Gıdalardaki tuza yakın takip

Gıdalardaki tuza yakın takip

Gıdalardaki tuza yakın takip

Gıdalardaki tuza yakın takip
Tarım ve Orman Bakanlığınca yapılan düzenlemeyle, 31 Aralık 2019’dan itibaren hazır ambalajlı gıdaların 100 gram veya 100 mililitresinde bulunan tuz miktarlarının belirtilmesi gerekecek.
Tuza Dikkat Haftası nedeniyle Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, gıda güvenilirliğini sağlama görevi bulunan Tarım ve Orman Bakanlığı, aşırı tuz tüketiminin azaltılması yönündeki çalışmalara bu hedef doğrultusunda devam ediyor.

Tuz; tat ve aroma vermesi, kıvam artırıcı etkisi, gıdaların muhafazası gibi amaçlarla gıdalara eklenirken, kullanılması elzem minimum tuz miktarının belirlenerek gıdaya eklenmesi gerekiyor.

Sindirim sisteminde besinlerin emilimine yardım eden, hücreler arası sıvı dengesinin sağlanması, kasların kasılması ve sinir iletilerinin transferi için de önemli bir besin öğesi olan tuz, fazla tüketilmesi durumunda kalp-damar rahatsızlıkları, hipertansiyon, vücutta suyun tutulması (ödem) ve osteoporoz gibi sağlık sorunlarına neden oluyor.

Dünya Sağlık Örgütü günlük tuz tüketimini 5 gramın altında önerirken, Bakanlıkça da Türk Gıda Kodeksi kapsamında yapılan yasal düzenlemelerle, gıdalardaki tuzun azaltılması için çok sayıda adım atıldı. Buna göre, tuz oranı, ekmeklerde en az yüzde 25, kavurmada ağırlıkça yüzde 40, salçalarda en az yüzde 64, kırmızı pul biberde yüzde 22 düşürüldü. Sofralık zeytinde tuz miktarı ağırlıkça maksimum yüzde 8 ile sınırlandırılırken, peynirlerin içerebileceği maksimum tuz oranı çeşidine göre değişmekle birlikte yüzde 35-61 azaltıldı. Tuz tebliğiyle de tuz etiketlerinde “Tuzu Azaltın, Sağlığınızı Koruyun” ibaresinin yer alması zorunlu hale getirildi.

Tuz miktarı belirtilecek

Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliğiyle de 31 Aralık 2019’dan itibaren hazır ambalajlı gıdaların 100 gram veya 100 mililitresi üzerinden beslenme bildirimi zorunlu hale getirildi. Bu tarihten itibaren hazır ambalajlı olarak piyasaya arz edilecek gıdaların etiketinde, gıdanın 100 gram veya 100 mililitresinde bulunan enerji değeri, yağ, doymuş yağ, karbonhidrat, şekerler, protein ve tuz miktarlarının belirtilmesi zorunlu olacak.

Bir gıdaya dışarıdan tuz ilave edilmemesi, yani tuz içeriğinin sadece gıdanın doğasında bulunan sodyumdan kaynaklandığı durumlarda bu durum beslenme bildiriminin yapıldığı yere (besin öğelerinin miktarının bildirildiği bölüm) yakın bir yerde belirtilecek.

TÜRKİYE TUZU 3 KAT FAZLA TÜKETİYOR

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Sağlıklı Yaşam Program Yöneticisi Prof. Dr. Toker Ergüder, tuz kullanımının azaltılması için önemli çalışmalar yapıldığını belirterek, “DSÖ çalışmalarına göre Türkiye’de tuz kullanım oranı dünyadakinin 3 katı.” dedi.

Ergüder, Dünya Tuza Dikkat Haftası dolayısıyla yaptığı açıklamada, tuz kullanımın Türkiye’de hızla yükseldiğini söyledi.

Dünyada tuz kullanımının 5 gram olduğunu, Türkiye’de bunun 15 grama kadar çıktığını belirten Ergüder, “Türkiye’de şu anda meydana gelen ölümlerin yüzde 88’i bulaşıcı olmayan hastalıklardan oluşuyor. Bunda yanlış beslenmenin ve tuz kullanımının etkisi çok yüksek.” şeklinde konuştu.

Kalp damar, kanser, diyabet, ve kronik akciğer hastalıklarından ölümlerin Türkiye’de yüksek olduğunu ifade eden Ergüder, “Bunun da 4 temel nedeni var. Alkol, sigara, sağlıksız beslenme ve fiziksel hareketsizlik. Sağlıksız beslenmede, yüksek tuz kullanımı çok etkili.” değerlendirmesinde bulundu.

“Hareketsiz yaşam ve tütün kullanımı yüksek”

Türkiye’de tütün kullanımının ve hareketsiz yaşamın yüksek olduğunun altını çizen Ergüder, şöyle devam etti:

“Türkiye en az hareket eden ülkelerden biri. En büyük problemlerden biri de sağlıksız beslenme. Bunun yüklü mali boyutu var. Bizim en son yaptığımız araştırmaya göre gayri safi yurt içi hasılanın yaklaşık 3,6’sı bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklanan sağlık harcamalarına ve ölümlere gidiyor. Tüm sağlığa harcanan pay gayri safi hasılanın yüzde 4,5’i kadar.”

Ergüder, diyabetin ve sağlıksız beslenmenin önlenmesi için ispatlanmış örneklerin kullanılması gerektiğini ifade etti.

İçerdiği şeker oranına göre vergilendirme, sağlıklı gıda etiketi, sıfır trans yağ gibi uygulamaların hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Ergüder, şunları kaydetti:

“Türkiye’de bir paketli gıda alındığında üzerindeki açıklaması çok küçük yazılmış. Bunları okuyup sağlıklı olduğunu anlamak imkansız. Gelişmiş ülkelerde kırmızı, yeşil, sarı etiketler konuluyor. Kırmızı varsa bu sağlıksızdır. Özellikle bu annelerin çocukları için alışveriş yaparken davranışını değiştirebiliyor. Aynı ülkeler gıdalardaki trans yağ miktarını sıfıra indirmeye çalışıyorlar fakat Türkiye’de bununla ilgili bir önlem yok. Sadece firmalar gıda trans yağ içeriyorsa beyan etmek durumunda. Yasaklama yok. En önemlisi de gıdalarda tuz kullanımının azaltılması gerekiyor.”

Ergüder, Türkiye’de 70 yaş öncesi ölüm oranlarının yüzde 17 olduğunu, gelişmiş ülkelerde bu oranın yüzde 8-10 civarında bulunduğunu ifade ederek, bunda sağlıksız beslenme ve hareketsizliğin etkisine dikkati çekti.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ