Aranan huzur

Aranan huzur

Aranan huzur

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada tek kelimelik tweet akımı başlamıştı.

Aranan huzur

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada tek kelimelik tweet akımı başlamıştı. Bu akıma siyasiler, yazarlar, sanatçılar, sporcular ve toplumun her kesiminden insan katıldı. Herkes aradığını, umduğunu, sevdiğini, özlediğini, kızdığını, istemediğini tek kelimeyle ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de bu akıma “Huzur” mesajını paylaşarak katıldı.

Sayın Bahçeli’nin bu mesajını görür görmez direkt gözümün önüne her akşam haber bültenlerinde seri şekilde yayınlanan Türkiye’deki olaylar geldi. Hangi haber bültenine geçiş yapsam cinayetler, kavgalar, hırsızlıklar, intiharlar, tecavüzler ve tacizlerin öyle yoğun yaşandığını görüyorum ki, inanın izlerken ruhum daralıyor. Evdeyken çocuklarımın yanında asla haber kanallarını izlemiyorum. İzlerken çocuklarımı odadan çıkarırken yahut odaya girmelerini engellerken iki yaşındaki oğlum Efebey “Baba korkunç film mi?” diye soruyor. Haber bültenlerinin içeriği gerçekten korku filmi gibi…

Evet, Türkiye’nin gerçekten bir huzura ihtiyacı vardır. Evde, işyerinde, stadyumda, sokakta, fabrikada, yolda velhasıl bir huzura ihtiyacımız olduğu yaşanan olaylardan kendini çok net belli ediyor.

Trafikte yol verdin-vermedin kavgaları ve cinayetleri, kadın cinayetleri, miras için öz annesini-babasını öldüren evlatlar, dükkânın önünde niye oturuyorsun cinayetleri, yan baktın kavgaları-cinayetleri…

Akla hayale gelmeyecek o kadar olay yaşanıyor ki, inanın insan dehşete düşüyor.

Bu olayların tekrar tekrar yayınlanması da maalesef toplum içinde suç işlemeye meyilli olanlara öğretici oluyor. Haber bültenlerinin bir özelliği de bugün yayınlanan haberlerin aynısı ertesi gün ana haber bülteninden önce bir kez daha yayınlanıyor.

“Üzüm üzüme baka baka kararır” sözünden yola çıkarsak, bu görüntülerin sık sık tekrarı insanların zihnine ve karakterine huy aşılamayı sağlayacağı için bir ölçü ve sınırda belirlenmelidir. Bir cinayet haberi tekrar tekrar defalarca yayınlanınca zaten psikolojik olarak toplumda açtığı yara bile huzura vurulan büyük darbe olacaktır. Gazete, televizyon ve sosyal medyanın bu konuda kendi otokontrolünü yapması lazımdır.

Tahammül, hoşgörü, güven, sabır, sevgi bu toplumda maalesef azalıyor. Toplumda gerçekten “Huzur” en çok aranan kavram haline gelmiştir. Huzuru yok eden birçok etken vardır. Kimi ekonomiye bağlayabilir, kimi eğitime, kimi kültürel emperyalizme, kimi medyaya, kimi siyasilere… Kiminde tek etken sebeptir. Kiminde de azar azar hepsinden… Ama bu toplumu bizler oluşturuyoruz. Yarın bu toplumu çocuklarımıza, torunlarımıza emanet edeceğiz. Herkes bunun için kendi sorumluluğunu yerine getirmelidir.

MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bir siyasetçi ve devlet adamı olarak bunun farkında olarak sosyal medya mesajlarından birinde “Huzur, tarih boyunca en fazla ihtiyaç duyulan, ulaşılması en çok arzu ve amaç edilen insani hal ve hissedişin soyut tezahürüdür. Aklı başında her insan huzur ister, huzurlu bir hayat bekler. Huzur, tıpkı güvenlik gibi, tıpkı hürriyet gibi insanım diyen herkesin hakkıdır” yorumunda bulunmuştur. Tek kelimelik tweet akımına da “Huzur” yazması bu düşüncesinin takibinde olduğunu göstermiştir.

Türkiye’de “Huzur” odaklı çalışma yapan ve alanında uzman akademisyenleri, sosyologları, kültür ve fikir insanlarını bir araya getirerek “İnsanlığın Huzuru Projesi” adı altında çalışma yapan, bu manada eser çıkaran tek parti sanırım MHP’dir. Yine huzurun altyapısında çok önemli rol oynayan “Ruh Sağlığı Yasa Teklifini” de MHP TBMM’ye sunmuştur.

Kim ne derse desin toplumun huzura ihtiyacı vardır. “Biz huzurluyuz” diyen akşam geriye dönük ve bundan sonraki haber bültenlerini izlerse olup olmadığını çok iyi anlayacaktır.

 

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ