EDİP UĞUR’UN ARDINDAN(Ramazan KARACA)

EDİP UĞUR’UN ARDINDAN(Ramazan KARACA)
EDİP UĞUR’UN ARDINDAN
(Ramazan KARACA)
Hastalığı nedeniyle tedavi gören Edip Uğur, çarşamba günü vefat etmiş, perşembe günü de Zağnospaşa Camii’nde kalabalık bir katılımla kılınan cenaze namazının ardından Başçeşme mezarlığındaki aile kabristanında toprağa verilmişti. Bu gelişmeler hem sosyal medyada hem de gazetelerde geniş şekilde yer aldı, okudunuz. Ben de Edip Uğur’un ardından onunla kurucusu olduğu Büyükşehir Belediye Başkanlığı esnasında 10 Mart 2017 tarihinde yaptığım son röportajı bir kez daha vermek istedim…
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
HEDEFİMİZ YAŞANABİLİR
BİR BALIKESİR
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak bir Balıkesir fotoğrafı çekseniz, tespitleriniz neler olur. Nasıl bir durumdayız. Sizden bu doğrultuda bir değerlendirme alabilir miyiz?
-Balıkesir coğrafi konum olarak önemli bir yerde bulunuyor. Yer altı yer üstü zenginlikleri, iki denize olan kıyısı madenleri termalleri, bitki örtüsü ile her türlü sebze meyve yetişiyor. Tarım, gıda ve hayvancılık çok zengin. Hakikaten Balıkesir üretim ve tüketim bölgelerinin tam merkezinde bir yerde… En son yapılan oto yollarla, bölünmüş yollarla, köprülerle vs. Balıkesir daha da çok önemini arttırdı. Şehrimize karşı yatırımcının da büyük talebi var. Tüketim bölgelerine yakın olduğu için, Kars’ta da süt çıkıyor ama Balıkesir’in yakın olması talepleri fazlalaştırıyor. Büyük yatırımlar; Şişe cam, Kale Grup, Filli boya gibi birçok önemli firma geliyor. Daha başka birçok talepler geliyor. Bu talepler dolayısıyla Balıkesir’e gelecek beyaz yakalılar, CEO’lar mühendisler üst düzey yöneticiler… Balıkesir’e baktığınız zaman, merkez, Bandırma, Ayvalık ilçeleriyle beraber, sosyal yaşantının olmadığı ve burada çalışanların aileleri İstanbul’da oturacak. Şu anda da öyle, birçok üst düzey yönetici hafta sonu oldu mu İstanbul’a gidiyor. İşte bu açılardan biz istiyoruz ki, Balıkesir yaşanabilen bir kent olsun. Bunlar geldikleri zaman soruyor: Sizin rezidanslarınız nerede? diye. Tiyatron, sineman var mı, yemeğe nerde çıkarım, kahve nerde içerim? diye yer soruyor. Yani İstanbul’da İzmir’de alışmış, bu sosyal hayatın gerektirdiklerine. Ama Balıkesir’deki zenginler bile alış verişe İstanbul’a, İzmir’e gidiyor. O zaman Balıkesir’i biz, sosyal hayatıyla, eğitim ve sağlık kurumlarıyla, yeşil ve ticari alanlarıyla yaşanabilir bir kent yapmamız lazım. Önemli olan bu…
BALIKESİR’İ 3 MERKEZLİ HALE GETİRİYORUZ
Peki, bu tespitler çerçevesinde neler yapıyorsunuz? Çalışmalarınız hangi doğrultuda oluyor?
-Biz Balıkesir’i tek merkezli halden 3 merkezli duruma çıkarıyoruz. Tabii en az 3 merkez. Milli Kuvvetler caddesi ne kadar çarşıysa, yani merkezse, Çay Deresi Avlu da ikinci merkez ve bir diğer merkez de yeni hastanenin bulunduğu bölge…Hastane, onun etrafında alış veriş merkezi, rezidanslar, yanında Adliye, Askeriye gibi yerler olacak. Yine Altıeylül’de düşündüğümüz, Karatepe Bölgesinde belediye binasının olacağı, okulların yeşil alanların ve meydanların olacağı ayrı bir merkez. Bir de yeni Karesi’de BALTOK ile beraber inşa edeceğimiz konut alanları, Büyükşehir Belediye binası, Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Komutanlığının da olduğu ayrı bir merkez. Balıkesir’in merkezindeki sebze halini dışarıya çıkarıyoruz. Marangozlar ve mobilyacılar keresteciler inşallah önümüzdeki günlerde, şu anda inşaat ruhsatları kesilmeye başladı ve Organize Sanayi Bölgesine doğru çıkacaklar. Dolayısıyla Balıkesir’in hem kavşak düzenlemelerini yaparken, bir taraftan da kamyon tır gibi araçların şehir içine girmeden sebze meyve araçları yüklerini indirecek. İşte bunların hepsi birer vizyon proje. İstiyoruz ki, yeni yaptığımız imarla, İzmir, Bursa ve Edremit yollarını imara açtık. Ada bazlı imar veriyoruz, parsel bazlı değil. Burada inşaatları büyük şehirlerde gördüğümüz gibi kule vinçlerin çalıştığı inşaatlar olsun istiyoruz. Adam gibi binalar olsun. Mesela marka Balıkesir’e gelemiyor, neden? Çünkü alan bulamıyor; ticari mağaza dükkân yok. Bu defa Balıkesirliler burada kazanıyor dışarıda harcıyor. Daha ben etrafımızdaki şehirleri Balıkesir’e getirmeliyim. Çocuk Köyü işte böyle. Gidiyorum ben soruyorum, diyor ki, “ben Manisa’dan geldim.” Göl Marmara’dan gelmiş. Belediye Başkanıymış “Torunlarımı getirdim” dedi. İşte siz vizyon projeler yaptığınız, cazibe merkezi olduğunuz zaman bu iş oluyor. Çocuk köyümüz ile ilgili de temizliğine azami düzeyde dikkat gösteriyoruz. Dezenfekte ediliyor, top havuzlarındaki toplar bile tek tek dezenfekteden geçiyor.
NİSAN SONUNDA AVLU BALIKESİR’İN İLK ETABI AÇILIYOR
Başkanım, şöyle birkaç madde halinde 2014’ten 2019’a kadar hedefledikleriniz ve şu anki durumu anlatabilir misiniz?
-Öncelikle kavşakları belirtebilirim. Kuva-yi Milliye Kavşağı bitti. Şimdi inşallah Kuva-yi Milliye’den Gala’nın önünden, Diş hastanesinin yanından Savaştepe caddesine bir geçiş olacak. Yani şimdi kullanarak geçtiğimiz Vasıf Çınar’ın yoğunluğunu azaltacak bir alternatif yol olacak. Ama tabii ki, bir kavşağı yaparken sıkıntı da oluyor. Daha önceden yapılan yanlış düzenlemeler sıkıntı getiriyor. Kuva-yi Milliye Kavşağını yaparken, Emniyet Müdürlüğü’nün önü kapandı. Şimdi arkadan giriliyor. Daha sonra Valilik kavşağı olacak. Doğumevi Kavşağı da 19 Mayıs’ta bitecek, onda bir problem yok. Bugün hatta gittik bir baktık, çok az bir işi kalmış. Yine çay Deresi projesindeki Kongre Merkezimizin ilk salonu mart sonunda bitiyor. İkinci nisan sonunda bitiyor. Biz nisan sonunda Avlu Balıkesir’in ilk etabını açıyoruz. Kayıklar yüzüyor yani. Bu büyük bir projenin; hazırlığı ihaleye çıkılması, inşaat projesi falan bu kadar zamanda bitirilmesi bile bir mucizedir. Kolay değil. Hal da yaptık onu da taşıyoruz.
ÇAMLIK PROJESİNİN TEMELİ 20 MARTTA ATILACAK
Gelelim yine önemli bir proje olan Çamlığa… Bu ne zaman başlayacak, ne zaman bitecek tarihler belirlendi mi?
-Çamlık projesinde de start veriyoruz ve 20 Martta temelini atıyoruz. Şu anda müteahhit şantiyeyi kurdu ve çalışıyor zaten. Bir yıl sonra bitecek orası. Hilal minare ile birlikte ve Vav Günleri düzenlenecek. Lazer ışık gösterileri olacak. Balıkesir’in her yerinden görünecek. Teleferikle de oraya çıktığımız zaman, biz bir misafirimizi götüreceğimiz bir yer olmuş olacak. Hayvan barınağımız bitti. Mezbahalarımız bir çok yerde oluyor.
Bandırma’da Liman Projemiz var. Tematik Parkla ilgili Uluslar arası bir yarışma açtık. Dünyanın önemli mimarları, ödüllü mimarları, stüdyoları olan mimarlar. En sonunda birinci ilan edildi ve şimdi ayın 15’inde Cannes’a gidiyoruz , Çevre Şehircilik bakanımızla birinciye ödüllerini vereceğiz. Dünyada ses getiren vizyon bir proje. Cunda köprüsü tamamlanmak üzere, yaza altından teknelerde geçebilir. Üstünden de 15 gün sonra geçmeye başlarız. Oranın gecikmesi de şundan oldu; eskiden orası dolgu olduğu için, kanalizasyonu kendi hali ile akıyordu. Ama şimdi bütün kanallar köprünün yanından gittiği için, yeni bir terfi istasyonu yapıyoruz. Bütün Cunda’nın kanalizasyonu oraya gelecek. Biz oradan öbür tarafa basacağız. Altınoluk’ta arıtma tesisi ve Narlı’da arıtma tesisi içme suyu yapıyoruz. Dün Sındırgı’daydık, orada arıtma tesisi, kanalizasyonu ve içme suyu için 16 milyon 200 bin lira harcanıyor. Meydanını yaptık 3 küsur milyon lira. İtfaiye, kurtarma araçları vs. toplamda 20 milyonu bulduk. Sorduk “bütçeniz ne kadar” diye, 25 milyon liraymış. Balya’ya Mezbaha yaptık. Yine oranın kanalizasyonunu, arıtmasını ve içme suyunu yapıyoruz. Gönen’de Sındırgı’da Bigadiç’te, şimdi Kepsut, Susurluk’ta ve Savaştepe’de arıtmalar olacak. Biz çevre temiz olsun istiyoruz. Marmara Adası’nın Mezbahasını da açacağız. Avşa Adasının su kapasitesini arttırdık.
Ulaşımı düzenliyoruz, taksi dolmuşlar 1 milyon kişi taşıyor ayda. Hepsi resmi ve evrakları var. Yeni hastanenin önüne taksi durakları için bütün hepsini topladık, kim istiyorsa verelim dedik. Mevcut taksi duraklarına veriyoruz. Dışarıdan yok. Müracaatları aldık. Her yere ayrı ayrı taksi durağı olacak. Çünkü hesap ediyoruz ki, oraya günde 35-40 bin kişi gider. Hastane var, AVM var. Hastanede en az 3 bin kişi, AVM’de 2 bin kişi çalışacak. Bu kadar iş olunca taksicinin esnafın ekmeğini büyütüyorsunuz. Balıkesir’deki iş hacmini ve istihdamı arttırıyorsunuz. Belediyeye işçi almakla sadece olmaz, böylesi imkânları oluşturmak lazım.
Peki, Hastanenin açılış zamanı belirlendi mi?
-Şimdi taşınma çalışmaları başladı. Biz de belediye olarak yardımcı oluyoruz Ancak bir evi bile taşısanız, 3-5 ayda ancak taşınıp eşyanızı yerleştiriyorsunuz. Düşünün ki, bir hastanenin taşınmasını, ameliyathanesi, yoğun bakım üniteleri var. Görüntülemeleri var. Hastane bitti, hizmet vermesi, zaman içinde olur. Herhalde bir 6-7 ayı bulur yerleşmesi, biz yollarını yapıyoruz.
ZAĞANOS PAŞA CAMİİ ETRAFI GÜZEL BİR MEYDAN OLACAK
Anladım, şimdi bir de Zağanos Paşa Camii etrafında çalışmalar görüyoruz. Tam olarak orada yapılmak istenen nedir?
-Evet, yıkmaya başladık orada da. Oradaki esnaf “bizim ekmeğimizle oynuyorsun, biz ne yapıyoruz burada manzarayı mı bozuyoruz” diyor. Vatandaş da diyor ki, “Kardeşim açın Balıkesir’in meydana ihtiyacı var.” Şehirler meydanları ile anılıyor. Balıkesir’in bir meydanı yok. Uyduruk uyduruk meydanlar. Ama bizim güzel bir meydana, tarihi yapının ortaya çıktığı güzel bir meydana ihtiyacımız var. Ben geçen gezdim, yıkılan yerleri. Zağanos Paşa hamamına bakıyorum, önemli bir tarih var orda… Arada kalmış görünmüyordu bile. Onu da restore edeceğiz tabi. Karesi Türbesi heybeti ile bir görünsün istiyoruz.
Bütün bunlar yapılırken İmar Planı ile ilgili olarak da düzenlemeler yapılıyor. Bir problem var mı, ya da şöyle sorayım, bir takım itirazlar oldu, nasıl sonuçlandı.
-Hiçbir problem yok. Biz karesi ve Altıeylül İmar Planlarını yaptık. 5 binlikleri ilan ettik. Bize Küçük Sanayi Sitesi itiraz etti. Toplu itirazlar da var. 5-6 tane itiraz var. “İstemiyorsanız yapmayız; siz bilirsiniz, ama sonra demeyin, her tarafta rezidanslar var, biz burada kaldık demeyin.” dedik. “Yok biz istemiyoruz” dediler. Tamam, istemiyorsanız bizde zorla güzellik olmaz.
BALPARK’TAN 5 YÜZ KİŞİ EKMEK YİYOR
Şimdi de BALPARK’ı sormak istiyorum. Yeni düzenlemeler oldu. Fiyatla ilgili bir düzenleme oldu. Bu zaruret miydi, yoksa masrafları mı arttı? Nedir BALPARK’ta durum?
-BALPARK aslında hem trafiği, çevreyi düzenleyen, esnaf için, hem de istihdam için önemli bir proje. Siz orada 2-3-5 lira para ödüyorsunuz ama, sosyal güvenliği olan ücreti olan bir kişinin de hayatını kurtarıyorsunuz. Aşağı yukarı BALPARK’ta çalışan sayısı 5 yüze yakın insan var. Ekmek yiyor ve muntazam olarak maaşlarını alıyor. Esnaf da diyor ki, eskiden bir Caddede dükkân sahibi akşama kadar bırakıyordu, şimdi hiç olmazsa işi olan geliyor, arabasını çekilmeyeceğinden emin, bırakıyor gidiyor. İşi bitince başkası koyuyor. Dünyanın her yerinde böyle. Buradan Belediye’nin kar ettiği bir şey yok. Zaten çalışanların ücretiydi, sigortasıydı, ancak karşılıyor. Bir de eski yoğurt Pazarı dediğimiz yerdeki otopark çöküyor. Orayı yenilememiz lazım. Kimse aracını koymuyor, depreme dayanıklı değil. Üstü akıyor, kimse güvenip de koymadığı için, orayı yıkıp, sıfırdan yine otopark yapacağız. Yani projelerimiz devam ediyor. Balıkesir’imizi her yönden güzel günler bekliyor.
16 NİSAN’DA TÜRKİYE’DE SESTEM DEĞİŞECEK; REJİM DEĞİL
Bu söyleşimizin son bölümünde 16 Nisan’da yapılacak olan Referandum ile ilgili de görüşlerinizi almak istiyorum. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?
-Evet, 16 Nisan tarihi Türkiye için, önemli bir tarih. Bir sistem değişikliği oluyor, kesinlikle bir rejim değişikliği değil. Türkiye rejim değişikliği ile ilgili 1923’te laik, demokratik bir hukuk devleti kararını verdi. Bu konuda herhangi bir endişemiz yok. Bir sistem değişikliği dedim. Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiliyor. Artık Türkiye’deki bürokrasinin azalması, işlerin çabuk yapılması, istikrar, büyüme, terörle mücadele için mutlaka bu başkanlık sistemini tabii ki destekliyoruz. Ben siyasi geçmişi olan birisi olarak bunların hepsini yaşadım. Yıllar önce Kenan Evren ile Turgut Özal arasındaki ihtilaflar, Özal ile Yıldırım Akbulut arasında, yine Özal’la Mesut Yılmaz arasında, Demirel ile Tansu Çiller, Ahmet Necdet Sezer ile Bülent Ecevit arasında yine Ahmet Necdet Sezer ile Recep Tayyip Erdoğan arasında yaşananlar… Dolayısıyla bir çok kararların alınması gecikiyor. Bakanların dışarıdan atanması ile milletvekili bakanlık beklemeyecek. Güven oylaması yok, gensoru verilmesi Hükümet düşürülmesi yok. Hükümet programı yapmak, bütçe oylaması, bunlar yok. Meclisin ve Hükümetin çok daha verimli çalışması ve bakanlığa gelecek kişilerin, mutlaka daha işin erbabı olanların göreve gelmesi ve seçim endişesi olmadan. İnşallah bu 16 Nisan’da gerçekleşecek. Yani bakın 65. Hükümet var şu anda. 5 yılda bir seçim olsa 17. veya 18. Hükümet olmuş olacaktı. Her Hükümetin programı oylanması, güvenoyu, bütçe oylaması, gensorular… Hep vakit kaybı, o kadar çok vakit kaybı var ki. Allaha şükür siyasi partilerimiz Ak Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi aynı hedefe dönmüş durumda. Bu da Türkiye için iyi bir gelişme, yapılacak olan seçimlerde 5 yıl boyunca, gensoru verilir mi, hükümet devam eder mi, erken seçim olur mu gibi beklentiler olmaksızın istikrarlı dönemlerin olduğu bir sisteme kavuşmuş olacak.
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ