HEP ikili, üçlü toplanıyorlardı sonunda beşlik simit gibi sırıtarak ilk defa yanyana geldiler. Yuvarlak düşüncelerini yuvarlak masada buluşturdular. Tek eksik 7. ortak HDP’nin olmayışıydı. HDP ile yanyana ittifak yapıyor görüntüsü vermemek için akıllarınca “zillet beyinleriyle” strateji yapıyorlar. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu her konuda ikiz kardeş gibi davranıyor ama iş HDP ile ittifaka gelince “gizli, maskeli, örtülü” davranmaya gayret gösteriyor.

Bunu bizzat HD(P)KK’lı Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk’ün açıklamalarından öğrenmiştik.

Sırrı Süreyya Önder İmralı’da teröristbaşı Öcalan ile görüşmüştü. O diyalogda Sırrı Süreyya Önder Öcalan’a “Kılıçdaroğlu ile görüştük” bilgisi veriyordu. Öcalan da “İyi yapmışsınız. Ne diyorlar, nasıl yaklaşıyorlar?” diye soruyor, Sırrı Süreyya Önder de “Özet olarak bizim kendilerini desteklememizi ve bunu gizli yapmamızı istedi” cevabını veriyordu. Kemal Kılıçdaroğlu 2014 yılında HDP ile gizlice bu ittifakı kurmaya çalıştı ama bu konuda anlaşamamışlardı. Kemal Kılıçdaroğlu bunu 2019 yılında denedi ve başarılı oldu. Çünkü 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde CHP Genel Başkan Yardımcılarına bile ailece HDP’ye “barajı aşsın” diye oy verdirmişti. Bu sefer HDP’den destek almaya yüzü vardı.

2019 yerel seçimlerinden önce de HDP’li Ahmet Türk ile gizli olarak tasarladığı ve sonradan bir kahvaltılı görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme deşifre olunca Ahmet Türk yerel seçim ittifakını görüştüklerini, “Görüşme teklifi onlardan geldi. (Kemal Kılıçdaroğlu’ndan)” diye duyurmuş ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun gizlilik çabasını “Sayın Kılıçdaroğlu’nu biliyorsunuz. Öyle çok açık konuşmaz” diyerek ortaya koymuştu.

Yani Kemal Kılıçdaroğlu dün Sırrı Süreyya Önder ve Ahmet Türk ile nasıl bu manada görüştüyse, geçtiğimiz günlerde gerçekleştirdikleri toplantıda da “HDP ile görünmeden” onun etinden, sütünden, derisinden yararlanma peşindedir. Kemal Kılıçdaroğlu bunun karşılığında seçimi kazanırsa, terörist Demirtaş ve PKK’lı diğer teröristleri cezaevinden çıkaracak, kayyum atanan belediyeleri HDP’ye geri verecek, 2012 yılında “4 parti anlaşırsa Öcalan’ın ev hapsi bizim için mesele olmaz” diyordu, herhalde Öcalan’ı ev hapsine alacak ve PKK açılımı başlatacaktır. Kurulan tezgâh ve anlaşma özetle budur.

Kemal Kılıçdaroğlu ve diğer ittifak kuyrukları, Türk milletini aldatmak için HDP’yi 7. ortak olarak fotoğraf karesine almayarak akıllarınca gizli işbirliği hedefliyorlar. CHP de, HDP de ve diğer ittifak kuyrukları da bu manada rolünü oynuyor.

HDP’yi fotoğraf karesine almıyorlar ama HDP tabanı tepki gösterince onları ürkütmemek için Kemal Kılıçdaroğlu hemen ertesi gün “HDP’yi yok saymıyoruz. Hiçbir partiyi de yok sayamayız. HDP’yle de görüşüyoruz. İhtiyaç olduğunda yine görüşeceğiz” açıklamasını yapmak zorunda kalıyor.

Benim anlamadığım bir nokta da şu. HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar CHP Genel Merkezi’nde altı oklu kürsüde düzenlediği basın toplantısında “PKK ve Öcalan konusunda CHP ile aramızda hiçbir sorun yok” demişti. Bu açıklamaya CHP’den de hiçbir karşıt açıklama gelmediğine göre niçin HDP’yi hala gizlemeye çalışıyorsunuz?

Kemal Kılıçdaroğlu zaten çok açıktan HD(P)KK’nın tutuklanan siyasetçilerine, belediye başkanlarına, kapatılan gazetesine, televizyonuna sahip çıkıyor. Terör örgütü PKK’ya yapılacak her operasyona karşı çıkıyor ve bu konuda da tezkere oylamasında “Hayır” oyu vererek bu durumu tescillemiştir. Kemal Kılıçdaroğlu “Kürt sorununu mecliste HDP ile çözeceğiz” dediğin halde bu HDP’siz fotoğraf tezgâhlarına niçin giriyorsun ki?

Sen açıktan böylesin. Meral Akşener zaten HDP’yi “Kürtlerin temsilcisi” gördüğünü söylemişti. Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Temel Karamollaoğlu zaten nasıl HD(P)KK sevdalısı olduklarını defalarca gösterdiler. Gültekin Uysal zaten etkisiz eleman, bir milletvekilliği için hepinizin her ihanetine susar.

Kemal Kılıçdaroğlu, Ali Babacan ve Temel Karamollaoğlu’nun Anayasa’nın ilk 4 maddesini değiştirmeyi açık açık söylemelerini de ekleyerek HDP’yi niçin fotoğraf karesine almadıklarını sorgulamak lazımdır.

Bunlara “terörist Demirtaş’ı özgür bırakma ittifakı” dersek de yanlış olmaz. HDP’siz bu ittifakın tadı çıkar mı?

Yerel seçimlerde “HDP ile ittifak yapmadık” dedikleri halde seçimleri kazanan CHP’li belediye başkanlarının “Bu zafer aynı zamanda HDP’nin başarısıdır” diye teşekkür etmesini unutmayalım.

HDP şimdi kendi gibi hainleri kemikleştirmek için “Üçüncü yol” masalları anlatıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimleri ikinci tura kalırsa HDP zaten ceptedir. Ama birinci turda ne yapacaklarını düşünmek adına şimdi sadece zaman kazanıyorlar.

Yoksa teröristbaşı Öcalan HDP’ye mektup yazdığında ne demişti. “Cumhur ittifakı ve Millet ittifakına payanda olmayın.”

HDP bu mektuba ne demişti: Sayın Öcalan’ın ürettiği Üçüncü Yol Stratejisinde ve çağrısında da belirtildiği gibi HDP, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki kutuplaşma siyasetinde taraf değildir. Sayın Öcalan’ın açıklaması ile HDP’nin şimdiye kadar yürüttüğü siyaset birbiri ile örtüşmektedir. HDP’nin İstanbul seçimlerine yönelik seçim stratejisinde ve taktik adımlarında bir değişiklik söz konusu değildir.

***

HDP, teröristbaşı Apo’nun mektubunu böyle değerlendirmiş ve CHP-Ekrem İmamoğlu’nu desteklemeye aynen devam etmişti.

Cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet ittifakı (Davutoğlu adını değiştirmezse) adayı kim olursa olsun HDP onun adayını destekleyecektir.

Cumhur ittifakı PKK’ya kan kustururken, elbette HDP kendine sahip çıkan millet ittifakının yanında olacaktır.

HDP fotoğraf karesine girmese de, CHP’nin ruhuna girmiştir.

Belki de 6’lının fotoğrafını çeken Mithat-Pervin ikilisiydi.

HD(P)KK’dan destek isteyen Kemal Kılıçdaroğlu’nun isteği neydi? Sırrı Süreyya Önder’in ağzından tekrar hatırlayalım: “Özet olarak bizim kendilerini desteklememizi ve bunu gizli yapmamızı istedi.”

HDP’siz fotoğrafa takılmayın, HDP’nin ruhu masadaydı. 3 kere çağırınca Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de gelirler.