(Ben de oradaydim…) ALPASLAN TÜRKEŞ HAYKIRDI:”BU BİR İDDİANAME DEĞİL,İFTİRANAMEDİR”

Sıtkı Şeremetli

(Ben de oradaydim…)
ALPASLAN TÜRKEŞ HAYKIRDI:”BU BİR
İDDİANAME DEĞİL,İFTİRANAMEDİR”
(Ey Ülkücüler,
Kırmayın birbirinizi..
Üzmeyin birbirinizi..
Dönün geçmişe bakın..
Birlik ve beraberlik içinde
Ülkücülerin hangi imtihanlardan
başarı ile geçtiğini görün..
Görün ve birbirinizi sevin..
Çünkü Ülkücünün Ülkücüden
başka dostu yoktur..)
(Sıtkı ŞEREMETLİ)
XXX
12 Eylül darbesinde de görülmüştür ki,Alpaslan Türkeş,yaşanan bir savaşı çadırında izleyen bir komutan değil;savaşı askerlerinin en önünde vuruşarak sürdüren bir “Başkomutan”dır.
LİDERİYLE,NEFERİYLE TÜM ÜLKÜCÜLER
AYNI KADERİ YAŞIYORDU
Türkeş bey,Mamak’ta(1980 ve sonrası)yıllarca süren Askeri mahkemeler boyunca salonun en önünde oturmuş ve duruşmalar boyunca hep dik duruşlu bir lider olmuştur.
Ben birlikte yargılandığım mahkemeler boyunca Alpaslan Türkeş’i bir gün olsun boynu bükük,çaresiz,yılgın ve hüzünlü görmedim.
Duruşmalar boyunca her vesile ile kürsüye fırlar;hem lideri olduğu Türk Milliyetçiliği davasını ve hem de arkasındaki tutuklu yüzlerce Ülkücü gencin mücadelesini sonun kadar savunurdu.
Ve Alpaslan Türkeş’in bu onurlu davranışı,12 Eylül mahkemeleri boyunca Ülkücü gençlere,tutuklulara örnek teşkil ette.
Bir davanın tüm mensupları lideriyle-neferiyle aynı kader paylaşıyordu.
Ülkücü gençler için idam isteniyordu..Ülkücü hareketin lideri Alpaslan Türkeş için de idam isteniyordu.
Ülkücü gençler ceza evlerindeydi…
Ülkücü gençliğin lideri ALPASLAN TÜRKEŞ de ceza evindeydi..
Bir davanın lideri ve neferi ile birlikte yargılandıkları mahkemeler boyunca sürdürdükleri kararlı dik duruş,birlik ve beraberlik hem savcıları,hem duruşma hakimlerini ve hem de Türk ve yabancı dünya kamuoyunu çok şaşırttı!..
ALPASLAN TÜRKEŞ’İN MAMAK SEMİNERLERİ
1980 darbesinden sonra Mamak Askeri Mahkemelerinde hem tüm Ülkücüler ve hem de Türk halkı ve dünya kamu oyu Alpaslan Türkeş’in sadece sıradan bir parti genel başkanı değil,aynı zamanda ne kadar büyük bir fikir-düşünce ve dava adamı olduğunu da gördüler.
Sorgulamalarının yapıldığı duruşmalardaki ya da savunmalarının yapıldığı duruşmalardaki konuşmalarında kürsüye çıkan Alpaslan Türkeş adeta salonda bulunan herkese seminer verirdi.
Duruşmalarda kürsüye gelen Alpaslan Türkeş Türk tarihini anlatırdı…İslam dinini anlatırdı..Türk Milliyetçiliği ideolojisini anlatırdı..Dünya Türklüğünü anlatırdı..
Ve onu dinleyen Ülkücü tutuklular mahkeme salonundan koğuşlarına geri dönerlerken büyük bir coşku yaşarlar,kendilerine güvenleri daha da artar,mücadelelerinin haklılığına inançları daha da fazlalaşırdı.
BU BİR İDDİANAME DEĞİL,İFTİRANAMEDİR
Alpaslan Türkeş mahkemelerin başladığı ilk günden itibaren iddia makamını,savcıları en ağır bir dille eleştirdi.
Yaşanan bir olay var ki,hala her Ülkücünün,muhtemelen savcıların ve hakimlerin de hala hafızalarından silinmemiştir.
Duruşma devam ediyordu.
Savcı iddialarını okuyordu.
Alpaslan oturduğu yerden ayağa kalktı.
Salondan “Çıt”çıkmıyordu.
Hakimler savcılar adeta bir ölüm sessizliği içinde ne olacağını bekliyorlardı.
Acaba Alpaslan Türkeş ne diyecekti?
Konuşmaya başladı Türkeş bey:
“Biz 945 sayfalık,baştan aşağı yalan ve iftira ile dolu olan bu iddianame ile idam istenerek buraya getirildik.”
Ve 945 sayfalık iddianameyi eli ile havaya kaldırıp gür sesi ile haykırdı:
“BU BİR İDDİANAME DEĞİL,İFTİRANAMEDİR!..”
Ve kocaman bir ciltten oluşan iftira nameyi savcının kürsüsüne fırlatıp attı.
Mahkeme heyeti donup kalmış,savcıların suratları kıp kırmızı olmuştu.
Salonda büyük bir uğultu koptu.
Türkeş bey iddianameyi sadece hakim ve savcıların değil,aynı zamanda darbeci cuntanın da suratlarına fırlatmıştı.
Ardından tüm Ülkücüler bu alçak iftiranameyi ve iftiracıları mahkemeler boyunca rezil ettiler.
(NOT.BU YAZI SITKI ŞEREMETLİ’NİN -12 EYLÜL ANILARI- KİTABINDAN ALINMIŞTIR)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ