İnkâr etmeyin, HD(P)KK ortağınızdır!

İnkâr etmeyin, HD(P)KK ortağınızdır!

İnkâr etmeyin, HD(P)KK ortağınızdır!

          Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Netanyahu’nun katilliğiyle özdeşleştirdikten iki gün sonra onun seçimlerde %89 destek aldığı memleketi olan Rize’ye gitmesi büyük ihtimal Meral Akşener’in bir provokasyon denemesiydi. Çünkü böyle bir gerginlikten sonra Meral Akşener ve avanesinin Rize gibi bir yere gitmemesi gerektiğini düşünemeyecek kadar ahmak olmadıklarını biliyoruz. Belli ki kaos ve çatışmadan beslenme anlayışını bilinçli tercih ettiler.

Rize’de Netanyahu konusunda “İsrail uşağı Meral” şeklinde çok tepki gösterildi. Bir de İP ve Meral Akşener dendiğinde ilk akla gelen HD(P)KK konusunda da Rize halkının tepkisi vardı.

Bir bayan Meral Akşener’e “PKK’yla işbirliği yapan, burada ne işiniz var sizin?” diye gayet ölçülü ve mantıklı bir soru yöneltti. Gelen tepki üzerine “PKK ile işbirliği yapmıyor mu bu, CHP’yle iş birliği yapmıyor mu bu? Açıklama yapar mısınız?” diye sorusunu tekrarladı.

CHP-HDP ortağı Akşener’in yanıtı ise “Aaaa aaaaaa. Açıklama yapmıyorum kardeşim, bak ezan okunuyor. Nasıl bir iftira? Sizi Allah’a havale ediyorum. Meral Akşener’e diyorsun bunu. Ayıp, ayıp be. Megri megri’yi ben mi söyledim? Osman Öcalan’ın mektubunu ben mi okuttum? Haydi oradan” şeklinde olmuştur.

Meral Akşener ucuz polemik yaparak PKK işbirliğinin üzerini kapatmaya çalıştı. Ama aslında ne yaparsa yapsın ihanet birlikteliğini kapatamaz. İP isimli partisini kurduğunda yine tartışılıyordu? Yine tartışılan bunların CHP ve HDP’ye yakınlığı değil miydi?

Meral Akşener ne söylemişti: “İYİ Parti’yi CHP ve HDP ile yan yana getirme çabasını çirkin, saygısız ve çok ayıp buluyorum.”

Bu sözün üzerine genel seçimlerde CHP, yerel seçimlerde de HDP ile birlikte ittifak yapmadı mı? 16 Nisan 2017 referandumunda da CHP ve HDP’nin yanında sığıntı gibi (henüz parti kurmamışlardı) “Hayır” kampanyasına katılmadılar mı?

Meral Akşener’in Rizeli kadının tepkisine verdiği cevap içerisinde takıldığım iki konuya tekrar dönmek istiyorum.

O da “Megri megri’yi ben mi söyledim? Öcalan’ın mektubunu ben mi okuttum?” konusudur. Birincisi AKP’nin geçmişte yaptığı PKK açılımına karşı çok ciddi mücadele vermiş bir yazar olarak Şivan Perver isimli yaratığa “Megri megri” söyletilmesini o dönem çok eleştirdim. İkincisi de Bülent Arınç’ın içinde olduğu teröristbaşı Öcalan’ın mektup olayını da seçimden önce ve sonra yazılarımla eleştirmiş birisiyim.

Ama gelin bir mantık kuralım. Mesela Meral Akşener’in eleştirdiği “Megri megriyi” söyleyen Şivan Perver isimli yaratık Meral Akşener’le en son hangi konuda yan yana gelmişti?

Türk ordusu, Afrin’de terör örgütü YPG’ye karşı Zeytin Dalı Operasyonu yaptığında hem Meral Akşener, hem Şivan Perver operasyona karşı çıkmak için feryat etmiyor muydu?

Meral Akşener İP’in sözcüsü Aytun Çıray’a ne açıklama yaptırmıştı?:

          “İyi Parti tek adam rejimini kalıcı kılmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmeyecek ve beka sorunu yaratabilecek Afrin savaş senaryolarına tamamen karşıdır”

Şivan Perver isimli yaratık Afrin konusunda Türk devletine yönelik ne demişti?

“Düşman çok zalim gaddar, vahşi kurt gibidir

Vicdan merhametini atmış, her zamanki gibi bizi vuruyor

Özgürlüğün değeri kandır, düşmanın hiç merhameti yok

Birlikte direnmezsek

Afrin elden gidecek

Afrin güzel Afrin elden gitme

Afrin güzel Afrin,”

Meral Akşener’in ittifak ve işbirliği ortağı CHP ve HDP de şiddetle Afrin Operasyonu’na karşı çıkmadı mı? Afrin Operasyonu’na karşı çıkan PKK’lıların yuvalandığı Türk Tabipler Birliği’ne Meral Akşener sahip çıkmadı mı?

Demek ki Şivan Perver isimli yaratıkla en son aynı karede görülen Cumhurbaşkanı Erdoğan değil, bizzat Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu, HDP, Temel Karamollaoğlu’dur. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Afrin’de 4600 YPG’li teröristin ortadan kaldırılmasının emrini veren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçmiştir. Hem Afrin’de aynı noktada buluştuğunuz Şivan Perver Megri Megri günleri için şunları söylemedi mi: “Elbette pişmanım. Oraya gittiğimde çok acayip şeylerle karşılaştım. Bende sevgi duygusu oluşmadı tam tersine biraz nefret oluştu. Benim gördüklerim beni çok üzdü. Topluma saygı sevgi yok.”

Geçtik bu konuyu… Gelelim Meral Akşener’in bahsettiği Öcalan’ın mektubu konusuna… Teröristbaşı Öcalan’ın mektubu yayınlandı. Mektubun muhatabı kimdi? Meral Akşener’in yerel seçimlerdeki ortağı HDP değil miydi?

Teröristbaşı Öcalan’ın mektubunda “Bu çerçevede HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik İttifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendine angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir.” cümleleri varken, HDP, Kandil ve terörist Demirtaş bu mektup karşısında ne açıklaması yaptı?

Meral Akşener bu mektuba karşı şu değerlendirmeyi yapmış olan HDP Eşbaşkanlarına ne tür tepkisi olmuştu?

          “HDP hakkında Sayın Öcalan’ın yaptığı açıklamalar, iktidar partisinin güncel siyasi hesaplarının ve seçim polemiklerinin çok üstünde tarihsel bir anlam ve derinliğe sahiptir.”

          “Bu bakımdan Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir.”

          “İki tarihsel blok arasında taraf olmamaya ve Üçüncü Yol stratejisini kararlı ve ısrarlı bir şekilde sürdürmeye dayalı olarak HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.”

Sessiz kaldı. HDP tarafsız kalsaydı CHP hangi belediyeyi kazanabiliyordu? Şu an kazandığı hiçbir belediyeyi kazanamıyordu.

O yüzden Meral Akşener ucuz polemiklerle tepkilerin üzerini örteceğini sanmasın…

“PKK’yla işbirliği yapan, burada ne işiniz var sizin?” tepkisinde Rizeli kadın haklıdır.

CHP’nin yancısı olarak HDP ile ittifak yapacaksın, PKK’lı terörist Demirtaş ile kahvaltı hayalini çok açık ortaya koyacaksın, CHP’nin tüm PKK ilişkilerine susacaksın, “Öcalan serbest bırakılsın” diyen iki kişiyi genel başkan yardımcısı yapacaksın, HDP ile Anayasa taslakları hazırlayacaksın, HDP’nin kapatılmasına karşı çıkacaksın, terörist Demirtaş’ın serbest bırakılmasını isteyeceksin, terör örgütü PKK’ya karşı yapılan Afrin gibi operasyonlara karşı çıkacaksın ama PKK ilişkin sorgulanmayacak öyle mi?

Daha bu ilişki ağı özet bile değil. Ama bir şeyi çok merak ediyorum. Meral Akşener İP’in kuruluş günlerini anlatırken şu itirafta bulunmuştu: “İyi Parti programına sokulmak istenen 15 sayfalık bölüm, Abdullah Öcalan’ın ‘konfederasyon modeli’ ve ‘bölgesel çözüm’ dediği görüşlerin akademik dille yazılmış haliydi.“

Meral Akşener parti kuruyor, partisine program yazılıyor ve programa teröristbaşı Öcalan’ın 15 sayfalık talepleri konulmak isteniyor. Kimse de demiyor ki, yahu sözde milliyetçi parti olduğunuzu iddia ediyorsunuz ve bir kelime değil, bir cümle değil tam 15 sayfa teröristbaşı Öcalan’ın talepleri parti programınıza konulmak isteniyor.

Bunu koymak isteyen kim?

Çaycınız mı, şoförünüz mü?

Bu şerefsizin adı yok mu?

Teröristbaşı Öcalan’ın adamı olan bu PKK’lı kişi veya kişiler partinizin programının hazırlığına kadar nasıl sokulmuştur?

Yoksa direkt CHP yahut HDP mi gönderdi o 15 sayfayı? Deşifre olunca böyle mi açıklama ihtiyacı duydunuz?

CHP sayesinde TBMM’ye girmiş partisiniz, PKK ilişkiniz elbette olacak, CHP’nin PKK ilişkisine elbette susacaksınız.

CHP Genel Merkezi’ndeki basın toplantısında HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’a “Hem Abdullah Öcalan hem de PKK konusunda CHP-HDP arasında görüş farklılığı olduğunu düşünüyor musunuz?” diye soruyorlar. HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar’ın cevabı aynen şu: Bu konularda bir sorun olduğunu düşünmüyoruz.

CHP-PKK-İP ortaktır. Bu ortaklığı da kim inkâr ediyorsa alçaktır.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ