Andımız

Sıtkı Şeremetli

Andımız

(Orhan KARATAŞ)

Danıştayın öğrenci andı ile ilgili kararı üzerinden yeni bir fitne malzemesi bulduklarını zannederek mal bulmuş mağribi gibi sevinç naraları atanların hevesleri, Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklama ile birlikte, bir defa daha kursaklarında kaldı. Bu zavallı güruh MHP’nin daha önce savunduğu öğrenci andına karşı Danıştaydan gelen karara sessiz kalacağını düşünerek, bir yaylım ateşine başlamışlardı. Anlaşılan bunlar ne MHP’yi tanıyor, ne de Sayın Bahçeli’yi. MHP için ülkenin varlığı, birliği, bölünmez bütünlüğünün her şeyin önünde geldiğini hâlâ anlayamamışlar.

8. DAİRENİN KARARI

Öğrenci andımızın kaldırılmasıyla ilgili yönetmelik düzenlemesine karşı Türk Eğitim Sendikasının Danıştaya açtığı yürütmenin durdurulması ve iptal davası, Danıştay 8. Dairesi tarafından karara bağlanmıştı. Kararla, Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde değişiklik yapılmasına dair kararın 1. maddesi iptal edilmiş ve andımızın okullarda yeniden okunmasına imkân sağlanmıştı. Ancak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu temyiz yoluna gitti. Yaklaşık 2 yıl sonra da 8. Dairenin kararının bozulduğu basına yansıdı. Bu kararın akıl, mantık, hukuk ve ülke menfaatleri açısından izahı mümkün değildir.

MHP’NİN DURUŞU NET, KARARI KESİN

MHP’nin duruşu net, kararı kesindir. Nitekim, Sayın Bahçeli’nin, “Öğrenci Andı’mızın okullarda okutulmasına engel çıkarmak, hukuken set çekmek haysiyetli ve demokratik bir tavır olamayacaktır. HDP’li bölücülerin fezlekelerinin TBMM’ye gönderilip milli dayanışma şuurunun çelikleştiği bugünlerde Öğrenci Andı kararı pimi çekilmiş bir bombadır. Danıştay bu yanlıştan dönmeli, Türk milletinin tarihi hasletleriyle, çiğnetilmeyecek emanetleriyle oynamaya teşebbüsten vazgeçmelidir” açıklaması hem bu kararı alanlara, hem de bu karar üzerinden akıllarınca MHP üzerinden Cumhur İttifakı’na fitne sokmaya uğraşanlara net bir cevap olmuştur.

ANDIMIZIN NERESİNDE CHP VAR?

Danıştay kararı üzerinden ortalığı ayağa kaldırmaya uğraşanların kimler olduğuna bir bakın. Bunların başında CHP ve yancıları geliyor. Andımız, “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diye başlıyor, “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözüyle de bitiyor. Siz, bugüne kadar başta CHP’nin başı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, herhangi bir parti yetkilisinden, “Türk’üm” diye başlayan bir cümle duydunuz mu? İçinde Türk veya Türklük geçen bir beyana hiç rastladınız mı? Açın Meclis konuşmalarını okuyun, gazetelere verdikleri beyanları inceleyin, sosyal medya paylaşımlarına göz atın, istisna da olsa bir tek CHP yöneticisinin, “Ne mutlu Türk’üm diyene” sözünü tekrarladığını asla bulamazsınız. Aynı şey CHP’nin mini yancısı İP için de geçerlidir. MHP’de siyaset yapmış olanların geçmişinde bu örnekleri bulabilirsiniz ama İP’le birlikte bunu bir kenara bırakmış, hatta ittifak ortakları HDP rahatsız olmasın diye, uzak durmak için özen göstermişlerdir. Şu tuhaflığa bakınız ki, bir de bu hâlleri ile hiç utanmadan, sıkılmadan her değerlendirmesinde Türklük vurgusu yapan, her konuşmasını, “Ne mutlu Türk’üm diyene” diyerek bitiren Sayın Devlet Bahçeli’ye ve MHP’ye söz söylemeye kalkışıyorlar.

İNSANDA BİRAZ UTANMA OLUR

Bir taraftan bu ülkenin varlığının ve birliğinin en büyük ve yakın tehdidi ve terörün ta kendisi olan HDP ile ittifak kuracaksınız ve siyasetinizi buna göre şekillendirip birlikte ülkeyi yönetme planları yapacaksınız, sonra da çıkıp andımız üzerinden bu kirli ve karanlık sicilinizi örtüp bir de üste çıkacaksınız. Milletin aklıyla bu kadar da alay edilmez. İnsanda biraz utanma olur. Pişkinliğin de, ikiyüzlülüğün de, siyasi ahlaksızlığın da bir sınırı olmalı. Daha kısa süre önce içinde Türk ve Atatürk’ün olmadığı anayasa hazırladıkları ortaya çıkanlar siz değil miydiniz? Andımızı o anayasanın neresine koyacaktınız? Eğer yüreğiniz yetiyorsa, siz gidin andımızı önce ortağınız HDP’ye anlatın. Mesela, hapishanedeki Selahattin Demirtaş’la kuracağınız kahvaltı sofralarında andımızı konuşmayı da düşünüyor musunuz? Hele bir cevap verin de öğrenelim.

ATATÜRK NE DİYOR?

Mesele andımızla da bitmiyor. Bunların Türk ve Atatürk’le her söyledikleri yalan ve uydurmadır. Lafa geldi mi, mangalda kül bırakmazlar ama iş biraz ciddiye binince kırk dereden su getirirler. İşlerine gelince Atatürk’ü hatırlarlar ama Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’i bölmek için kan döken teröristlerin partisi HDP’yle birlikte yürümekte en küçük bir sakınca görmezler. Atatürk, “Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktır. Beni olağanüstü bir kişi olarak yorumlamayınız, doğuşumdaki tek olağanüstülük Türk olarak dünyaya gelmemdir. Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim” diyordu. Zilletin ortaklarına bunları hatırlatırsanız ya faşist olursunuz, ya ırkçı damgası yersiniz. Sonra da hiç utanmadan çıkar, size andımız dersi vermeye kalkışırlar.

BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ