Kemal Kılıçdaroğlu’na soru şu: Mafyanın sizi tehdit ettiğine dair haberler geliyor. Burada durum nedir?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun cevabı şu: Olur böyle şeyler; önemsemiyorum. Ben terör örgütleri tarafından öldürülmek ve kimi güçler tarafından linç edilmek istenen bir siyasetçiyim. Ne yaşamış olursam olayım, bir adım geri adım atmadım.

Hangi mafya tehdit etmiş?

Somut bir tehdit yok. Sadece CHP’den milletvekili olmak için yırtınan Aladdin’in sihirli lambasından çıkan ”Bir mafya grubu üzerinden Kılıçdaroğlu’na hamle yapılacağıyla ilgili duyumlarım var”  şeklindeki üfürükler bunlar. Hangi gerizekalı bir mafya bu adam için hamle yapar ki?

Kemal Kılıçdaroğlu “Ben terör örgütleri tarafından öldürülmek istenen siyasetçiyim bir adım geri adım atmadım” diyor.

Hangi terör örgütü öldürmek istedi?

PKK, YPG, DHKP-C, FETÖ, TİKKO, MLKP?

Hangisi mesela?

PKK’nın Şavşat’tan Artvin‘e giden CHP konvoyunu koruyan bir askerimizi şehit etmesi mi?

Terör örgütü yaptığı açıklamada ne demişti?

“Eylem esnasında askeri aracın arkasında sivil bir konvoyun olduğu fark edilmiş ve zaten Kılıçdaroğlu’nun bindiği araç atış mesafesine girmesine rağmen herhangi bir atış yapılmamıştır. Burada CHP ve Kılıçdaroğlu kesinlikle herhangi bir biçimde hedeflenmemiştir.”

Terör örgütü PKK’nın bu saldırısı 25 Ağustos 2016 tarihinde olmadı mı?

Hadi diyelim terör örgütü PKK’nın gerçek hedefi sendin.

Bu saldırılar karşısında “Bir adım geri adım atmadım” diyorsun. O tarihten öncesini sormuyorum, sadece o tarihten sonra terör örgütü PKK’ya karşı hangi duruşu sergiledin?

Normalde kendini öldürmek isteyen bir terör örgütüne karşı insanın bir tavrı olur değil mi?

Nasıl oluyorsa Kemal Kılıçdaroğlu o günden sonra terör örgütünün her şeyine sahip çıkan bir noktaya geliyor.

Saldırı tarihi: 25 Ağustos 2016

4 Ekim 2016: Terör örgütü PKK’nın kapatılan yayın organı IMC TV’ye “Medyanın özgürlüğünü sonuna kadar korumamız lazım. İMC TV’yi kapatıyorsunuz. Niçin? Mahkeme kararı mı var?” şeklinde sahip çıktı.

28 Kasım 2016: PKK’lı terörist Selahattin Demirtaş’ın gözaltına alınmasından sonra eşi Başak Demirtaş’a geçmiş olsun telefonu açıp “Bundan sonra CHP’ye daha fazla sorumluluk düşüyor” dedi.

16 Nisan 2017: Referandumda HDP ile birlikte “Hayır” cephesinde buluştu. Referandumdan sonra HDP’ye teşekkür ziyaretinde bulunarak “Güzel bir görüşme oldu. Bir referandum süreci yaşadık. Bu süreçte demokrasiyi savunan kim varsa bugün de demokrasiyi savunmalıyız. Döndük dolaştık aynı yere geldik. Bir araya gelmeliyiz ve demokrasi türküleri söyleyerek ülkemizi yüceltmeliyiz” açıklamasını yaptı.

15 Haziran 2017: HDP’li yöneticilerle sözde Adalet Yürüyüşü yaptı.

 7 Şubat 2018: Türk Ordusu’nun terör örgütü PKK’nın Suriye kolu YPG’ye yönelik yaptığı Zeytin Dalı Operasyonuna karşı çıkarak “Afrin’in içine girilmesini doğru bulmuyorum” açıklamasını yaptı.

2018: Kemal Kılıçdaroğlu kapalı kapılar ardında HDP ile Anayasa taslakları hazırladı. Bunu da CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu “Bizlerin yürüttüğü kamuoyunun bilgisinden ve gözetiminden uzak Anayasa çalışmaları esasen bu partiyi de kapsama alacak biçimde yürütüldü ki bunlar zannediyorum önümüzdeki haftalarda kamuoyu ile paylaşılacak bu metinler. Bu bakımdan önemlidir. Şimdi dolayısıyla HDP’nin de olması bence çok önemliydi gerekliydi’ açıklamasını yaparak kamuoyuna duyurdu.

5 Mart 2019: Katıldığı bir televizyon programında sunucunun “Suriye’nin kuzeyindeki ABD varlığı ve oradaki silahlı güçleri, YPG’yi nasıl desteklediğini biliyoruz” hatırlatmasına “Onlar bize mi saldıracak? Türkiye’nin beka sorunu yok” yanıtını verdi.

31 Mart 2019: HDP’li Ahmet Türk ile gizli bir kahvaltılı görüşme yaparak HDP ile ittifak temelini attı ve yerel seçimlerde CHP-HDP-İP ittifakını kurdu.

21 Ağustos 2019: Terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık eden HDP’li Belediyelere kayyum atanmasına “Bu mesele HDP meselesi değil, yapılan milletin iradesine saygısızlıktır” diyerek ve sonrasında da birçok açıklama yaparak karşı çıktı.

08 Eylül 2020: “Sanıyor ki Osman Kavala da Selahattin Demirtaş da ben ettim sen etme diyecekler. Asla demezler. Haksız yere içeride tutulanlar içeride kaldıkları süreyi göğüslerinde hep bir şeref madalyası olarak taşıyacaklardır” açıklaması yaparak bu iki PKK’lıya sahip çıktı.

26 Ekim 2021: Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye ve Irak’a sınır ötesi operasyon yetkisini iki yıl uzatan tezkereye HDP ile birlikte “Hayır” oyu verdi.

13 Mart 2023: Cumhurbaşkanı adayı oldu ve HDP ile işbirliğini güçlendirmek için “HDP’nin değerli Eş Genel Başkanlarıyla görüşeceğim. Arkadaşlarım planlamayı yapıyorlar” açıklamasını yaptı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK’nın saldırısından sonra geliştirdiği HD(P)KK ilişkisinin özeti budur. Daha birçok örnek var ama içinden bunları seçtim. HD(P)KK’dan uzaklaşması gerekirken görüldüğü gibi daha çok kucaklaşmış.

Madem PKK seni öldürmek için sana saldırı düzenledi. O halde niçin terör örgütü PKK’nın her unsuruna sahip çıkıyorsun? Korkudan mı Kemal Efendi? Esir mi düştün yoksa?

PKK’nın her şeyine bu şekilde sahip çıkarsan elbette gittiğin şehit cenazelerinde aileleri de seni düşman olarak görür. Bundan doğal ne var? Ya PKK’ya sahip çıkmayı bırak ya da şehit cenazelerinde rol yapmayı…

Aladdin Aldemir gibi gezmediği siyasi kapı kalmayan adamların “Aladdin’in Sihirli Lambası” hikâyelerine, onun gibilerin mağdur yaratma senaryolarına aldanma Kılıçdaroğlu. İnan tipine, şekline, şemaline hiçbir şey yakışmıyor. ‘Seçimlerde oy getirsin’ diye hakkında çok hikâye yazıyorlar. En son Saadet Partililer “Mücahid Kemal” ilan etmişti seni. Bu durumu kadeh tokuşturarak mı kutladın