AB üyesi olmak isteyen Türkiye, “NATO’nun ikinci büyük gücü”dür…

Konumu çok stratejiktir ve ABD’nin müttefikidir…

Türkiye, PKK terörü ve Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları meselesiyle sınır güvenliği ve KKTC’nin çıkarlarını korumak ve güvenceye almak zorunda…

Lakin ne ABD ve ne de NATO, hiçbir zaman Türkiye’nin yanında olmadı…

Üstelik Avrupa’nın güvenliği uğruna 5 milyon sığınmacıyı ülkemizde besliyoruz…

ABD’nin Suriye’de gösterdiği ikiyüzlülük, PKK/YPG desteğiyle sabrımızı taşırmıştır.

ABD, Almanya, Fransa, İngiltere olmadık işlere kalkışmakta, Doğu Akdeniz’de Rumları kışkırtarak Türkiye ve KKTC’nin enerji kaynaklarına oturmak istemektedir…

*

ABD, Türkiye’nin dostu falan değildir…

Kendi çıkarları ve ülkeyi yöneten silah tüccarlarının talimatıyla davranmaktadır.

Suriye sınırındaki bölgeden ne PKK/YPG ne de ABD askerleri çekilmiştir, kirli bir oyun oynanmaktadır.

Vermedikleri Patriotlar ve F-35’lere rağmen “millî güvenlik” için S-400 alımımıza ve kullanmamıza karışamaz…

“Yerli ve millî savunma sistemleri”mizi geliştirmek zorundayız.

Türkiye, sadece NATO’ya ve AB’ye mahkûm değildir.

“Dünya 5’ten büyüktür” felsefesi, BM ve AB-D’yi rahatsız ettiği için Türkiye’yi itibarsızlaştırmaya çalışmaktalar…

Denedikleri 15 Temmuz alçak darbe girişimi, ekonomik yaptırımlar, PKK/YPG’nin saldırıları karşısında Türkiye’nin dik duruşu hepsini ürkütmüştür.

*

ABD’nin kahpeliği bir değil, iki değil…

Türkiye’nin güneyinden gelen, içinde PKK/YPG de olan tehditlere karşı Ankara’daki NATO Konseyi Toplantısı’nda bir savunma planı onaylandı.

ABD yine oyun oynayarak bu plana rezerv koydu!

Reste rest dedi Türkiye…

NATO’nun Baltık ülkeleri için hazırlanan planı bloke etti.      

Türkiye için hazırlanan plan yayınlanmadan blokeyi kaldırmayacağını ilan etti!

Bu millî bir duruştur!

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın’ın “Müttefikler, Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditleri ciddiye almalı ve bu tehditlerin üstesinden gelmek için ortaklaşa çalışmalı” sözleri boşuna değildir.

*

Muz cumhuriyeti değil, bağımsız bir üniter devlettir Türkiye…

Etrafımız ateş çemberidir ve terörle mücadele edilmektedir.

“Millî savunmamız” için S-400’ler mutlaka çalışır duruma getirilmelidir…

ABD ve onun arka bahçesi NATO’nun ne yapacağı kestirilemez.

Bağımsızlığımız ve millî bütünlüğümüz için hiçbir şart ve yaptırım kararını kabul edemeyiz…

ABD’li bir senatör, “Türkiye, S-400 sistemini test ederek kırmızı çizgiyi aştı” diyecek kadar küstahlaştı.

Sık sık şantaj unsuru olarak sözde Ermeni soykırımını gündeme getiren de ABD…

Türkiye’deki iş birlikçi STK ve terör örgütü de ABD beslemesidir.

*

Fransız Macron, “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir” dese de…

Şimdi Almanya, Fransa ve ABD ile NATO’da didişiyor.

Biz bugüne kadar hiçbir güvenlik meselemizde NATO’yu yanımızda görmedik…

NATO, Suriye’deki problem için parmağını bile oynatmadı.

Şimdi NATO, Awacs erken uyarı gözlem uçakları alımına gidiyor…

AB, “PKK’nın uyuşturucu ticareti yaptığını” raporluyor ama “terör örgütü” saymıyor…

Başına gelecekleri tahmin eden Merkel, “Zor bir partner de olsa Türkiye, NATO içinde tutulmalı” açıklaması yapıyor…

ABD, PKK’yı hem terör örgütü ilan ediyor hem de destekleyip silah sevkiyatı yapıyor.

Pentagon, “YPG-PKK arasındaki bağın farkındayız” diyecek kadar riyakâr!

Ne bizimle ne de bizsiz olabiliyorlar…

Biz millî savunma sistemlerimizi ve millî güvenliğimizi mutlaka sağlamak zorundayız.

ABD, hep bir tehdittir… Patriot ve F-35 verirse alırız, ama S-400’ler işler haline getirilmeli…

Türkiye’nin yöneleceği ittifak tercihleri de göz ardı edilemez!