davranmak haraptır.
Hz. Peygamber (sav) Efendimiz uyku konusunda ümmetine çeşitli ihtarlarda bulunmuş, yatsı namazı eda edildikten sonra sohbete dalınmasını hoş karşılamamış, erken kalkmayı tavsiye etmiş ve berekete böyle nail olunabileceğini ifade etmiştir.
Hz. Peygamber (sav) Efendimiz yatağına yattığı zaman: “Allah’ım! Senin ismini anarak ölür, dirilirim (uyur, uyanırım)” der, uyanınca da; “Bizi öldükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak olan da O’dur” diye dua edermiş. (Tirmizî, Daavât 28.) Böyle dua ile geçeye başlayan Hz. Peygamber yatsıdan sonra yatıp uykusunu aldıktan gecenin son diliminde kalkar, önce teheccüd namazını eda eder, sonra sabah namazının vaktini beklermiş, gün doğarken ve ikindiden sonra uyumayı da çirkin addetmiştir.
Düzensiz ve bilinçsiz uyku konusunda Hz. Peygamber (sav) ümmetini şöyle uyarmıştır; “Biriniz uyuduğu zaman şeytan onun ense köküne üç düğüm atar. Her bir düğümü attığı yere, “Gecen uzun olsun, yat, uyu!” diye eliyle vurur. Şayet o kimse uyanarak Allah’ı anarsa, düğümlerden biri çözülür. Abdest alırsa, bir düğüm daha çözülür. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı bütün düğümler çözülür ve böylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Allah’ı anmaz, abdest alıp namaz kılmazsa uyuşuk ve tembel bir halde sabahlar.” (Buhârî, Teheccüd 12, Bed’ü’l-halk 11; Müslim, Müsâfirîn 207.)
Erken kalkan ve ibadetlerini aksatmayan kişiler için Resûlullah ( sav)’in şu sözü vaktin kıymetini bilenler ve zamanı disiplinli yaşayanlar için ne kadar önemlidir: O (sav) “Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himâyesindedir…” (Müslim, Mesâcid 262.) buyurmuştur.
Yine Hz. Peygamber (sav) Efendimiz ümmetinin başına şunların gelmesinden korktuğunu ifade etmişlerdir: Bunlar; “Şişmanlık, uykuya düşkünlük, tembellik ve iman zayıflığı” dır. (Suyûtî, Camiü’s-sağir, 1: 404.) Çünkü bu özellikler bir insanın hayatta başarılı olmasının önündeki en önemli engellerdir. Fazla uyku hastalık ve gaflet sebebidir.
İslam geleneğinde “kaylule” adı altında öğleden sonra bir uyku vardır ki Hz. Peygamber (sav)’in sünnetidir. Bu konuda Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Gündüzün evvelinde uyumak dalgınlık, ortasında uyumak güzellik, sonunda uyumak ise ahmaklıktır.” (Edebü’l-Müfred-593/1242)
Sağlıklı yaşam için gece uykusu gerekli olduğu gibi gündüz uykusunun da insan sağlığına ve yaşam kalitesine önemli katkıları vardır. Hatta sıcak iklime sahip olan Endülüs bölgesinde eskiden Müslümanlardan kalma bir miras olarak gayri Müslümler bile gündüzleri “siesta” adı altında bu geleneği devam ettirirler. Bu şekilde gündüzleri bir miktar uyumanın çok sağlıklı neticeleri olduğunu bilim adamları dile getiriyorlar.
Gece uykusuna başlarken abdest alarak yatmak, sağ tarafa yönelerek yatmak ve ayakları kıbleye doğru uzatmamak sünnettir. Yüzüstü yatmak ise mekruh kabul edilmiş ve böyle yatanlar Hz. Peygamber (sav) Efendimizin uyarısına muhatap oluşlardır. Uyumadan önce İhlas, Felak ve Nas Sûrelerini okuyup vücudumuzu sıvazlamak güzel bir uyku için gereklidir. Böylece hem maddi, hem de manevi bir zırha bürünmüş ve ilahi himayeye sığınmış oluruz.
Hz. Peygamber (sav) yatarken bazı tedbirleri alarak yatmayı bize emretmiştir. Bunlar; dişleri misvaklamak/fırçalamak, lambaları söndürmek, kapıları kapatmak, su ve yiyecek kaplarının ağzını kapatmak, yanar ateşi söndürmek, yatacağımız yeri hem kontrol ederek, hem de temizleyerek yatmaktır.
Yazımızı Hz. Peygamber (sav)’in yatarken yaptığı bir dua ile bitirelim: Resûlullah yatağına uzandığında sağ tarafı üzerine yatar ve: “Allah’ım! Kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim. İşimi sana ısmarladım. Rızanı isteyerek, azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba ve gönderdiğin peygambere inandım.” Derdi. Buhârî, Daavât 5.
İzzet Altıntaş / İl Vaizi
Bir şunu diyen bir yazı '12 111212 1 2 3 JARTZ 4 765 İSLAM'DA UYKU ADABI balikesirilmuftulugu' görseli olabilir
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ