BABAM NASIL COŞTU.? Aydın Ayhan

Sıtkı Şeremetli

BABAM NASIL COŞTU.?
Aydın Ayhan
Babam İvrindi’nin Gömeniç Köyünden Molla Receb’in Sami doksan iki yaşında idi. Birkaç yıldır evden çıkamıyordu. Her gün akşam üstleri gidip ona bir Çanakkale hikâyesi anlatıyordum. Birden coşup neşeleniyor, o da bana bir şeyler anlatıyordu. Aşağıdaki olayı anlatınca coşkunluğu adeta doruğa fırladı.
” 25 Nisan 1915 sabahı çok erken saatlerden itibaren İngilizler ve Fransızlar, önceden tespit ettikleri yerlere çıkarma yapmaya başlamışlardı.
İçlerinde Senegalli bir birliğin de bulunduğu Fransız Ordusu, Seddülbahir’de Morto Körfezine çıkmışlardı.
Senegalliler Müslüman’dı. Ve bir bakıma paralı asker olarak Fransız Ordusu’nda Türklere karşı savaşacaklardı. Irk olarak boyları 1.80m üzerinde olan Senegalliler, ellerinde satırlarıyla dövüşeceklerdi. Fransızların çıkarma yaptıkları yerin tepelerinde bir Türk bölüğü sessizce bekliyordu.
Senegalliler daha önce Mısır’da, esaret şartlarında zayıflamış, çökmüş Türk esirlerini görünce, onların yanında kendilerini dev olarak görmüşler, Seddülbahir’e çıkar çıkmaz, tepedeki Türkleri ürkütüp kaçırmak için hep beraber yukarı doğru, ellerindeki satırları döndüre döndüre koşmaya başlamışlardı.
Bunları gören siperdeki Mehmetlerden birisi: “Yahu bu yamyamların burada işi ne?” diye sorduğunda, Mehmet’in nabzını, yüreğini çok iyi bilen çavuşlardan birisi; “Başka ne işleri olacak, karımızın, anamızın, bacımızın ırzına yönelmeye gelmişlerdir…!”
Bu söz üzerine, Mehmetler onların dev gibi olduğunu dinler mi, zaten süngülerini takmış, gözlerini düşmana dikmiş, hırsla bakan Mehmetlerin hepsi birden siperden fırlayarak, üzerlerine koşarak gelmekte olan o dev gibi düşman askerlerine dalmışlar.
Tam iki saat süren boğuşma sonunda, neye şaşıran Senegalliler, öyle bir bozulup kaçmışlar ki, kendilerini denize atmışlar, Fransızlar hepsini denizden zor çıkarmış… Mehmet dinler mi, onların dev olduğunu.. “
Tam bu sözü söyledim. Babam gözleri ışıl ışıl, çakmak çakmak, yumruklarını sıkıp göğe doğru savurarak, doğruldu, dimdik bağırmaya başladı.
“Mehmet dinler mi, be.. Mehmet dinler mi, onların dev olduğunu.. Dinler mi hiç Yörük oğlu…!”
Babam adeta birden bire yirmili yaşlarına inmiş, sanki o anı yaşıyordu.
“Mehmet dinler mi, len.. Mehmet dinler mi, onların dev olduğunu.. Dinler mi len Yörük oğlu.. Dinler mi hiç senin dev olduğunu..!”
Babam büyük bir keyifle ağlıyordu…
Beğen

Yorum Yap
Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ