Geçen hafta İstanbul’da mimar Başak Cengiz kızımız iki farklı üniversitede okuyan Can Göktuğ Boz tarafından samuray kılıcıyla vahşice öldürülmüştü. Mühendis babanın ve avukat annenin oğlu olan ve hem Mühendislik okuyan, hem de Anadolu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi olan Can Göktuğ Boz ilk ifadesinde:

“Ben evden çıkarken birini öldürmeyi planladım, hayata karşı bazı kuşkularım vardı. Düşündüm ki kadın direnemez o yüzden onu öldürdüm ama pişmanım.”demiş..

Tüm bu yaşananlar karşısında;

—Bu toplumun artık başını iki elinin arasına alıp düşünmesinin ve çıkış için ne gerekiyorsa harekete geçmesinin vakti çoktan geldi.

—Artık bu çocukları duygusuz, vicdansız ve manevi melekelerden uzak hale getiren sebebin ve sürecin ne olduğu, neden olduğu meselesini konuşmalıyız.Ve acil çözüm getirmeliyiz

—Artık bu olay üzerinden dışa vurmuş gelecek neslin ruh hâlinin okunması meselesini samimi ve sonuç alacak şekilde irdelemeliyiz.

— Artık aile müessesesinin nerelere savruldugu meselesini ciddi ciddi konuşmalıyız..

—Artık annelik ve babalığın çocuğun sadece doğumuna vesile olan biyolojik ebeveynlik mi? Yoksa doğumundan itibaren hayatının her aşamasında ona sorumluluk bilinciyle çok ciddi rehberlik yapan mürebbi ve mürebbiyelik görevi mi? sorusuna cevap arama ve karar verme meselesini konuşmalıyız..

– Artık mesele bu çocukların ruhen, zihnen nereden beslendiği meselesi..Zira Bu cocuklar annelerinin değil medyanın ve özellikle sanal dünyanın emzirdiği, eğittiği, büyüttüğü ve şiddeti öğretip sokağa saldığı çocuklardır.

—-Bütün bunlara sebep olan surecin veya sistemin kendisini sorgulanmadıkça tedavi yolu bulunamaz. Yapılacak şey önce teşhis ve sonra çok köklü bir tedavi süreci…Ahlaki ve manevi seferberlik anlayışı ile harekete geçmek..Hülasa eskilerin tabiriyle:

“Eski hal muhal.. Ya yeni hal…ya izmihlal’

Celal Sürgeç/ Balıkesir