ELMA ŞEKERİ!

ELMA ŞEKERİ!

ELMA ŞEKERİ!

Mustafa Kemal, birinci Dünya Savaşında kaybedilen Türk topraklarının işgal edilmesini hazmedemeyen iyi bir Türk askeriydi…

Sivas Kongresi onun için çok önemliydi.

Ama bu kez Amasya Genelgesi’nden daha kapsamlı bir genelge gerekiyordu.

Tüm millî temsilcileri İstanbul hükümetine rağmen Sivas’ta topladı ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel oluşturan kararları aldırdı:

  1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz…
  2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet topyekûn kendisini savunacak ve direnecektir…
  3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır…
  4. Kuva-i Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel esastır…
  5. Manda ve himaye kabul edilemez.
  6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
  7. Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
  8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.

İşte bin bir zorlukla alınan bu kararlar sayesinde o gün sınırlarımız çizilmişti…

Özgürce soluk aldığımız bu topraklarda kardeşçe yaşayacakken bizi yine fitne üreterek aynı duruma yani yeni kongre yapma aşamasına getirmek derdindeler!

Sivas Kongresi son kongre olma özelliğini taşır…

Misak-ı Milli belirlenmiş, gücünü halktan alan bir idarenin başına Mustafa Kemal lider olarak seçilmişti…

Mondros Mütarekesi’ni ve Amerikan Mandasını reddetmiş, tam bağımsız Türkiye’nin temellerini atmışlardı…

Kurtuluş Savaşı bütün vatana yayılmış, Damat Ferit istifa ettirilmiş ve Anadolu’ya yakın bir isim olan Ali Rıza Paşa yeni kabinesini kurmuştu…

Vatansever biri olan bu paşa, Ankara ile iyi geçinip Milli Mücadeleye destek vermişti…

4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 Sivas Kongresi ve günümüze yansıması ortada…

Şimdi Sivas Kongresi perspektifinden bugünkü CHP’ yi  inceleyelim…

Atatürk’ün savaş ve çaresizlik şartlarına rağmen mandayı kabul etmemesi ve tam bağımsızlık istemesi, bugün onun koltuğunda oturanlarla ne kadar tezat fikirler değil mi?

Yurt dışında gittiği her yerde Türk hükümetini şikayet etmeleri, hatta ve hatta NATO’ya gelin bizi bu hükümetten kurtarın demeleri “manda”ya davet değil midir?

Bizi ya IMF’in ya CIA’in ya da Gladyo’nun ağa babalarının kucaklarına oturtmaya çalışmak vatanseverlik midir?

“Gel sana elma şekeri vereceğim” diyen her yabancıya koşan saf çocuklar gibi oraya buraya koşuyorlar…

Aslında verilen ne elma şekeri ne de pamuk şeker…

Sadece Pavlov’un köpeği gibi zil çalınca salyalarını akıtarak koşan emperyalizme uşak olmaya teşne bir zihniyet…

Atatürk’cü bir fikre sahip olanlar bunu reddetmeli, partideki ulusalcı ve vatansever Türk şahsiyetler o şerefli koltuğu devralmalı…

CHP ivedilikle özüne dönmeli ve Misak-ı Milli’ nin korunmasına destek olmalı…

Devlet Bahçeli Bey’in bir sözü ile nokta koyayım:

“Kılıçdaroğlu her kimin elinde isen gel söyle seni çekip kurtarayım!”

 

LEYLA DÜZEL

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ