ANAFARTALAR’A PARK

YASAĞI GELMELİ (Mİ?)

(Ramazan KARACA)

Günümüzün en büyük sorunu nedir diye soracak olursanız, en başta geleninin trafik olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle büyük şehirlerin trafiği çekilecek gibi değil. Allah orada yaşayanlara sabır versin. Şimdi ben bunu yazınca, ‘ya Balıkesir’ dediğinizi duyar gibi oluyorum…

Evet, artık hepimizin malumu Balıkesir trafiği de insanları canından bezdiren bir hale gelmiş. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde bu sıkışıklık çok üst düzeye çıkıyor. Son dönemde, bazı sıkıntıların sebebi olan yerler nokta çalışmalarla biraz rahatlatıldı. Ama bu araç fazlalığı devam ettiği sürece bu sıkışıklık da bitmez. Yapılacak olan düzenlemelerle bunlar biraz azabilir. Bununla ilgili fizibilite çalışmaları en üst düzeyde yapılmalıdır. Meselenin taraflarının çok iyi dinlenmesi ve söylediklerinin dikkate alınması gerekir. Bunlar yapılıyor olabilir, fakat daha geniş bir perspektifte ele alınmalıdır. Tüm kurum ve tarafların çok uyumlu bir koordinasyonu lazım.

Yani, işin içinde olanların daha fazla çözüm sürecinde yer almaları gerekiyor. Mesela her sabah ve akşam trafiğin içinde en çok olanlar, servisler, toplu taşım araçları, taksiciler vb. Bu saydıklarımı kullanan kişilerin yaşanan sıkıntılarla ilgili mutlaka söyleyeceklerinin dinlenmesi ve önemsenmesi lazım. Ben bu arkadaşların pratikte yaşadıklarının, meselenin ana problemini ortaya koyacağına inanıyorum. Çünkü ne demişler ‘hekimden değil çekenden sor’. Çeken kim? Onlar, yani işin içinde olanlar. İşte meselenin püf noktası da bu…

Örneğin Organize Sanayi Bölgesi yolu, çok büyük bir sıkıntı içeriyordu, yukarıda belirttiğim doğrultuda bir çalışmayla el atıldı ve büyük bir aşama kaydedildi. Önceki gün gidip gelinen durumu yerinde inceleyen Başkan Yılmaz’ın paylaşımına göre, son rötuşları yapılan ve çift gidiş-gelişli toplam 4 şeritli yolun en kısa sürede hizmete açılarak bölgede yaşanan trafik sıkışıklığına son verileceğini anlıyoruz. Bu bölgenin ne kadar problemli olduğunu ben de zamanında bizzat gitmiş görmüş ve her gün gidip gelen servisçilerle görüşmüştüm. Bu el atılan ve çözümüne gidilen bir örnekti.

Bir de yapılan düzenlemeler yeterli geliyor mu bu da ayrıca üzerinde durulması gereken bir durum. Artık öyle bir sosyal medya var ki, herkes her şeyi görüyor ve paylaşıyor. O kadar önemli ve nokta atışı paylaşımlar yapılıyor ki, yetkililerin bunları çok iyi değerlendirmeleri lazım. Bazı kurumlar değerlendiriyor bunu görüyorum. Yazılan ve de fotoğraflananlara anında müdahaleler oluyor. İşte o zaman sosyal medyanın pozitif yönü ortaya çıkıyor. Gazeteler zaten yıllardır bu konuları bıkmadan usanmadan yazıyorlar. Özellikle yine bir trafik problemi olan park konusunda çok etkili paylaşımlar oluyor.

Gazeteci arkadaşlarımız zaman zaman örneğin şehir içinde en çok sıkıntının yaşandığı yerlerden görüntüleri yansıtıyor. Benim de kaydettiklerim var.

ANAFARTALAR CADDESİ VE ÇİFT ŞERİT PARK !!!

Adam aracını kaldırıma, hatta engelli bölümüne park etmiş. İşte o görüntüler konmalı ve insanlar bunlardan kaçınmalı. Zaten trafiğin çok olumsuz etkilenmesine neden olan ana unsurlardan birisi de bu yanlış parklar değil mi? Balıkesir’in ana caddelerinde çift sıra parklar, hatta gördüm üç sıra parklar yapılıyor. Al sana işte trafik problemi… Peki, denetim? Denetim de ısrarla ve nokta atışı, problem oluşturanlar öncelikli olarak yapılmalıdır. Bu konuda bir süre önce bu anlamda üst düzeyde aktarımlarım olmuştu. Bakın Anafartalar Caddesinin ikinci şeridine park yapılması inanın Deve loncasına kadar trafiğin sıkışmasına neden oluyor. “Kardeşim bunları biz de biliyoruz” diyebilir yetkililer. Burada net olarak şu nedenden diyemem, çünkü birkaç sebebi var. Ama ben çok kısa bir cümleyle şunu belirteyim ki, bunda da ısrarlıyım; ekipler çarpı işaretli, yani “değil park duraklama bile yapılmaz” yasağının ihlalini önlemeye yönelik bir çalışmayla bile belli bir yol alınacağına inanıyorum. Hatta önerim şu; önce Anafartalar’dan başlayarak pilot cadde olarak seçilmeli ve Ziraat Bankası köşesinden Müzeye kadar olan mesafede sıfır park uygulaması başlayabilir, ardından bu uygulama Örücüler Caddesinde ve giderek Atalar caddesinde devam edebilir. Bu uygulamaya paralel olarak çarpı işaretli park yasağı da sıkı bir şekilde devam ettirilmelidir. Bunun için Vali Hasan Şıldak, Yücel Yılmaz’ın, artık çekilmez hale gelen bu güzergâh üzerinde bütün müdürleriyle beraber oturup sadece bu meseleyi masaya yatırmalıdır. (Çünkü bu iş hem sürücü hem yaya şehrin çok büyük bir nüfusunu ilgilendiriyor)

Trafiği yaşayan, içinde olan ve kafa yoran bir gazeteci olarak benim düşüncem bu… Elbette ki yetkililer bu meseleyi kendi düşüncelerine ve yöntemlerine göre çözebilir ya da belki de çözmek için adım atıyorlardır, bilmiyorum. Ama çarşıya çıkın yüz kişiye sorun yüzde sekseni bu problemi size anlatacaktır. Çünkü burada herkes içinde bulunduğu duruma göre haklılığını dile getiriyor. Arabasını iki dakikalığına Anafartalar Caddesinde ikinci şeride bırakan kişi, taa Deve loncasından bu yana adım adım gelenin halini düşünmüyor. Peki, o mesafeye ilk sırada kaç araç park ediyor, diyelim yüz… Yüz kişinin keyfini akıştaki binlerce araç sürücüsü çekiyor. Yasak olmuş olsa ya da çok ağır cezaları bir defa ödemiş olsa kesinlikle bırakmayacağına inanıyorum.

Burada daha sayabileceğim sayısız problem olabilir. Bu yazıyı okuyanların da dile getireceği birçok mesele daha sayılabilir. Mutlaka yetkililer de bunlarla ilgili çözüm üzerinde duruyordur. Ama bütün bunlar için biz insanların anlayışlı ve de empatik davranmanız gerekiyor. Eğer biz böyle davranmaz ve de bencilce hareket edersek hiç bir meseleyi çözemeyiz. Bu bencilliği büyük şehirlerde daha çok gördüm. Küçük şehirlerde o kadar yok ama yine de bu konuda daha anlayışlı olmak lazım. Aslında bu hemen hemen her zaman, her ortamda böyle olmalı. Günümüzde en çok bu bencillikler trafikte gözleniyor. Onun için ben diyorum ki trafikte biraz daha anlayışlı olalım…