ANNELER TERÖRÜ BİTİREBİLİR Mİ?

Sıtkı Şeremetli

Ş. ALNIAÇIK (Kutlu Sesleniş)

Anneler Terörü Bitirebilir mi?

Bugünlerde gündemdeki önemli sorulardan biri bu…

Diyarbakır HDP İl Binası önünde nöbete durarak evladını arayan anne-baba sayısı her geçen gün artıyor.

Her şey, Hacire ananın, eline terliğini alıp: “Başların sizin Kürdistan davanıza!..” diyerek HDP il binasının kapısına dayanmasıyla başladı.

Hareketinde, sözlerinde, jest ve mimiklerinde en ufak bir abartı, senaryo kokusu, sahtelik yoktu.

Yani dağdaki çobandan Cihangir’deki sinema eleştirmenlerine kadar hiç kimse “bu kadın rol yapıyor; birileri, annelik duygusu üzerinden kamuoyu oluşturuyor” diyemezdi.

Ama dedi…

Hacire ana, her anneye yakışan bir yüreklilik örneği göstererek oğlunu dağ yolundan çevirmeyi başardı.
Çünkü evden çıkarken o da her gerçek anne gibi, evladı için ölümü göze almıştı.

Hacire Anayla başlayan ve bu yazının yazıldığı günlerde 50 acılı yüreği daha HDP kapısına dayandıran “Diyarbakır Anneleri” olayına birbirinden farklı tepkiler verildi.

Sosyal medyada destek çığ gibi büyürken muhalif görüşler de sergilendi.

HDP’yi kollayan tepkisiyle dikkat çeken isimlerden biri de Meral Akşener’di. Akşener, yabancı vakıflar tarafından fonlanarak haplanmış feministlerden ve CHP’li Şişli-Nişantaşı sosyetesinden farklı olarak, annelere HDP yerine “devlet kapısını” işaret etti.

Sanki çocukları PKK’ya katılmaları için devlet ayartmış, onları hükümet kaçırmıştı.

HDP’ye güçlü bir “bu iyiliğimi unutma!” mesajı verebilmek için kendince en uygun zamanı seçmiş; annelikten de Milliyetçilikten de Soyerler için görüş serdetmekte sakınca görmediği “suçların şahsiliği” prensibinden de vazgeçmişti.

70’lerden itibaren son 40 yılı uzayda yaşamış bir astronot bile HDP-PKK ilişkisini daha iyi çözümlerdi.

Devlet, karakoluyla, jandarmasıyla, savcılığıyla tabii ki her türlü adli vakanın başvuru merciiydi.

Ama kendisi yasadışı bir kurultayda fiili durum meydana getirerek, “mağduriyetten siyasi güç devşirmek için” Esenboğa yolunu trafiğe kapatan da Meral Akşener’in kendisiydi.

Polis barikatını “protesto pençesiyle” kavrayarak “buradan bir yere gitmem” pozları veren bir siyasetçi için “protesto”nun adresi tabii ki devletin kapısı değil, “olay yeri”nin ta kendisiydi.

İşte şimdi “olay yeri” HDP’ydi.
Çocuklar, HDP il başkanlığına girmiş ve onlardan bir daha haber alınamamıştı.

Öyleyse Meral Akşener neden “devlet”i işaret etmişti?

Birinci sebep, HDP’ye göz kırpmak ve zillet ittifakının devamlılığını sağlamaktı.

İkincisi ise fırsattan istifade hükümeti yıpratmaktı.

Bir annenin, “evladımı isterim” diye sokağa çıkmış annelere karşı bu kadar acımasız olabilmesi ise ancak “güdümlü” olmakla izah edilebilecek bir garabetti.

İradesi, şahsiyeti ve ruhu esir alınmış bir insanın annelik duygusuyla hareket etmesi ve ABD’ye rağmen HDP’yi karşısına alması beklenemezdi.

Peki, bu eylemde bizim dikkat çekeceğimiz, tehdit içeren noktalar yok mudur?

Yani eylem baştan sona mahzursuz, tehlikesiz ve kusursuz mudur? Elbette değildir.
Bu eylemle ilgili bizim de kaygılarımız vardır.

Birincisi, oğlunu yoldan çevirerek kurtaran Hacire Ana’nın farklı olarak HDP’nin kapısında “oğlum 22 senedir dağda” diyen HDP’li babalar vardır.

Sayıları 50’yi bulan ailelerin çoğu ne yazık ki evladını PKK’ya kaptırmıştır.

Yani onlar artık PKK’lıdır. Teröristtir, suçludur. Aralarında ellerine Mehmetçik kanı değmiş olanlar vardır.

Bunların muhakeme ve infaz durumları ne olacaktır?

40 yıldır PKK’yı ve 30 yıldır siyasi uzantısı olan partileri incelemiş bir Ülkücü olarak çok iyi biliyorum ki Kandil, İmralı ve HDP şu sıralarda harıl harıl, bu durumdan fayda çıkarma arayışındadır.

Çocukları “muhtelif, yöntem ve şartlarla dağdan indirme” yolunun, yeni bir “barış süreci”ne dönüşme ihtimali vardır.

Örgüt, yeni Habur manzaralarına tevessül etme cesareti bulamasa da Kandil muhtemelen örtülü bir Habur arayış içinde olacaktır.

Beri taraftan annelere güvenlik, koruma ve siyasi destek sağlayan hükümetin, zaman geçtikçe psikolojik olarak ailelere “evlatlarını teslim” taahhüdü altına girmesi de dikkate alınması gereken bir ihtimaldir.

Yarın bir gün HDP’nin: “Bakın biz aracı olduk, evlatlarınızı dağdan indirdik; ama devlet onları cezalandırdı!” diyerek, sivrisinekten yağ çıkarma ihtimali de vardır.
Teröristin, devrimcinin, eylemci solun mantığı böyle çalışır.

Peki annelerin bu girişimi PKK’yı bitirebilir mi?..

En azından HDP’yi yeniden marjinalleştirebilir mi?..

41 yıldır CHP’yi yeniden iktidara getirmek üzere tezgahlanmış, kanlı bir sekülarizasyon kombinası gibi çalışan PKK’nın sonunu getirebilir mi?..

Eğer Devletimiz, bu eylemi, “belediye-kayyum ilişkisinden veya HDP’nin oy oranı” matematiğinden çıkarıp, PKK-HDP ilişkisinin esastan deşifre edilmesi yönünde değerlendirmek istiyorsa yarından tezi yok, “evladı dağda olan bütün ailelerin en yakın muhtarlığa dilekçeyle başvurarak HDP’den şikâyetçi olmasını” acilen tebliğ etmelidir.

Bunu bir “ön pişmanlık” saymalı ve başvuran ailelerin dağdan inecek çocuklarına belli oranda “ceza indirimi” sağlamalıdır.
Ebeveyni cesaretlendirmek amacıyla erken başvuran ailelere, “yargılamada öncelik sırası” tanımalıdır.

Ailenin dağdaki ferdi bugün dağdan inmese de, geçen zaman içinde ölüp gitmiş olsa da mümkün olduğunca fazla müracaat alınmalı, HDP’nin “dağa çıkarma” konusundaki icraatı kanıtlanmalı ve bu partiye bölge kamuoyunu da tatmin edecek gerekçelerle “kapatma davası” açılmalıdır.
Ondan sonra da “etkin pişmanlık yasası” neyi öngörüyorsa, ona göre davranılmalıdır.

Olmuyor mu?..

Devlete karşı vazifelerini yerine getiren vatandaş yerine terörist yetiştiren ailelerin vatandaşlık hakkı sorgulanmalı, hazır zemin de müsaitken malları istimlak edilerek; Irak’a ve Suriye’ye doğru sınır dışı edilmeleri sağlanmalıdır.
Hukuk Devletleri böyle çalışmaktadır.

Devlet, bir başka terör örgütüyle olan “iltisakı” nedeniyle odacıya çaycıya, hatta bebekli bayana aşk ettiği “adalet tokadı”nı, PKK’lı teröristten esirgememelidir.
Mademki: “Adalet mülkün temelidir!..”

Türkiye Cumhuriyeti, kendi eliyle kendi temeline dinamit koymamalıdır!..

Şükrü Alnıaçık, Kutlu Sesleniş, Sayı: 143)

(Kutlu Sesleniş Dergisi, MHP İl Teşkilatlarından ve Ülkü Ocaklarından ücretsiz temin edilebilir.)

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ